Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn ‘kürtaj’ konusunda ne düþündüðünü biliyoruz: Kürtajý cinayet sayýyor... Ak Parti öndegelenlerinin çoðu da ayný yönde görüþ açýkladýlar; kürtaj konusuna hiç mi hiç olumlu bakmýyorlar...
Aslýnda konuya olumlu bakýlmayan tek ülke Türkiye, tek siyasi görüþ de Ak Parti’nin görüþü deðil; konu ne zaman tartýþma gündemine girse, dünyanýn hemen her tarafýnda insanlar tam ortadan ikiye bölünüyorlar. Bir bölüm, daha çok dini inanç ve biraz da saðlýk sebepleriyle kürtaja müthiþ karþý çýkarken, diðer bölüm de ‘kadýnýn bedeni kadýna aittir’ veya ‘býrakalým kararý kadýnlar versin’ gibi yaklaþýmlarla yasakçýlýða karþý çýkýyor.
Her yerde böyle bu; ABD’de de, Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerinde de...
Eðer konu tartýþma gündemine girmemiþ ve kendisi görüþünü açýklama ihtiyacý duymamýþ olsa Baþbakan Erdoðan’ýn kürtaja iliþkin görüþünün þimdi öðrendiðimizden farklý olduðunu düþünür müydünüz? Kendi hesabýma bu soruya rahatlýkla ‘’Hayýr’’ cevabýný verebilirim; dini inancý güçlü pek çok kiþi gibi Tayyip Bey’in de kürtaja hoþ gözle bakmadýðýný tahmin etmek zor deðil.
Nitekim saygýn din bilginleri de tartýþmaya katýlýp, çok kýsýtlý bir alan dýþýnda kürtajýn doðru olmadýðýný açýkladýlar. Dini hassasiyete sahip kiþiler 30 yýldýr ülkemizde kolayca icra edilebildiði halde kürtajdan uzak duruyorlar zaten...
Bilgisi olmayanlar, ya da hassasiyetleri eksik olanlar da konunun dini açýdan durumunu böylece öðrenmiþ oldu; kürtajý bir çeþit doðum kontrol yöntemi olarak görenlerin veya her talep edene bu operasyonu uygulayan tabiplerin bir bölümü bundan böyle daha dikkatli davranacaklardýr.
Ancak konuyu açýp tartýþmayý bu boyuta taþýyan Ak Parti’nin uyarýyla yetinmeyip kürtajý yasaklama veya iyice zorlaþtýrma yönüne gitmesi, bunun için de Meclis’e yasa teklifi sunmasý bekleniyor; tartýþmanýn sokaða taþýnmasýnýn sebebi de bu zaten. Her gün bir yerlerde kalabalýklar bu niyetten hareketle protesto gösterileri düzenliyorlar...
Meclis’te yeterli çoðunluða sahip bir parti olduðuna göre, Ak Parti, niyetini yasaya dönüþtürebilir elbette; ancak cevabýný aramamýz gereken soru þudur: Niyetini yasaya dönüþtürmeli mi? Bu soruya benim vereceðim cevap kestirmeden yine ‘’Hayýr’’ olacak...
Sadece Türkiye ‘laik’ bir devlet olduðu, bu sebeple de ‘kürtaj’ dahil pek çok baþka konuda da dince hoþ görülmeyen uygulamalara yasal açýdan izin verildiði için deðil... Bu da önemli doðal olarak, ama esas önemli olan, sosyal ve dini boyutlarý da bulunan bir konuda kararýn insanýn iradesine býrakýlmayýp zorlama yoluyla sonuca ulaþtýrýlmak istenmesinin yanlýþlýðýdýr.
Bugünkü yasal çerçeve müstakbel annenin saðlýðýný tehdit etmemeyi esas alan bir formülü benimsemiþ bulunuyor; yasaklama sonrasýnda meydana gelebilecek olumsuzluklar annenin yaþam hakkýný da tehlikeye düþürebilir.
Þu son tartýþmalar sýrasýnda konuyu enine boyuna öðrenme fýrsatý bulan insanlarýmýz, býrakalým, nasýl bir tavýr alacaklarýna kendileri karar versinler.
Devletin görevi de zaten bundan ibarettir.