Devrim gibi bir þey, Kýbrýs Zorlu’yu anacak

Geçen yýldý. Lefkoþa’ya gitmiþtik. Kýbrýs’ýn bir kýsmýný Enosis’ten, EOK teröründen kurtarmanýn yýldönümüydü.

Temmuz güneþi fena binmiþti tepemize. Törenler vardý ama, biz üstümüze abanan güneþle meþgul olmaktan, törenlere odaklanamýyorduk.

Yani, Oscar törenlerini Kýbrýs’ta yapsan, güneþin þiddetinden kimse Oscar’ý falan tanýmayacak. Artistler sýcaktan eriyecek. Öyleydi Kýbrýs’ýn Temmuz’u. Bu yýl, Ramazan’da gittim Lefkoþa’ya. Cumhurbaþkaný Eroðlu misafir etti bizi. Yine ayný güneþ.

Kýbrýs’ta Mehmet Hasgüder diye bir adam var. Profesör. Kýbrýs sorunuyla ilgili birçok kitap yazmýþ. Zihni açýk bir adam.

Onunla otururken, içimden, ‘Þu Kýbrýs’ta, yaz mevsimi dýþýnda kutlanacak bir þey olmasý lazým’ diye düþündüm, ‘Þu sýcakta, çaðýrdýðýn millete de yazýk, çaðýrana da yazýk.’

Ne olur, ne olur, diye düþünürken, Fatin Rüþtü Zorlu geldi aklýma.

Hani biz, Lozan’da Kýbrýs’ý karþýlýksýz vermiþtik.

Ýsmet Ýnönü, tek kelime bile etmemiþti Kýbrýs’taki Türkler için. Kýbrýs’ýn adamýný da, topraðýný da ‘eti senin, kemiði de senin’ diye Rum’a vermiþti.

(Yok, yalan olmasýn. Bunu bile dememiþti. Çýt çýkarmamýþtý.)

Bir bilgiye sahip olan varsa, lütfen beni tashih etsin. Olur ya, bir merdiven altýnda, bir kapý arkasýnda, birilerine fýsýldamýþ olabilir.

Hal böyle iken, bir adam çýktý, Türkiye’yi Kýbrýs’ta hak sahibi yaptý. Türkiye garantör oldu. Sene 1959’du.

Zorlu’nun diplomatik çabalarý sonucu saðlanan bu garantörlük sayesinde, Türkiye, mesela 63’te, Kýbrýs’a müdahale imkaný buldu.

1974’teki Kýbrýs harekatýnýn da yasal dayanaðý, Zorlu’nun o mücadelesidir.

Kýbrýs Türkü’nü EOK terörüne karþý korumak için Türk Mukavemet Teþkilatýný kuran da, aslýnda Zorlu’dur.

Yani Zorlu’nun, Rauf Denktaþ üzerinde de, Derviþ Eroðlu üzerinde de hakký vardýr.

Dedim ki, “Siz, Fatin Rüþtü Zorlu’yu niçin anmýyorsunuz?”

“Bugün, KKTC diye bir devlet varsa, bunda en büyük pay sahibi Zorlu’dur.”

Aklýna yattý Mehmet Hoca’nýn.

Bazý temaslar kurdu ve konuyu Kýbrýs’ýn gündemine getirdi.

Þimdi, Kýbrýs, tarihinde ilk defa, Fatin Rüþtü Zorlu’yu anacak.

Kýbrýs’ta ilk defa, Demokrat Parti geleneðine mensup bir devlet adamý için, bir program düzenlenecek. Bunun için, AB Bakaný Egemen Baðýþ’ýn öncülüðünde bir heyet, bu hafta sonu Kýbrýs’a gidiyor. Programa ben de katýlacaðým. Bu heyecaný paylaþmak istiyorum.

Fatin Rüþtü Zorlu’ya, bu baþarýsýndan 1-2 yýl sonra ne oldu?

CHP geleneði, 60 darbesinden sonra kurulan uyduruk mahkemeye onu idam ettirtti.

(Ýnkar etmek isteyenler etsinler. ‘Onu idam eden CHP geleneði deðil’ desinler. Bu gerçek, böyledir ve tarihe böyle geçmekten baþka seçeneði yoktur.)

Yassýada komutaný Tarýk Güryay, Zorlu’nun nasýl idam edildiðini anýlarýnda yazmýþ. (O da hem mes’ul, hem görgü tanýðý. Cellat’ýn arkasýnda o var yani!)

“Zorlu, ölüme gerçekten zorlu bir metanetle gitti. O kadar ki, (....) kendisine dini telkinde bulunan hocanýn, Arapça kelimeleri telaffuzda düþtüðü hatalarý düzeltti. (...) idam sehpasýna, öz dedesi Gazi Osman Paþa’nýn adýna yazýlan marþ eþliðinde gitmiþtir. Beraberce sehpaya doðru yürüdük. Ne masaya, ne de masa üzerindeki sandalyeye çýkarken yardým istedi. Hatta heyecandan eli titreyen cellâda: “Oðlum ne titreyip duruyorsun? Ýlmik senin deðil, benim boynuma geçecek” dedi.”

Þu da, Zorlu’nun, idamýndan önce ailesine yazdýðý mektup: “Anneciðim, Emelciðim, Sevinciðim ve Aðabeyciðim,

“Þimdi Cenab-ý Hakk’ýn huzuruna çýkýyorum. Sakinim. Huzur içindeyim. Benim için üzülmeyin. Sizlerin de sakin ve huzur içinde yaþamanýz beni daima müsterih edecektir. Bir ve beraber olun. Allah’ýn takdiratý böyle imiþ. Hizmet ettim ve þerefimi daima muhafaza ettim.”

“Anne, siz sevdiklerimi muhafaza edin ve Allah’ýn inayetiyle onlarýn huzurunu temin edin. Hepinizi Allah’a emanet eder, tekrar üzülmemenizi ve hayatta berdevam olarak beni huzur içinde býrakmanýzý rica ederim. Allah memleketi korusun.”

Bu iktibaslarý niye mi yaptým þimdi?

Bunlarý okuyanlarýn, darbecilere, darbecilerin her türlüsüne karþý, öfkesi, nefreti, artsýn diye.

Zorlu’yu idam eden CHP geleneði, Kýbrýs’ýn siyasi rantýna en düþkün, en iþtahlý siyasi gelenektir. Bu da, bir nevi ‘kaderin cilvesi’dir.

Kýbrýs, statik, ‘defansçý’ CHP geleneði yerine, görece üretken ve esnek DP geleneðine meyletseydi, þimdi çok daha iyi bir noktada olurdu.

Zorlu’nun Kýbrýs’ta anýlmasý, bir ilk adým. Dilerim arkasý gelir.