Bugünün güçlülerine “Vicdanlý olun” diyorum.
Bugünün iktidar sahiplerine “Adaletli davranýn” diyorum.
Beni her aradýklarýnda, her ziyaretime geldiklerinde onlara vicdanlý, adaletli, merhametli olmalarý gerektiði konusunda tavsiyelerde bulunuyorum.
Bugünün iktidar sahipleri de bana “Size saygýmýz sonsuz; haklý olmaya da haklýsýnýz” diyor.
Ama böyle dedikten sonra da özetle þunlarý bana soruyor:
“Dünün güçlüleri, dünün iktidar sahipleri bize vicdanlý, adaletli, merhametli davrandýlar mý?”
“Zalimlikler sergileyip bizlere zulümler yapmadýlar mý?”
“Her kurumdan, her yerden bizi dýþlamadýlar mý?”
“Hadi sizin hatýrýnýz için bunlarý unutalým; ama dünün güçlülerinin eline yine güç geçse, bize yine ayný zulümleri yapmazlar mý?”
“Bizim tarafta kavgacý, tehdit edici dille konuþulmasýný, yazýlmasýný sonlandýrsak, karþý taraftaki Yýlmaz Özdil, Bekir Coþkun, Emin Çölaþan gibi nefret diliyle konuþup yazan tetikçiler bu tavýrlarýný sonlandýracaklar mý?”
Bana sorulan bu sorular haksýz sorular mý?
Gerçekten de dünün güçlüleri zulümler yaptýlar.
Vicdansýzca, adaletsizce, merhametsizce davrandýlar.
Dindar olduðu için, okuduðu þiiri fýrsat bilip, ülkenin en büyük ilinin belediye baþkaný Tayyip Erdoðan’ý hapse yolladýlar.
Oldum olasý kendilerinin sözcüsü olan Hürriyet gazetesinde onun için “Artýk muhtar bile olamaz” diye manþet attýlar.
Dinini yaþamak isteyen insanlarý kurumlardan dýþladýlar.
Mesela baþörtülüleri üniversitelere sokmadýlar.
Mesela oðlu teðmen olmuþ baþörtülü analarý, oðullarýnýn mezuniyet törenine bile almadýlar.
Kýsacasý, her türlü vicdansýzlýðý, adaletsizliði, merhametsizliði yapmaktan geri durmadýlar.
Ancak her yaptýklarý zulmün sonucunda doðan tepki yayýlýp ülkeyi sarar oldu.
Her yaptýklarý zulmün sonucunda kendi kitleleri azalýr, karþýlarýndaki kitle çoðalýr oldu.
Gözleri o kadar körleþmiþ, kulaklarý o kadar saðýrlaþmýþtý ki, bunun farkýna varamadýlar.
Zulümlerine devam ettiler; eþi baþörtülü birinin cumhurbaþkaný olmamasý için, hiçbir cumhurbaþkanlýðý seçiminde uygulanmayan 367 kuralý gibi bir zorlamayý devreye soktular.
Buna ilaveten e-muhtýra yayýnladýlar.
Yaptýklarý bütün bu zulümlerin sonucunda ne oldu?
Vicdanlar bu zulümlere isyan eder oldu.
AK Parti’ye oy vermeyecekler de AK Parti’ye oy verir oldu.
AK Parti’nin oylarý giderek yükselir oldu.
Herkesin bundan çýkaracaðý dersler yok mu?
Bugünün güçlülerinin bana dediði gibi, dünün güçlülerinin eline bugün yine güç geçse, geçmiþte yaptýklarý vicdansýzlýklarý, adaletsizlikleri, merhametsizlikleri yine yapmaya kalkýþabilirler.
Bugünün güçlüleri bu konuda oldukça endiþeliler.
Ancak bu endiþelerle yaþanamaz.
Bu endiþelerle vicdanlý, adaletli, merhametli davranýlamaz.
Dünün mazlumu, bugünün zalimi olamaz!
Olursa dünün zaliminden ne farký kalýr?
O zaman farklýlýklarýmýzla birlikte barýþ içinde nasýl yaþanýr?
Kardeþlerim; hep birlikte geçmiþten ders almalýyýz.
Nefret diliyle konuþmayý sonlandýrýp vicdan diliyle konuþmalýyýz.
Bir vicdan toplumu inþa etmek zorundayýz.
Bir adalet devleti kurmak zorundayýz.
Onun için diyorum ki, devlet namýn adalet olsun!
Hepimizi vicdanýmýz yönetsin; hükümdarýmýz vicdanýmýz olsun!