Davutoðlu’nun açýklamasýndan anladýðým, devletin, o dinlemeyi gerçekleþtiren unsuru ortaya çýkarmakta kararlý olduðu yönünde. Korumalý odada Suriye Savaþý hakkýnda beyin fýrtýnasý gerçekleþtirilirken alýnan ve Youtube üzerinden dünyaya duyurulan ihanet kaydýndan söz ediyorum. Davutoðlu, MÝT’in konuyu enine boyuna araþtýrdýðýný, iç ve dýþ unsurlar üzerinde durduðunu ve mutlaka aydýnlatýlacaðýný söylüyor. Zaten aksi olursa, ciddi ama çok ciddi bir sorun var demektir.
Çünkü devletler, bünyelerine sýzmýþ ihanet kulaklarý karþýsýnda hareketsiz kalýrlarsa, toplum, bir ihaneti kolay unutursa, medya, yaþanýlan istihbarat skandalýnýn peþini býrakýrsa, o devlet, açýk söylüyorum er veya geç çöker...
Bakýn, Amerika ile Ýsrail arasýnda yaþanýlanlara, ne demek istediðimi çok iyi anlayacaksýnýz.
Bir casus neye mal oldu?..
ABD Dýþiþleri Bakaný Kerry’nin bütün mesaisini verdiði Filistin Barýþ Süreci neden çöktü, hatýrlatayým: Ýsrail, Filistin’le iyi-kötü barýþ tesisi için Amerika’ya bir þart koþtu. 1987’den bu yana Amerikan cezaevinde yatan Ýsrail casusu JonathanPollard’ýn bir jest olarak serbest býrakýlmasýný istedi. Ve, Amerika, bütün bir çözüm sürecinin sonlanmasýný göze aldý, Pollard’ý býrakmadý. Oysa, Amerikan istihbaratý içinde analist olarak çalýþýrken çok gizli belgeleri Ýsrail’e aktardýðý ortaya çýkan Pollard, hapisteki yasal süresini 1. Kasým.2015’te dolduracak. Amerika yaklaþýk bir 1 yýl önce bu adamý býrakabilir, sürecin sürmesini saðlayabilirdi. Yapmadý. Çünkü “doðal devlet refleksi” budur, Amerikan medyasýnda da kimse ortalýða dökülüp, “býraksaydýnýz ya” falan gibi laflar gevelemedi.
Ýsrail’e büyük þok!..
Bitmedi, iþin devamý Ýsrail açýsýndan daha vahim. Önce teknik bir bilgi vereyim. Amerika bir tek Kanada vatandaþlarýndan vize istemiyor, diðer ülkeler vizeye tabiler. Fakat, Vize Muafiyet Programý çerçevesinde dünyanýn 38 ülkesinin vatandaþlarý, 90 günden kýsa Amerika ziyaretleri için vizeden muaf tutuluyorlar. AB ülkelerinin Bulgaristan ve Romanya hariç tamamý, Japonya, Yeni Zelanda. Avustralya, Singapur, Tayvan gibi ülkeler bu program içinde. Ýyi haber, Türkiye, Brezilya ve Arjantin ile birlikte bu programýn aday ülkelerinden biri, Ýsrail de...
Ýsrail, artýk bu programa dahil olmasý için ciddi baþvuruda bulundu, konu, Amerikan Kongresi’nde ele alýndý ve asýl þok o anda yaþandý.
Çünkü, Amerikan istihbaratýnýn Kongre’nin ilgili komisyonuna gönderdiði belgede, “Ýsrail’in Vize Muafiyet Programý’na dahil edilmesi, Ýsrail casuslarýnýn Amerika’ya giriþini kolaylaþtýrýcý bir giriþimdir, kabul edilemez” yazýyordu!..
Ýsrail devleti, þaþkýn, çünkü Amerikalýlar bugüne kadar onlara, “Arap vatandaþlarýnýz nedeniyle sizi muafiyet programýna alamýyoruz, bizim için güvenlik riski oluþabilir” demiþler, iþin aslýný yeni anladýlar.
Devletin hafýzasý silinmiyor...
40 yýlý bulan gazetecilik yaþantým bana bir gerçeði gösterdi: Devletlerin hafýzasý silinmiyor...
Hükümetler geliyor geçiyor, insanlar deðiþiyor, hatta siyasi tercihlerde ciddi oynamalar yaþanýyor ama, devlet unutmuyor. Dün, Saraybosna’da sohbet ettiðim Osmanlý Arþivleri’nin çalýþkan Balkan uzmaný Yýldýrým Aðanoðlu,“Fatih’in halen Foynika Manastýrý’nda bulunan Hýristiyanlar’a verdiði Ahidname’yi gördünüz mü” diye sordu, “evet” dedim. “Tarihin ilk insan haklarý belgesidir ve biz onun suretini yani, devlet kaydýný Arþiv’de bulduk” diye sohbeti sürdürdü.
Tarih, 1463!..
Devlet, Bosna rahiplerine 15’nci yüzyýlda verilmiþ imtiyaz belgesinin suretine sahip...
Devlet olmak bu, ve bu topraklar kuruluþ yýllarýndan itibaren her þeyi kayýt altýna almýþ bir imparatorluðun siyasi geleneðini taþýyor.
Bu geleneði düþünecek olursak, Dýþiþleri Bakanlýðý’ndaki dinleme skandalýna kýyýsýndan-köþesinden bulaþmýþ herkese, her yapýya, önümüzdeki yüz yýllarda kolaylýklar diliyorum...
Yerlerinde olmak istemezdim...