Devleti güçlendirmek

Günümüzde resmi devletten farklı olarak bir paralel devlet olduğuna ve bunun çok etkili olduğuna inanılıyor. Bu teşhis yanlış değildir ama bunun nasıl önleneceğinin ve güce sahip olurlarsa nasıl bertaraf edilmeleri gerektiği tartışılmalıdır. Ülke daha kurulurken eğer rekabet eden güçlerden galip gelen taraf bir devlet kurulmasına izin vermişse o günden itibaren devleti yönetir ve böylece halkı da yönetmiş olur. Hatta şunu söyleyebiliriz: Bir dış güç ya da içerde yönetimi ele geçirmek isteyen bir güç halkı yönlendirerek ülkeyi ele geçirmez aksine devleti ele geçirerek halkı da kontrol altına alır.

Bir devletin bağımsızlığı sınırları, bayrağı, yönetenlerin devlete bağlılıkları ve özel günlerdeki bayramlarıyla tarif edilir. Bu  bayramlar bağımsızlığın sembolüdür ve bu nedenle özellikle kutlanır. Bu bayramları küçümsemek istemiyorum, sadece bir ülkeyi kontrol eden güç de bunu önemser ve böylece yabancılığını örtmeye çalışır. Şunu söylemek istiyorum: Yabancı bir gücün ülkeyi kontrol etmek için bayramları yok sayacağı beklenmemelidir, hatta bu güç ona daha fazla önem verebilir ve böylece halk bağımsızlığının korunduğunu düşünür.

Buradan şu sonuç çıkarılabilir. Ülkeyi kontrol etmeye çalışan güç halkın değerlerine karşı savaş açmaz aksine bunların savunulmadığını ve iktidarın değiştirilerek bu değerlerin daha iyi korunacağını söyler. Mesela AK Parti gericilikle itham edilmiş ama bugün dindar bir örgüt tarafından eleştirilmektedir. Devletin en büyük zaafı güvenliğin sağlanamamasıdır. Bu güvenlik güçlerinin yetersizliğinden kaynaklanmayabilir. Siyasi bir güç bunları tahrik edebilir. Mesela ülkemizde ordu birçok kere darbe yapmıştır ve bunu ülkenin güvenliği için yaptığına inanmıştır. Bu hareketlere sevk için yaratılan düşünce: Ülkenin varlığının sembolü olan bir takım düşünce ve inanışların tehdit edildiği ve bu gerçekleşirse ülkemizin varlığının tehlikeye gireceği kuşkusudur. Yani darbe yapanlar vatanseverdir tek hataları siyasi analiz yapmamış olmalarıdır. Burada şuna işaret etmeliyiz. Onlara ders ve konferans verenler akıllarına göre değil inançlarının aynı olmasına göre seçiliyor.

Eğitim sistemi de benzer şekilde kişilerin duygusal tercihlerinin doğru olması amacıyla yapılıyor ama analiz yapılmıyor hatta üniversitelerde bile bilgi veriliyor ama analiz önemsenmiyor.

***

Devletin güvenliğini sağlayan en önemli faktör güvenlik güçlerinin etkinliğidir. Bunun başında istihbarat servisi gelir. Ancak dış güçler bunu bildiği ve kendi ülkelerinde istihbarat servisleri çok önemli olduğu halde bizdekini etkisiz hale getirmeye çalışırlar. Bunun yolu onu zayıflatmak değil ancak hedefini şaşırtmaktır. Mesela örgüt yabancı güçlerin operasyonunu değil de kendi halkında ideolojik açıdan farklı olanları tespitle uğraşırsa, yabancı güçler ülkenin yabancısı olduğu ve beğenmediği ideolojilerle değil fakat en beğendiklerimizle gelirler. Bu konuda çoğu zaman başarılı da olmuşlardır. Ülkemizde ne kadar istikrarı bozan eylem ya da seçimsiz iktidar değişikliği olmuşsa, hatta vatandaşın eğilimlerini yönlendirmek için sokakta eylem ve bunu tamamlayan basın kullanılmıştır.

Devlet varlığını sürdürmek için güvenlik güçlerinin etkinliğine muhtaçtır. Bunlar sadece kahraman değil, akılla yönetilen kişiler olmalı ve yabancı olanı anlamalıdır.