Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Selahaddin E. ÇAKIRGİL
Tüm Yazıları

‘Devletler arasında, yargı adına kurulan oyunlar!’ çağında..

30 Temmuz tarihli yazımın,  ‘Trump’a bir ‘trump /koz’  kaptırılmamış mı?’ şeklindeki başlığının mazmûnunda, böyle bir koz’un verilmiş olabileceği gibi bir iddia ve bir muhtemel yanlışa işaret vardı.

Bazı okuyucular, bir yanlış yapılması ihtimalinin dile getirilmesine tahammül edemediklerinden,  hemen ‘şeytanın avukatlığını yapmak’ gibi ithamlarda bulundular; ‘fakir’e.. 

Halbuki,  sionist İsrail rejimininönce casusluk suçlamasıyla tutukladığı ve sonra da pasaportuna el koyarak, belli bir yerde ikamet etmesi şartı’yla serbest bıraktığı ve Türkiye’ye gönderilmesini engellediği TC vatandaşı bir kız için Amerikan Başkanı Trump’tan aracı olmasını istemenin, Trump’ın eline, ‘Brunson’un serbest bırakılmasını, üstelik dostça bir görüntüyle isteyebilme fırsatını vereceğinin düşünülmemiş olması’ydı, hatırlatılmak istenen..

Nitekim, Trump, fırsatı kaçırmadı, hemen Netenyahu’ya telefon edip, o kızı bıraktırdı. Amerikan Başkanı Trump bunu Türkiye Başkanı Erdoğan’ı çok sevdiği için değil; tehditlerle yaptıramadığını, dostça bir görüntüyle yapmak fırsatını elde ettiği için yapmıştı, herhalde..

TC vatandaşı kızın  suçsuz olduğunu iddia ediyorsak; şeytanî ve saldırgan siyasetleriyle bilinen Trump da Pastör Brunson için ‘O, harikulâde bir hristiyandır; o casus ise, ben de casusum..’ diyor.

***

Papaz Brunson’unTürkiye’de 20 küsur yıldır sadece hristiyanlığı anlatan birmisyoner olduğu iddiasına ise, ancak çok saf olanlar inanırlar herhalde..

100 yıl önce, Osmanlı’nın son döneminde arab dünyasından nice beyin(siz)leri, ‘Büyük Arab İmparatorluğu kurulacağı’ hayalleriyle kandıran Lawrence de, bir arkeolog idi guyâ..

***

Evet, devletler kendi aralarında yargı veya kanun yoluyla olmayacak sanılan bu gibi rehine alma ve kurtarma uygulamalarını yaparlar.

İran’da 1979 başında inkılab gerçekleştikten 9 ay kadar sonra, Tahran’daki Amerikan B. Elçiliği yüzbinlerin baskınıyla işgal edilmiş ve diplomat kılıklı 52 casusun ele geçirilip, ülkenin muhtelif yerlerinde 444 gün rehine tutulmuş ve amma, J,mmy Carter’den sonra Başkan seçilen Ronald Reagan’ın tehditler savurarak işbaşına gelmesine 48 saat kala, casus- diplomat denilen o kişiler, ülkelerine sağ-salim döndürülmüşlerdi..

9-10 yıl önce de Ahmedînejad’ın Cumhurbaşkanlığı sırasında 12 ingiliz denizcisi İran sularında yakalanmış, casusluk suçlamasıyla, en ağır cezalara çarptıracakları açıklanmışken ve 1 ay kadar süren bir gerilim sonrasında, bu kişiler törenle serbest bırakılmış, gerilim bitirilmişti.

***

Türkiye de Deniz Yücel isimli, TC ve Almanya çifte vatandaşı olan kişiyi 1 yıldan fazla tuttuktan sonra, Almanya’nın sürekli baskıları üzerine serbest bırakmış; Almanya da o ‘mâsum’ adamını, hemen özel bir uçakla götürmüştü ülkesine..

Kezâ, bir insan hakları aktivisti olduğu söylenen bir Almanya vatandaşı da Büyükada’da basılan bir toplantıdan sonra tutuklanmışken, 6 ay kadar sonra serbest bırakılıvermişti.  Ama, aynı anda, Almanya da, DİTİB’deki Diyanet görevlileri hakkında benzer şekilde suçlandıkları dosyaları kapattı!

***

Anlaşılmalı ki,  devletler siyasetleri gerektirdiğine bazı kişiler hakkında bir takım istihbarat raporları, belge ve delilleri üretirler ve diplomatik baskı için koz olarak kullanmaya çalışabilirler.  Nitekim, Halk Bankası Gn. Md. Yard. Hakan Atilla da benzer suçlamalarla, 32 ay hapse mahkûm edilmedi mi Amerika’da?

Kamuoyu önünde karşılıkla tehditler olur, ama, nice gerilimler sessiz diplomasi ile yatıştırılıverir.

Böyle vak’alar hakkında sadece yargıdaki iddianâmelere bakarak hemen, ‘Bunlar suçludur veyamâsumdur..’ diye iddialı görüşlerde bulunmak, bu devletler arası oyunlardan habersiz olmak demektir.