Dijital ve otoriter bir çağ geliyor...

Twitter’ın gerek seçim kampanyası boyunca sık sık askıya aldığı, gerekse Kongre baskınından sonra radikal bir biçimde kapattığı ‘’Donald Trump’’ hesabı, yeni bir çağın gongunu çalıyor...

Size çok değil iki yıl evvel böyle bir şey yazsam, gülerdiniz muhtemelen. Bir sosyal iletişim ağı, ABD Başkanı’nı susturabilecek güce sahip olabilir miydi? Evet, oldu... ‘’Bilgiye hükmeden dünyaya hükmeder’’ sözü bir kez daha içerik kazanıyor. 70 milyon üzerinde oy alan bir adamın cümleleri buharlaştırılıyor, yok oluyor... ABD Başkanına üzüldüğüm için yazmıyorum bu yazıyı, dünyanın anasını ağlatan bir süper güce bunu yapabilen hiper gücün, dünyaya neler yapabileceğinden, neye mal olabileceğinden söz etmek istiyorum. Dijital imparatorluklar çağı hakkındaki sezgilerim doğrusunu isterseniz pek parlak değil...

Facebook adlı sosyal medya ağı, Afrikalıların internet kullanabilmeleri için tam 37bin km, internet hattı döşediğini gururla açıklıyor. Milyarlarca dolar, peki ama niçin? Açlıkla, kuraklıkla, işgallerle, iklim değişikliğinin sert sonuçlarıyla mücadele eden Afrika kıtası için hayrına, meccanen yapılmış bir çalışma mıı bu? Aynı Facebook; Instagram ve whatsaap’ın da sahibi... Sosyal medya, sadece bilgiyi popüler hale getirici bir dolaşım ağı değil, neyi bilmemiz veya neyi hiç görmememiz gerektiğini de bize söyleyen, öğreten, koşullandıran, örgütleyen federatif bir iletişim sistemi...

Boston Dynamics !992 yılında kurulmuş bir yapay zeka ve robotik tasarım şirketi... İlk dizayn ettikleri robot ‘’big dog’’ ismindeydi ve savaş sanayiinde kullanılmak üzere yapılmış bir şeydi... Tam anlamıyla ‘’şey’’. Çünkü köpekten ilham alınarak insansı bazı özelliklerle geliştirilmiş, dört bacaklı, bir savaş robotuydu o...

Ardından Atlas isminde insanı andıran bir robot tasarlandı. Yaklaşık insan boyundaki bu robotun dayanıklılığını test etmek için onu sopayla dövüyorlardı veya dengesini yitirip düşüp düşmediğini kontrol edebilmek için kütüklerle dürtüp darp ediyorlardı... Robotların güç denemesi adına itilip kakılması, şiddete maruz kalışları, sosyal medyada ciddi bir itiraz dalgası oluşturmuştu...

Ama kısa sürede gördük ki, teknik donanımları yükseltilerek itilip kakılmaktan kurtulan robotlar, bu yılbaşı gününde dans yapacak kadar hassas ve insan taklit edebilen bir kıvama geldiler... Yılbaşı öncesinde de BD’in hisselerinin büyük kısmı Hyundai şirketine satıldı. Şirket, robotları otomasyon üzerinde kullanarak üretimi arttıracağını söylüyor... İnsan emeğine rakip hatta onu hiçleştiren, gereksizleştiren gri bir gelecek bekliyor bizi...

31 Aralık 2020 gecesinde bütün dünyaya iftiharla sunulan robotların dans videosu, doğrusunu isterseniz benim tüylerimi diken diken etti... Acaba yarın öbür gün tüm bu bizi kuşatan iletişim ağları ve yapay zeka donanımı içinde şiddete maruz kalan, terminatörler tarafından itilip kakılan, memnun kalınılmayan, aşağılanan; biz insanlar olabilir miyiz diye düşündüm...

İnsansızlaşma, gelecekle ilgili en önemli sorunu gezegenimizin...