Türkiye’nin 45 güne sýðdýrdýðý iki adýmla Ortadoðu’da yürütülen “küresel hesaplaþmanýn” içine býçak gibi girmesinin bir bedeli olur mu, olur. 15 Temmuz’un ülkeyi bölgede hareketsiz býrakma ve “kanton devletlerin” yolunu açma giriþimi olduðunu biliyoruz, cevap, Fýrat Kalkaný ile geldi. Almanya’nýn Selahattin Demirtaþ-Salih Müslim gösterisine Türkiye’nin tepkisini bilerek sahip çýkmasý, bölgeyi yeniden haritalandýrmayý amaçlayan güçlerin kendi mevzilerinde durduklarýný gösterdi. PKK’nýn sýkýþtýðý bir ortamda dile getirilen “6-8 Kobani ayaklanmasý senaryosu” dikkate alýnmasý gereken bir “kanlý þantaj”dýr. PKK-HDP bu senaryonun Kürt nüfus zemininde iþlemeyeceðini, Kürt halkýnýn “barikat savaþý”ndan bu yana kendilerinden koptuklarýný bilmiyorlar mý, biliyorlar, yine de deneyebilirler mi, evet. Çünkü Fýrat Kalkaný ile baþlayan sürecin, yalnýz Suriye’de deðil, Irak’ta da emperyalizmin “kanton devletler” stratejisini giderek rafa kaldýrdýðýný görüyorlar.
Fýrat Kalkaný: Çok kutuplu operasyon
Suriye’de neyi, hangi küresel mutabakat içinde yapýyoruz, iyi bakmak gerekiyor:
1- ABD’nin YPG üzerinden sürdürdüðü “sözde anti-DAEÞ” harekatýnýn bu örgütü ortadan kaldýrmaktan çok, Suriye’yi tam olarak parçalamasa bile “federalist” yapýya sürükleme amaçlý olduðunu yalnýz Türkiye görmedi, Rusya ve baðlantýsýndaki Ýran ve Baas rejimi geliþmeyi zaten izliyordu. Bu, Türkiye-Rusya-Ýran üçgeninde “Suriye’nin toprak bütünlüðünü koruma” mutabakatýný saðladý.
2- Türkiye’nin “Ortadoðu bataðýna” (bu tür bir tanýmlama ile bazý mahfeller bizi bölgeden uzak tutmaya çalýþýyor) askeri olarak çekilmesi ve yýpratýlmasýna, bu arada yeni bir iç istikrarsýzlýk zemini doðmasýna neden olmasýný bekleyen “çevreler” açýsýndan hayal kýrýklýðý Fýrat Kalkaný’na Rusya ve Ýran’ýn sessiz kalarak dolaylý destek vermesidir.
3- Rusya-Ýran ittifaký Türkiye’nin, 90x40 km’lik “fiili güvenlik þeridi” oluþturmasýna destek vererek; a- DAEÞ’le mücadelede askeri avantaj elde etti, b- Türkiye’nin Þam yönetimiyle “arka oda diplomasisi” üzerinden temas kurmasýnýn yolunu açtý, c- Suriye’nin parçalanmasýna dayalý ABD-AB senaryosunun aðýr darbe almasýný saðladý.
4- Türkiye-Rusya mutabakatýnýn, TSK’ya, YPG unsurlarýný Fýrat’ýn doðusuna yollamak için 40 km’nin güneyinde de harekat olanaðý vermesi dikkat çekicidir. Türkiye bunu kendi iç güvenliðini saðlamak için gerçekleþtirirken, dünya da, bir terör örgütüne Kürt kimlikli devlet kurdurarak bölgede “2’nci Ýsrail yaratma” çabalarýnýn sonlandýðýný izleyecektir.
Suriye topraklarýna giren Türk tanklarý kanlý küresel senaryoyu önlemektedir, bu nedenle, çok dikkatli olmamýz gereken bir süreci yaþamaktayýz, çünkü güçlü düþmanlara sahibiz.
Çare; Hýzlý siyasi çözüm
Suriye’ye fetih yapmak için gitmedik. Küresel ve bölgesel güçler ile varýlan mutabakat çerçevesinde güvenliðimizi saðlýyoruz, bunun, bölgeye dönük senaryolara yeni paradigma kazandýrdýðýný izliyoruz.
Hedeflediðimiz bölgeyi 8 bin askerimiz ve ÖSO güçleriyle bir süre tutabiliriz ama Suriye bizim için Kýbrýs deðildir, uzun zamana yayýlacak stratejilerin sürdürülebilir olmadýðýný da kabul etmek zorundayýz.
Asker görevini yapar, hedefine ulaþýr ama kalýcý çözüm diplomasinin elindedir. Baas’ýn sözcülüðünü Putin’in, Suriye muhalefetinin küresel temsilini de Erdoðan’ýn yaptýðý yeni zemin, Suriye’de geçiþ sürecini ve devamýnda kalýcý siyasi çözümü yaratabilir.
Beþar Esed’in geçici olarak varlýðýný koruyacaðý, esas olarak Baas kadrolarýyla meþru muhalefetin ortaklýðýnda bir “geçiþ dönemine” hazýr olmalýyýz. Burada önemli görev TSK’ya düþmektedir. Fýrat Kalkaný’nda saðladýðý stratejik avantajla, bugün farklý gruplardan oluþan milis yapýlanmasýndaki ÖSO’yu nizami ordu kimliðine kavuþturmak zorundayýz. ÖSO’nun yeniden yapýlanmasý, geçiþ döneminde Baas güçleriyle denge kurmaktan çok, Suriye’nin toprak bütünlüðü için sürdürülecek mücadelede hayati önemdedir.
Eðer Suriye’de yaþanýlanlar “küresel rulet” ise ABD, elindeki tüm parayý PYD-PKK’ya yatýrarak kaybetmiþ görünüyor, mutlaka bir yöntemle masaya kayýplarýný geri almýþ olarak dönmek isteyecektir.
Bu nedenle; Türkiye’nin, topraklarýna taþýnacak kanlý ayaklanma senaryolarýna, özellikle Kuzey Irak’taki Kürt nüfusun “milliyetçi söylemlerle” kýþkýrtýlmasýna, Rusya’nýn da Ukrayna cephesine dikkat etmesi gerekiyor.
Belayý atlatmadýk... Belki de yeni bir kimlikle kapýmýzý çalmak üzere...