Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

Devlet-i Aliye hiçbir ülkeye bağımlı değildir

Birinci Dünya Savaşı’nın daha ilk haftasında Enver Paşa, Rusya ile ittifak yapmak istemişti. Bu ittifak gerçekleşse, tarih değişirdi.

Birinci Dünya Savaşı Osmanlı için 1 Ağustos’ta Almanya’nın Rusya’ya savaş ilanıyla başladı. 2 Ağustos’ta Osmanlı, Almanya ile gizli ittifak anlaşması imzaladı... Bu anlaşmanın imzasından İstanbul’da beş kişi haberdardı. Ardından seferberlik ilan edildi. Osmanlı ordusu savaşa hazırlanıyordu ama sorana ‘Tarafsızız’ deniyordu. 

Almanya, Osmanlı ordusunu en kısa zamanda Rusya’ya sokma niyetindeydi. Savaşı kazandığında Almanya’nın Osmanlı arazisindeki hakimiyeti pekişecekti. Osmanlı parçalanırsa da Almanya erken gelen olacaktı. İngiltere ve Fransa ile ittifak halinde olan Rusya, İstanbul ve Boğazları gözüne kestirmişti. Babı Ali’nin esas kaygısı, tarihi düşman Rusya idi. 

Ancak Babı Ali, Almanya ile 2 Ağustos gizli anlaşmadan sonra dahi Rusya merkezli olarak, İngiltere ve Fransa ile ittifak aramıştır. Hem de 3 Ağustos’ta Sultan Osman ve Reşadiye zırhlılarına İngiltere’nin el koymasına rağmen... 30 Ekim’de Goeben ve Breslau Karadeniz limanlarını bombaladığında bile, Rusya-Osmanlı ittifak ihtimaline açık kapı vardı... Ancak bu çabaları, Osmanlı’yı parçalamaya kararlı olan İngiltere ve Fransa baltalamış, Almanya da Karadeniz saldırısıyla, Osmanlıyı savaşa sokmuştur. 1914’te savaşın başında Osmanlı-Rusya ittifakı kurulsa, tarih değişirdi. 

 

Enver Paşa, Rusya ile görüşüyor

5 Ağustos: Almanya ile gizli ittifak anlaşmasından üç gün sonra Enver Paşa, Rus askeri ataşesi General Leontiev ile görüşür. Bir gün önce Almanya, Belçika’ya girmiştir.. Goben ve Breslau o gün Malta açığından doğuya yol almaya başlamışlardır. Enver Paşa-Leontiev görüşmesini Rus Sefiri Mikhail Nikolayevich von Giers, St Petersburg’a rapor eder. (Polonsky, J. Documents Diplomatiques Secrets Russes 1914-1917)

Enver Paşa, seferberliğin Rusya’ya yönelik olmadığını hatta Rusya Osmanlı endişelerini giderirse, Türk ordusunun Kafkasya’dan çekilebileceğini söyler. Sonra Enver Paşa, Rus ataşeyi muhtemelen koltuktan düşme noktasına getirir: “Devlet-i Aliye hiçbir ülkeye bağımlı değildir, sadece kendi çıkarlarını gözetecektir. Rusya Türk ordusu ile işbirliği yapmayı düşünürse, bu işbirliği imkansız değildir.”

Enver Paşa Rus-Türk ortak ordusu kurulmasını öneriyordu. Böyle bir ortak ordu, Balkanlarda herkesi saf dışı bırakabilirdi. Ya da bu ordu, Balkan desteğiyle Avusturya’ya da karşı durabilirdi. Karşılığında, Osmanlı için Batı Trakya’da sınır düzeltmesi ve Ege adalarının iadesi gerekiyordu. Enver Paşa, Balkan ittifakı kurulacaksa, Yunanistan için Epir’de, Bulgaristan’a Makedonya’da, Sırbistan’a da Bosna-Hersek’te sınır düzenlemesi önermekteydi.

Yani Osmanlı, Rusya ile ittifak arıyor ve çare öneriyordu: Osmanlı’nın toprak bütünlüğünün korunması, o zamana dek kaybedilen Balkanlarda sınır değişiklikleri ve mutlaka Ege Adaları. 

Rus askeri ataşe hayretle Enver Paşa’yı dinler ve Alman subayların hakim biçimde ülkede olduklarını hatırlatır. Enver Paşa, Berlin’in sadece kendi çıkarını gözettiğini, Almanya’nın Osmanlıyı kendi nüfuz alanına almak istediğini, bunun gerçekleşmeyeceğini çünkü Devlet-i Aliye’nin tümüyle kendi çıkarını gözeteceğini söyler. 

Bu arada aynı gün, İstanbul’daki Bulgar sefiri de Rus sefir Giers’i ziyaret etmiştir. Rus sefiri, merkeze yolladığı telgrafta Bulgar sefiri ile Enver Paşa’nın aynı şeyleri söylediklerini, muhtemelen anlaşarak geldiklerini yazar. Böyle bir Balkan blokunun Rusya çıkarına olduğunu, zamanı gelince de Rusya’nın Boğazlara hakim olabileceğini belirtir. Rus Dışişleri Bakanı Sazanov ise sefirine “Görüşmeleri sürdür ama taahhüt altına girme” der. 

Ne olmaktadır? Almanya ile gizli anlaşmasına rağmen Osmanlı, Rusya ile ittifak aramaktadır. İki yıl önce kıyasıya savaşan Osmanlı ile Bulgaristan, yeni şartlarda Balkan ortaklığı konuşmaktadır. Üstelik, Osmanlı’nın Rusya’dan talepleri, hayli mütevazidir: Batı Trakya Müslüman toprağı ve Ege Adaları. Esas hedef, elbette İmparatorluğun mevcut sınırlarının korunması idi.

6 Ağustos: Almanya-Osmanlı gizli ittifak anlaşmasından 4 gün sonra ve Alman gemileri Goben ve Breslau’nun Çanakkale’den girmelerinden 4 gün önce... Enver Paşa yine Rus Askeri Ataşe ile görüşür ve Osmanlı ordusunun, iyi niyet ifadesi olarak Kafkas cephesinden geri çekilebileceğini söyler. Bu birlikler Trakya’ya konuşlandırılacaktır. Rusya ile ittifak kurulursa, Alman askeri heyeti İstanbul’dan çıkartılacaktır. Rusya ile anlaşma 5 ya da 10 yıllık olmalıydı. Osmanlı, Ege Adalarını ve Batı Trakya’yı istemektedir.

Öneriyi Rus Dışişleri Bakanı ihtiyatla karşılar. İstanbul sefiri Giers ise Enver Paşa’nın önerisinin hemen kabul edilmesini savunur. Enver Paşa’nın önerisinin gerçekliğinden kuşku duyulsa da, Rusya bu öneriyi reddederse, Almanya kazanacaktır. (Giers-Sazanov telgrafları 9 Ağustos 1914;  Pokrovksy, M. N. Pages d’Histoire 1929) 

Sazanov ise kuşkuludur. Sefirine “Osmanlı şayet, Avusturya-Almanya ile ittifak yaparsa, Rusya’nın Anadolu’yu ele geçireceğinin Babı Ali’ye bildirilmesini” ister.

Rus sefiri Giers, gizli Alman-Osmanlı anlaşmasını duymuştur ve Türklerin önerisinin zaman geçirilmeden kabul edilmesini istemektedir. İttifak kurulursa, Rusya Balkanlarda üstünlüğü sağlayacak, Osmanlı üzerindeki Alman hakimiyeti kırılacak ve en az 200 bin Osmanlı askeri Avusturya’ya karşı safa geçecektir. Sefir “Tarihi an geldi” diye yazar. 

10 Ağustos: Goeben ve Breslau Boğazlardan geçmiştir. Herkes şaşkındır. Rus sefiri Giers, St Petersburg’un acele karar almasını ister. Osmanlı ile Bulgaristan bir arada tutulmalıdır. Yoksa iki güç Rusya’ya karşı duracak ve ‘yarın çok geç olacaktır’. Giers, gizli bir Alman-Osmanlı anlaşması olduğunu da teyit etmiştir. Buna rağmen, “Türklerle anlaşalım. Son bir umut da olsa, Türkleri Almanlardan kopartmak bizim için çok önemli” demektedir. 

Fransa Dışişleri Bakanlığı ise Osmanlı ile ittifaka çok uzaktır. Aynı gün Rus Sefiri Izvolsky’e Fransa “Osmanlıyı karşı tarafa itersek, sonra işini bitiririz” der. 

15 Ağustos: Rus Dışişleri Bakanı Sazanov, Enver Paşa’nın önerisini Paris Sefiri Izvolsky ve Londra Sefiri Alexander Von Benckendorff’a yollar. Osmanlının tarafsızlığına karşılık Rusya şunları önerecektir: 1- Osmanlı, samimiyet işareti olarak seferberliği sona erdirecektir 2- Rusya ittifakı, Osmanlı toprak bütünlüğünü garanti edecektir. 3- Almanya’ya verilen bütün imtiyaz, Osmanlıya geçecek ve bu durum gelecekteki barış anlaşmasında teyit edilecektir. 

Aynı gün Giers, önerileri Sadrazam Damat Ferit Paşaya iletir. St Petersburg’a yollanan telgrafa göre Sadrazam, toprak bütünlüğü ve Almanya imtiyaz iptalini memnuniyetle karşılamıştır. 

Babıali’nin Rusya’dan çekindiğini bilen Sazanov, Osmanlı’ya verilecek garantilerin İngiltere ve Fransa tarafından da teyidini gerekli bulur. Sazanov, Boğazların güvenliği için Limni adasını Osmanlıya verecektir. Limni’ye karşılık da Yunanistan’a Sakız, Midilli Adaları ve Yanya verilecektir. 

Bu arada İstanbul’daki Sefir Giers, Sadrazam’ın güç kaybetmekte olduğunu, Enver Paşa’nın bütün yönetimi ele almaya hazırlandığını ve Türk-Alman anlaşmasının muhtemelen imzalanmış olduğunu bildirir. Ancak ekler: St Petersburg Osmanlı ile ittifakı kabul ederse, durum değişecektir. 

 

22. Meridyene dek Batı Trakya

16 Ağustos: Goeben ve Breslau 6 gündür İstanbul’dadır. Rus Dışişleri Bakanı Sazanov, Londra ve Paris’e Osmanlı-Rus ittifak anlaşmasının taslağını yollar:

1- Türkler Kafkasya’dan çekilecektir.

2- Türkler Balkanlarda, gerekirse Bulgaristan ile de savaşacak bir orduyu Rusya’ya verecektir.

3- Almanlar İstanbul’dan çıkartılacaktır.

4- Karşılığında Osmanlı, 22. Meridyene kadar Batı Trakya’yı ve Ege Adalarını alacaktır. (İşte burası çok ilginç: 22. Meridyen, yukarıda Sofya’nın Batısından, Aşağıda da Selanik’in Batısından ve Komanova’nın yakınından geçer. Batı Trakya, Türktür.) 

5- Rusya-Osmanlı savunma anlaşması 10 yıl süreli olacaktır. 

Paris’te ise Fransız Bakan Delcasse, Osmanlı vaatlerinin işe yaramayacağını, müttefiklerin Balkan ittifakı kurup Osmanlıya karşı harekete geçmesini, Trakya’da Enez-Midye hattına kadar alanın Bulgaristan’a verilmesini ister. Fransa, Osmanlının Balkan ittifakına karşı bir şey yapamayacağına inanmaktadır.

Londra’da Dışişleri Bakanı Grey, Osmanlı toprak bütünlüğünü ve Almanların çıkartılmasını destekler. Ancak Batı Trakya ya da Limni’nin Osmanlıya verilmesine karşıdır. 

Londra’nın hesapları başkadır: Osmanlıya toprak verilmesinin, kadim İngiliz uzantısı Venizelos’u kızdıracağı hesaplanmıştır. Londra, Osmanlının bu şekilde Rus etkisine girmesinden de memnun değildir ama bunlar Rus sefire söylenmez. Bir gizli niyet de şudur: Ege Adaları Yunanistan’da kalınca İngiltere adalar üzerinden ve Yunan desteği ile Çanakkale’ye saldırıp kolayca İstanbul’a ulaşacağını daha Ağustos 1914’te hesaplamaktaydı. İngiltere de Boğazların hayalini kurmaktaydı. 

Rusya’nın Osmanlı ile ittifak planları toprak tavizi bahanesiyle ve Osmanlıyı karşı safa itmek için İngiltere ve Fransa tarafından baltalanmıştır.