''Devletsizlik''...

Afganistan'da insanlýk tartýlýyor...

ABD'ye göçmek ümidiyle tahliye uçaklarýna hücum eden Afganlarý kalplerimiz sýzlayarak seyrettik. Sadece ABD'ye uþaklýk ettiler diyerek kesip atmamak gerek. Onlarýn þayet sýrtlarýný güvenle dayayacaklarý bir devletleri olsaydý, ülkelerini bu þekilde terk etmek isteðiyle dolup taþmazlardý kuþkusuz. Ýþgal, katliam, baský, nükleer denemeler... Bunlarla geçen 42 yýl... Yetimler, dullar, bombardýmanda sakat kalmýþ kiþilerle, her evde yarýnýndan umutsuz yüzbinlerce insanýn, uçaklara niçin koþuþtuðunu çok da suçlayarak sormamak gerekiyor...

Ya muratlarýna ererek, yabancý ülkelere ettikleri hizmetler karþýlýðýnda ülkelerini terk ederken mutlulukla gülümseyerek son pozlarýný çekinenler? Adeta bir kýyamet gibi, kimsenin kimseyi gördüðü, kimsenin kimseden utandýðý yok... Tüm bu birbirinden kopmuþ, patlamýþ bir vitray gibi paramparça daðýlmýþ insanlarý, bir arada tutacak hiç bir zemin kalmamýþ...

O zemin devlettir. Tüm bu kýyamet provasýnýn bize haykýrdýðý þey ise; 1979'dan beri iþgal altýndaki Afganistan halkýnýn esaslý sorununun devletsizlik olduðu...

...............................

Afganistan'la ilgili diðer þok edici maske düþüþü ise kapitalizmin insanlýk karþýtý yüzsüzlüðü ile ilgili... Uçaktan aþaðý atlayanlarý, tiþörtlerin üzerindeki birer ucuz imaja dönüþtüren sistem, sadece insanlýðýn yüz karasý deðil, insansýzlýk duvarýna çarpan devasa bir vahþet birikimi...

Ve 'burka'... Afganistan'ýn 1979'dan beri iþgal altýnda olduðunu, burkalý kadýn fotoðraflarýyla adeta unutturmak için el birliðiyle harekete geçen tüm sahtekarlar, yüksek sesle kadýn haklarýndan söz ediyorlar... Burka 2021 yýlýnda ortaya çýkmýþ bir giysi deðil oysa, yüz yýllardýr Afgan kadýnýnýn giyindiði geleneksel giysi olduðu halde, sanki Taliban ile ortaya çýkmýþ bir kapatma eylemi gibi takdim ediliyor...

2001 yýlýnda ABD'nin Afganistan'ý iþgal etmesinin ardýndan ülkemizde çýkan bazý gazetelerin nasýl da bayram ettiðini bir kez daha hatýrladýk. Güya ABD iþgaliyle Afgan kadýnlarý burkalarýný baþlarýndan söküp atarak, kuaförlere koþmuþlardý, uçaklarla Amerika'dan ojeler, rujlar, saç boyalarý, kozmetik ürünler yetiþtirilemiyordu. Ýðrenç bir dezenformasyonla, iþgalin uluslar arasý makyajý yapýlýyordu.

Garip þekilde, týpký iþgal ettiði günlerdeki gibi, ABD çekilirken de Afgan kadýnlarýn burkalarý üzerinden özgürleþtirilmeleri bir kez daha gündeme getiriliyor... Mahremiyetleri talan ediliyor. Emperyal güçlerin, doðu kadýný ve giysileri hakkýndaki bu saldýrgan tavrý, oryantalist bir saplantý aslýnda...

..................................

Afganistan'la ilgili üçüncü tespitimiz ise Ýslam alemiyle ilgili... Eskiden çok sevdiðimiz bir slogan vardý: 'Müslümanlar birleþin!'' Müslümanlarýn temel sorununun kardeþlik bilincinden yoksun oluþ olduðunu bir kere daha gördük, seyretmekteyiz. Sovyet iþgalinden sonra kurulan Afgan hükümetinin daðýlmasý, mücahid gruplarýnýn birbiriyle anlaþamamasý, hatta ölümcül ayrýþmalar, fraksiyon perestlikler; ümmetin ümmet olmakla ilgili ciddi kýrýlganlýðýnýn Afganistan ölçeðinde bir tecrübesiydi...

Sevgisizlik, tahammülsüzlük, liderlik kavgasý, Afganistan'ýn hâlihazýrda handikabýdýr. Mücahidler, karlý Hindukuþ daðlarýný aþacak gümrah bir cesarete sahiptiler, ama vadiye inenler ayný sebatý gösteremediler... Daðýldýk, parçalandýk, bölündük, büküldükçe büküldü belimiz...