Devletin gücü daha etkin ve hızlı gösterilmeli…

Kayseri'de, Suriyeli düşmanlığı üzerinden sahnelenen kaos planının, provokasyonların birden nasıl kamu düzenine yöneldiğini gördük.

Devletin her dakika teyakkuz halinde olmasının önemini bir daha anladık.

ABD/İsrail/AB hesap ve menfaatleri karşısında dik duran Türkiye'nin gücü bir daha test ediliyor.

15 Temmuz 2016 hain FETÖ darbe girişiminde de Türkiye'nin gücü sınandı.

ABD, çok güvendiği FETÖ'den hayal kırıklığına uğradı.

Ancak ABD'nin Türkiye düşmanlığı bitmedi, bitmez de.

ABD, şimdi özellikle İsrail karşısındaki dik duruşundan dolayı Türkiye'ye bedel ödetme peşinde. Bir yandan müttefikmiş gibi davranıyor, bir yandan ise Suriye'nin kuzeyinde bir terör devleti kurulması için PKK'ya zemin hazırlamaya devam ediyor.

Hep yazıyor, söylüyoruz; rahatsızlık Erdoğan ve AK Parti iktidarı, Cumhur İttifakı değildir. Rahatsızlık, güçlenen Türkiye'dendir...

Bölgesinde kirli oyunları, küresel tezgâhları bozan, şer ittifakını rahatsız eden, savunmada kendisine yettiği gibi dostlarına da el uzatan, giderek güçlenen bir Türkiye var.

Sömürgeci/emperyalist odakların tekerine çomak sokan Türkiye'den çok rahatsızlar.

Avrupa futbol şampiyonasında türbinleri, coşkuyla salladıkları Türk bayrakları ile gelincik tarlasına döndüren seyircimizden çok rahatsızlar... Avusturya maçında 2 gol atan Merih Demiral'ın; sevincini, bozkurt işareti yaparak göstermesinden, koskoca UEFA rahatsız oluyor...

Almanya İçişleri Bakanı Faeser, futbolcumuzun ırkçılık yaptığını ve UEFA'nın bu konuda kesinlikle bir yaptırım uygulaması gerektiğine dair paylaşımda bulunuyor...

Türkiye'nin her başarısı, her ilerleme adımı, tabiri mazur görün bunları kudurtuyor.

Sadece asırlık Türk ve İslam düşmanları değil, içerde de milletimizin kendi mânâ köklerine sahip çıkarak büyümesinden rahatsız olanlar da melanetlerine hiç ara vermiyorlar.

Türkiye'nin sıkıntısı; başta CHP, muhalefet partilerinin sürekli yalanlarla, algı operasyonlarıyla, Batı'nın ihanet ve tezgâhlarının değirmenine su taşımasıdır.

Muhalefeti destekleyen medya da öyle.

İsim vermeyelim, öyle televizyon kanalları, öyle gazeteler var ki, etki ajanları, 5. Kol elemanları, bunların eline su dökemez.

İktidarın hiç mi ülke yararına, vatan savunmasına dair olumlu, başarılı bir icraatı yok ki, her gün felâket tellâllığı yapıyor, insanımızın moralini bozuyor, Türkiye batıyor, bitiyor diye hop oturup hop kalkıyorlar.

Hele sosyal medyadaki yıkıcılık.

İhanetin organizasyonu, asıl sosyal medyada yapılıyor.

İşte 30 Haziran'da Kayseri'deki provokasyonla ilgili İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, olaylar sonrası sosyal medya platformu X üzerinden yaklaşık 79 bin hesaptan 343 bin paylaşım yapıldığını açıkladı. Paylaşım yapılan hesapların yüzde 37'sinin BOT (internet üzerindeki çeşitli platformlarda otomatik işlemler için kullanılan yazılım programları) olması ihanetin nasıl organize olduğunu anlatıyor.

Suriye uyruklulara ait ev, iş yeri ve araçlara zarar veren figüranların kimlikleri de tezgâhı işaret ediyor. Bakan Yerlikaya'nın yaptığı açıklama:

"Provokatif eylemler sonrası 474 şahıs gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan şahısların 285'inin çeşitli suçlardan (göçmen kaçakçılığı, yaralama, uyuşturucu, yağma, hırsızlık, mala zarar verme, cinsel taciz, dolandırıcılık, parada sahtecilik, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma gibi) adli kaydı olduğu tespit edilmiştir."

Türkiye'nin gücünü test etmeye kalkanlar, FETÖ'den de PKK'dan da onların siyasî hamileri olanlardan da umduklarını bulamayacaktır.

Yeter ki devlet birimlerinin; içeride yargının, emniyetin, sınır ötesinde de silahlı kuvvetlerin gücü daha etkin ve hızlı gösterilsin...