Devlet su iþleri, sulandýrmayýn bu iþleri!

Son çýkartýlan Kanun Hükmünde Kararname ile Barýþ Ýçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza atan 115 akademisyen üniversiteden atýldý.

Bu duruma yakýn plandan bakmalý.

Neymiþ?

Barýþ için Akademisyenler Bildirisi, HDP’nin düþüncesini içermekteymiþ.

Biz daha da ileri gidelim.

HDP üyesi deðiller; ama biz bir an için bu bildiriye imza attýklarý gerekçesiyle üniversiteden atýlan akademisyenlerin HDP üyesi olduklarýný farz edelim. 

HDP’li olmak suç mudur?

Eðer suçsa, MHP’nin iki katý milletvekili çýkartan HDP’yi seçime sokup Meclis’e sokmak suçun suçudur.

Yok eðer HDP yasal bir partiyse, HDP’nin düþüncesini içeren bir bildiriye imza attýklarý için akademisyenleri üniversiteden atmanýn izahý nedir?

Üstelik de bu bildiri yayýnlandýktan bir yýlý aþkýn süre sonra böyle bir iþleme giriþmek nasýl izah edilebilir?

Ayrýca bu bildiriye imza atmak suçsa, bu suçu iþleyen 1128 akademisyenden 115’ini üniversiteden atmak hakkaniyetsizliktir.

Bu yapýlanlar benim vicdanýmýn kabul edeceði þeyler deðildir.

Ben ki son seçimlerden önce “Türkiye partisi olacaðým” deyip de seçimden sonra bir bölge partisi gibi hareket eden HDP’yi eleþtirenlerdenim.

Ben ki Barýþ Süreci’ni iyi deðerlendiremediði için HDP’yi eleþtirenlerdenim.

Ben ki hendek siyasetini en aðýr eleþtirenlerdenim.

Ne var ki Barýþ Ýçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza atmasý nedeniyle 115 akademisyenin üniversiteden atýlmasýna da sessiz kalacak deðilim.

Böyle bir haksýzlýða kimse karþý çýkmasa bile ben karþý çýkarým.

Çünkü ben, haksýzlýklara, hukuksuzluklara, zulümlere kimsenin karþý çýkamadýðý dönemlerde bile karþý çýkan bir kiþi olarak tanýnmaktayým.

Cumhuriyet, Aydýnlýk, Evrensel, Sözcü, Radikal, Birgün gibi muhalif gazeteler ile Star, Akþam, Sabah, Akit, Yeni Þafak, Türkiye, Habertürk, Takvim gibi gazetelerin ve de Milliyet, Hürriyet, Posta gibi gazetelerin sitelerine girip hakkýmda yazýlanlarý okuyun.

Hakkýmda yazýlanlarý okuduðunuzda göreceksiniz ki, darbe dönemleri baþta olmak üzere, her dönemdeki haksýzlýklara, hukuksuzluklara, zulümlere ilk karþý çýkaným.

Susma, sustukça sýra sana gelecek”, “Susma haykýr, zulme hayýr”, “Zulme karþý direneceðiz; yýlgýnlýk yok direniþ var” gibi sloganlaþmýþ cümlelerin yazarýyým.

Bu ülkede darbecilerin tanklarýnýn karþýsýnda ilk duraným.

12 Eylül darbesi döneminde hukuksuz yargýlamalarýn, yargýsýz infazlarýn, iþkencelerin son bulmasý gibi maddeleri de içeren ilk insan haklarý kampanyasýný baþlataným.

28 Þubat darbesi döneminde, solcu gençliðin en çok okuduðu yayýn olan Leman dergisinde yazdýðým yazýyla, solcu gençliði dindarlara yapýlan zulümlere karþý ayaklandýraným ve Ýstanbul Üniversitesi’nde dindar gençlerle solcu gençlerin zulme karþý birlikte yaptýklarý yürüyüþün mimarýyým.

Bunlar ve daha fazlasýný yapmýþ, yazmýþ biri olarak, bugün Barýþ Ýçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza attýlar diye akademisyenlerin üniversiteden atýlmasýna hiç sessiz kalýr mýyým?    

Kaldý ki onlara yapýlan en çok da FETÖ’nün, PKK’nýn iþine gelmez mi?

FETÖ’yle, PKK’yla mücadeleyi sulandýrýr hale gelmez mi?

Ergenekon, Balyoz da böyle sulandýrýlmýþ deðil miydi?

Ýþte onun için yetkilileri bir daha ikaz ediyor ve diyorum ki; devlet su iþleri, sulandýrmayýn bu iþleri!