Faik Tanrýkulu
Faik Tanrýkulu
Tüm Yazýlarý

Dijital saldýrýlar milli güvenliði nasýl tehdit ediyor?

7 Ekim'den itibaren iþgalci Ýsrail'in Gazze'ye yönelik saldýrýlarý, tarihin en yoðun ve þiddetli çatýþmalarýndan birine tanýk oluyor. Ýsrail, bu süreçte savaþ teknolojilerini ve stratejik hamlelerini en üst düzeyde kullanarak, yapay zekâ destekli hedefleme sistemleri, insansýz hava araçlarý (ÝHA) ve uzun menzilli füze sistemleriyle Gazze'de sivil kayýplara neden olan birçok saldýrý düzenledi. Özellikle 14 Ekim'de Gazze'deki bir mülteci kampýna yönelik saldýrýda onlarca sivil hayatýný kaybetti. Ýsrail, bu bölgelerde Hamas liderlerinin saklandýðýný iddia etse de, en büyük bedeli yine siviller ödedi.

Ýsrail'in bu çatýþmalarda teknolojiyi nasýl kullandýðýna bakýldýðýnda, 'Habsora' adýný verdikleri yapay zekâ destekli hedefleme sisteminin Gazze'deki operasyonlarda kullanýldýðýný görüyoruz. Yapay zekâya dayalý bu sistemlerin, siviller ile askeri hedefler arasýnda kesin bir ayrým yapma kapasitesinden yoksun olduðu aþikâr. Oysa 1983 tarihli Birleþmiþ Milletler Sözleþmesi, silahlý çatýþmalarda sivillerin korunmasýný ve hedef ayrýmý yapýlmasýný zorunlu kýlýyor. Ancak Ýsrail, bu baðlamda uluslararasý hukuku gözetmiyor. Ýsrail merkezli insan haklarý grubu B'Tselem, bu operasyonlarýn büyük bölümünün sivilleri hedef aldýðýný ve birçok saldýrýnýn insan hatasý veya yapay zekâ hatasýndan kaynaklandýðýný belirtti.

Ýsrail'in bu teknolojiye yaptýðý yatýrým, yalnýzca yapay zekâya dayalý sistemlerle sýnýrlý deðil. Ülke, siber güvenlik ve savunma alanýnda da büyük adýmlar atmýþ durumda. Özellikle "Unit 8200" adý verilen siber istihbarat birimi, Hamas ve diðer bölgesel tehditlere karþý sürekli siber operasyonlar yürütüyor. Birim hem askeri hem de sivil hedeflere yönelik siber tehditleri ortadan kaldýrmayý hedeflerken, Hamas'ýn dijital altyapýsýný zayýflatmak için de aktif çalýþmalar yürütüyor.

Ayrýca, Ýsrail otonom silah sistemlerinin kullanýmý, savaþýn insani yönünü kaybettirdiði ve sivillerin korunmasýný zorlaþtýrdýðý yönünde ciddi eleþtiriler alýyor. Uluslararasý Af Örgütü, otonom silahlarýn insan haklarýna aykýrý olduðunu ve sivillere karþý kullanýlmasýnýn savaþ suçu teþkil edebileceðini belirtiyor. Ancak Ýsrail, bu uyarýlarý göz ardý ederek teknolojiye dayalý bu yöntemleri kullanmaya devam ediyor. Ýsrail otonom silahlar sadece askeri alanlarý hedef almýyor. Bu silahlar ile sivillere yönelik kitlesel katliamlar yapýyorlar.

Netanyahu hükümeti, Hamas'ý hýzlýca yok etme ve Gazze'yi tamamen kontrol altýna alma planlarýný hayata geçirmeye çalýþýrken beklenmedik bir direniþle karþýlaþtý. Hamas'ýn tünel sistemi, Ýsrail'in ilerlemesini yavaþlattý ve çatýþmalar beklenenden daha uzun sürdü. Bunun üzerine Netanyahu hükümeti, özellikle kendi iç politikasýnda yaþadýðý zorluklarý bertaraf etmek amacýyla, hedef odaklý suikastlar ve geniþ çaplý hava saldýrýlarý gibi farklý stratejilere yöneldi.

Tüm bu geliþmeler, Ýsrail'in sadece askeri deðil, psikolojik savaþ da yürüttüðünü gösteriyor. Hedef odaklý suikastlar, geniþ çaplý bombardýmanlar ve dijital alanda yürütülen dezenformasyon kampanyalarý, Ýsrail'in "yenilmedim" imajýný canlý tutma çabasý olarak yorumlanabilir.

Son olarak, Lübnan'da 2.800 bin Hizbullah mensubunun çaðrý cihazlarý aracýlýðýyla hedef alýndýðý ve bu cihazlarýn patlamasýyla ölümler ve yaralanmalar meydana geldi. Ýlk gün çaðrý cihazlarý ile baþlayan saldýrýlar, telsizler, parmak izi cihazlarý, elektrik enerjisinde kullanýlan cihazlarla devam etti. Etki alaný küçük olmakla birlikte, hasar verdiði kiþi açýsýndan nokta atýþý hedefleme avantajý saðladýðý için bu tarz saldýrýlarýn etkisi çok fazla oluyor.

Küçük boyutlarda olan ve insan hayatýný kolaylaþtýrdýðý için taþýnan çok sayýda cihazlarla intihar saldýrýsýnda bulundu. Bu saldýrý birçok Ýsrailliyi, özellikle hükümetin Hizbullah'ýn saldýrýlarýný durduramadýðý eleþtirisini yapanlarý etkilerken, temel sorun deðiþmedi. Ateþkes görüþmelerinin konuþulduðu bir dönemde böyle bir saldýrý yaparak Tel-Aviv yönetimi psikolojik üstünlüðü de ele geçirmeyi hedefliyor. Ýsrail'in çaðrý cihazlarý aracýlýðýyla Hizbullah üyelerini hedef aldýðý saldýrý þu açýdan kritik bir öneme sahip. Ayný anda patlayan binlerce cihaz, Hizbullah'ýn "sivil kýlýðýndaki" güçlerini ifþa etti. Bu saldýrý, çaðrý cihazlarýný taþýyan ve Hizbullah üyesi ya da destekçisi olduðu daha önce bilinmeyen kiþilerin kimliklerinin eþzamanlý olarak ortaya çýkmasýna neden oldu.

Ayrýca, Ýsrail bu saldýrýyla yeni dijital savaþ konseptinin ne kadar tehlikeli ve sessizce gerçekleþtiðini de gözler önüne serdi. Alýþýk olmadýðýmýz bu tür saldýrýlar, milli teknolojinin önemini bir kez daha hatýrlattý. Lübnan'da yaþanan durum ise, yazýlýmýný kendiniz geliþtirmediðiniz cihazlarýn, zamaný geldiðinde size karþý bir silah olarak kullanýlabileceðini açýkça ortaya koyuyor. Bu noktada, Türkiye'nin savunma alanýnda geliþtirdiði yazýlým ve teknolojileri diðer sektörlere de geniþletmesi hayati önem taþýyor. Aksi takdirde, geçtiðimiz günlerde havayollarýnda ve hastanelerde meydana gelen CrowdStrike saldýrýsý, Heron meselesi gibi olaylar, günlük yaþamýmýzý ve geleceðimizi tehdit eden araçlarla hayatýmýzý felç etme potansiyeline sahip.