Devlet ve Kemal beylere açýk mektubumdur

MHP lideri Devlet Bahçeli ve CHP lideri Kemal Kýlýçdaroðlu’na haberlerim var: Emir ve tâlimatlarý Anadolu’daki örgütlerine ulaþmýþ; örgüt üyeleri gereðini yerine getirmede birbirleriyle yarýþ halindeler...

Televizyonlar hepi topu birkaç dakika süren karþý gösterileri uzun uzadýya verdiði, gazeteler özellikle hakaretleri sayfalarýna yansýttýðý için zaten bundan haberdarsýnýzdýr; ben yine de size bir ara rapor sunmak isterim.

Geçen hafta sonunu Denizli ve bazý ilçelerinde geçirdik; her gittiðimiz yerde genellikle 10-15 kiþiden oluþan bir grup baðýrdý, çaðýrdý, sloganlar attý. Hâin olduðumuzu, vataný sattýðýmýzý onlardan öðrendik. Bizlerin hükümetin ‘paralý’ askerleri olduðumuz iddiasýný da seslendirdiler...

Bunlarýn hiçbiri doðru deðil; doðru olmadýðýný en iyi sizler biliyorsunuz...

Heyetin gittiði yerlerde toplantýlar düzenleniyor ve hepsine etkiniz altýndaki örgütlerin temsilcileri de çaðrýlýyor. Çaðrýlmalarý için özel çaba gösterildiðini bilin. Tembihli olmalýlar ki, örgüt temsilcileri saatler süren ve bayaðý tartýþmalý geçen toplantýlara katýlmýyorlar. Onlarýn varlýðýndan bir yerden diðerine giderken bizleri ‘selâmladýklarýnda’ haberimiz oluyor.

Politikada ikbal basamaklarýný týrmanma heveslisi olduðu her halinden anlaþýlan bazý örgüt üyelerinizden doðal ihtiyaç giderme mekânlarýnda heyete yaklaþanlar oluyor; bizleri saðýr sanýyor olmalýlar ki, hepsi yüksek perdeden konuþuyorlar. Olsun, fýsýltýlý tehditlerdense gürültülü konuþmalarý tercih ederim. Ancak karþýlýklý fikir alýþ-veriþi yerine tek taraflý bir söz saðanaðýna muhatap oluyoruz...

Nedense bana bizim ülkemizde çok uzun sürmüþ 19. yüzyýlý hatýrlatýyor bu olaylar: Softa kýlýklýlarýn “Söyletmen vurun” komutu eþliðinde meydana gelmiþ olaylarý, Ýttihatçý sergerdelerin yol açtýðý oldu-bittileri, korkutmalar yüzünden Saray’ýn karar alamaz tavrýný, Ýmparatorluðun batýþýný, 1980 sonrasýnda Turgut Özal’ýn ülkeyi dünyaya açýþýna (bu arada 20. yüzyýla da ‘Merhaba’ demesine) kadar geçen kayýp yýllarda yaþanan seleflerinizin sebep olduðu olumsuzluklarý...

Dünyanýn baþka uluslarý çoktan karþýladýlar 21. yüzyýlý, biz ise þimdilerde ona kapaðý atma derdindeyiz. Türkiye ‘çaðdaþ’ bir ülke olmanýn bütün özelliklerini kazanabilsin, bunun için de önce kendi içindeki sorunlarla ve sonra etrafýndakilerle baþedebilsin; bu sayede kazanacaðý özgüvenle yaþadýðýmýz coðrafyaya dýþarýdan müdahalelere ‘höst’ diyebilsin derdi bu...

Teröre muhatap bir ülke bunlarýn hiçbirini baþaramaz. Ýnsanlarýný mutlu ve müreffeh kýlamaz. Onun bunun oyunlarýna gelmekten kurtulamaz. Oysa bu potansiyeli var ülkemizin...

Biliyorsunuz, Denizli’deydik. Gittiðimiz her yerde dükkânlarýn camekânlarýnda ‘makinacý aranýyor’, ‘dokumacý aranýyor’ ilânlarý vardý. Denizli ve ilçelerinde kadýnlý-erkekli herkes çalýþýyor ve iþgücü ihtiyacý yöreden karþýlanamýyor. Peki ne yapsýnlar? Bir yerde, “Yurtdýþýndan iþçi getirmeyi düþünüyoruz” denildi.

Yurtdýþýna ne hâcet... Barýþa kavuþacak ülkemizin güven ortamýnda iþsizlikten kýrýlan illerden Denizli’ye koþacak yüzbinler çýkacaktýr.

Görüyorsunuz Devlet Bey, Kemal Bey, bizler de ülkemizi düþünüyoruz. Artýk hep birlikte hareket eden, yanyana protesto gösterileri düzenleyen, ayný sloganlarý kullanan sizlerin örgüt elemanlarýnýzý tersine inandýrsanýz da...

Ha, henüz “Vur de, vuralým” faslýna gelinmedi, ama eli kulaðýndadýr.  

Vazgeçeceðimizi sanýyorsanýz aldanýyorsunuz.