Diaspora 7 Haziran’da ne söyleyecek? Vuslat Platformu

1961 den bugüne Anadolu’dan Avrupa’ya seyreden göç, remi rakamlara göre beþ milyonun üzerinde. ‘’Gurbetçi’’ dediðimiz ilk yolcularýmýz için ‘’geri dönmek’’ gayesi bir fikri sabitken, aradan geçen yarým asrý aþkýn sürede artýk ‘’gittiler ve kaldýlar’’ eþiðindeyiz... Özellikle Alman hükümetleri   1982’den sonra, ‘’herhalde kalýyorlar’’ insiyakýyla ve ‘’entegrasyon’’ baþlýðýnda projelendirmeye baþladý gurbetçilerimizin ne olacaðý sorusunu... 2015’teyiz, entegrasyondan Ýslamfobi’ye evrilmiþ politikalarla nasýl baþ edebileceðimiz konusu, sadece gurbetçilerimizi deðil, hepimizi ilgilendiriyor. Ýlk göçler emekçiler üzerinden bir tür emek/ücret mübadelesi halinde gerçekleþse de, ardýndan siyasi sebeplerle baþ gösteren  göç hareketine, eðitim maksatlý verdiðimiz göçler de eklendi. Bu arada her 10 yýla bir nesil hesabýyla bakarsak, Avrupa’daki beþinci kuþak gurbetçilerimizin varlýðý, ‘’gurbet’’ gibi duygusal bir kelimeden, ‘’diaspora’’ gibi daha sosyolojik bir kavrama yöneltiyor bizi... 

***

Vatandaþlýk haklarýna dair yeni kazanýmlar ve diasporadaki Türkiye’nin ‘’oy kullaným hakký’’ üzerinden gerçekleþen ‘’katýlým’’ þansý, siyaseti de hareketlendiriyor. Kürt Diasporasý veya Alevi Diasporasý olarak adlandýrýlan kesimlerden ibaret deðil yurtdýþýndaki akislerimiz. Avrupa’daki Milli Görüþ hareketini ve müntesiplerinin siyasi farkýndalýðýný 90’lardan itibaren yakýnen takip ediyorum. Diasporadaki Cumhurbaþkaný Erdoðana yönelik hasbi sevgiye hepimiz þahidiz28 Þubat 1997 sonrasý yoðunlaþan mütedeyyin diasporaya da dikkat çekmek isterim. Dolayýsýyla Türkiye diasporasý için eski ve genel tanýmýyla ‘’sol eksen’’den ibaret diyemeyeceðimiz, baþka bir etkin sosyolojiyle karþý karþýyayýz...

***

VUSLAT Platformu, Hamza Cebeci baþkanlýðýnda ve ilkin yýlda bir buluþan gurbetçi dostlarýn vuslatýydý. Zamanla Türkiye meselelerinin tartýþýldýðý deðerli bir birikime dönüþtü. Abant’ta gerçekleþtirilen ‘’Ufuktaki Yeni Türkiye’’ baþlýðýndaki sempozyumda akademisyen, bürokrat ve iþ adamý profilini tanýma fýrsatý bulduk Vuslat Platformunun... Prof. Ziya Kavakçý, Merve Kavakçý’dan sonra küçük kýzý Ravza Kavakçý’yý da siyasete hazýrlýyor, Kavakçý ailesi eski ve yeni Türkiye albümleriyle platformdaydý. Yeni Türkiye’de siyaset ve yönetim biçimleri kapsamýnda ve Baþkanlýk Sistemi baþlýðýndaki oturumlarda yoðunlaþsa da esas ilgi; Abant’taki ana eksen; ‘’Ülkemizde ve Dünyada Ýslam Medeniyetinin Yeniden Ýnþasý’’ idi.

Benim de katýldýðým diðer oturumsa, Geliþen Dünyanýn Önlenemeyen ve Artan Problemleri hakkýndaydý. Modernizmin yol açtýðý adaletsizlik ve deðerler dünyasýndaki kayýplarýmýz konulu teziyle Þener Sancar’ýn sunumu, kadýn, aile, çocuk merkezli son 10 yýllýk sosyal dönüþümler hakkýnda Av.Derya Yanýk’la vermeye çalýþtýðýmýz katký, gelecek hakkýnda zihin yoranlara kolaylaþtýrýcýlýk saðlayacak metinlerden... Genç üniversitelileriyse ayrýca dikkate deðer buldum. Avrupa’da hukuk ve siyaset tahsili görmüþ akademisyenlerle uzun sohbetler yapma þansýmýz oldu. Ýslamfobia ile mücadelede acilen alýnmasý gereken tedbirlerle uzun vadeli medeni yol haritasý hakkýnda çok deðerli öneriler iþittik.

Yurtdýþý Türkler ve Akraba Topluluklar Baþkanlýðý çok önemli bir atýlým ama bu konu belki Bakanlýk düzeyinde tanzim edilmelidirAkParti de dahil, siyasi partiler bu meseleye salt oy tabaný veya miting hamasetinin ötesinde devlet politikasý olarak bakmak zorunda... Yurtdýþýný politik tramplen olarak gören bazý milletvekilleri, binbir emekle kurulma aþamasýndaki devlet politikasý ve medeniyet sürecini geciktiriyor maalesef. Bu þikayetler hiç olmazsa seçim sonrasý iþitilmeli...   

Son oturumdaki onur konuðu Prof.Mehmet Görmez Beyefendiydi. Lakin son günlerdeki hedefleþtirilen haliyle Diyanet Ýþleri ve dini inançlar üzerinden hazýrlanmýþ linç kampanyasýna verdiði aðýrbaþlý cevaplar, siyasi polemikten çok nefes almadan dinlenebilecek bir medeniyet dersiydi diyebilirim.