15 Temmuz’un nasýl bir “küresel planýn” Türkiye’yi denklemden çýkarmayý hedefleyen saldýrýsý olduðunu son bir yýlda yaþanýlanlardan daha iyi anlýyoruz.
Mesele, yalnýz Irak-Suriye hattý deðil, anlamadýnýz mý, Amerikan derin devleti-Ýsrail hattýnda þekillendirilen genel saldýrýnýn tahminlerin çok ötesinde amacý olduðu her geçen gün biraz daha anlaþýlýyor.
Bakýn, Katar krizi, hemen devamýnda gelen Mescid-i Aksa baskýnlarý...
15 Temmuz baþarýlý olsaydý, Katar bugün, abluka altýnda deðil, resmen askeri iþgal altýndaydý ve sahibi olduðu 350 milyar dolarlýk fon da Amerikan hazinesine irat kaydedilmiþti!..
15 Temmuz baþarýlý olsaydý, yalnýz Suriye-Irak hattýnda bir “terör devleti” kurulmamýþ, Mescid-i Aksa, neo-con/siyonist lobiler sayesinde “halklarýna raðmen” ayakta duran diktatör ve krallarýn gözü önünde yer ile yeksan olmuþtu...
Plan þöyle böyle devam ediyor, belli ki 15 Temmuz için düðmeye basanlar, bölgedeki genel hedefleri için oluþturduklarý rotaya ara veremiyorlar...
Amerika’nýn açýk desteðinde yine “terör devleti” hem de sekiz Amerikan askeri üssünün korumasýnda ve büyük silah yardýmý ile kurulma çabasýnda...
Katar iþgal edilmese de ablukayla karþý karþýya...
Mescid-i Aksa ise tarihinde ilk kez bir Cuma ezanýnýn okunamadýðý ölçüde aðýr saldýrýyla karþý karþýya...
Sýrada ne var söyleyeyim... Filistinlileri silahlý direniþe zorlamak, büyük katliam sonrasýnda Gazze baþta tüm Filistinlileri Sina Çölü'ne sürüp son etnik temizliði gerçekleþtirmek, sürülenlerin kaderini de siyonist Arap general Sisi’ye teslim etmek...
Durdurabilir miyiz, yüksek ihtimal ama çok dikkatli olmak zorundayýz...
Hep, Erdoðan’ýn yumuþak karnýna oynuyorlar
Emperyalizm, Erdoðan karþýsýnda kendini bir noktada þanslý görüyor: “Siyasi reflekslerinin” ne olacaðýný iyi tahmin ettiðine inanýyor. Erdoðan’ý liderliðe taþýyan “tepkici” kimliðini, yeri geldiðinde nasýl kendine karþý kullanabileceðinin hesaplarýný iyi yaptýðýný düþünüyor.
Emperyalizmin “yumuþak karýn” olarak gördüðü “tepkici kimliði” ayný zamanda Erdoðan için önemli bir avantaj: Þaþýrtabilir.
Üzerine gelen sorunu, “zamana yayabilir”, futbol terimiyle “göðsünde yumuþatabilir”, en önemlisi, “güçlü ittifaklar” zemininde yolunda yürüyebilir.
Bu, ayný zamanda, Türkiye’nin “reaksiyoner” çizgide duran “savunma stratejisinin” giderek “oyunu kendine göre yeniden kurgulayan” yeni bir proje üretmesi anlamýna gelir. Emperyalistin attýðý her adýma “taktik tepkiler” vererek ayakta duramayýz, “stratejik atak” geliþtirmek zorundayýz.
Erdoðanbu “yeniden yapýlanmanýn” ilk iþaretini 15 Temmuz Þehitler Köprüsü’nde verdi zaten: FETO'nun yalnýzca FETO olmadýðýný, PKK'nýn yalnýzca PKK olmadýðýný, DEAÞ'ýn yalnýzca DEAÞ olmadýðýný çok iyi biliyoruz. Bunlarýn arkasýnda kimlerin olduðunu da biliyoruz. Ama piyonu ezip geçmeden kaleleri alamaz, þahý da mat edemeyiz. Onun için önce bu hainlerin kafasýný kopartacaðýz.
Bu sözler, Erdoðan’ýn FETÖ-PKK ikilisini emperyalizmin piyonu olarak gördüðünü, asýl hesaplaþmayý, Türkiye’yi iþgal etmeye kalkmýþ emperyalist odaklarla yapacaðýný gösteren tarihi önemdedir.
Yeni projemiz güçlü analize dayanmalý
Karþýmýzda örgüt üyelerini duruþma salonlarýnda “tek tip konuþturan” ve emperyalizmin hala korumasý altýnda olduðunu son Wall Street Journal söyleþisinden anladýðýmýz FETÖ diye bir örgüt var, tahmininizden “derin kimlik” taþýyor. PKK ise emperyalizm tarafýndan sürekli silahlandýrýlýyor, son MGK toplantýsý bildirisine bu konuda konulan cümleler, Türk-Amerikan gerginliðinin yakýn gelecekte “kontrol edilemez” noktaya gelebileceðini gösteriyor.
Artýk, “tepkici/savunmacý” nitelikte deðil, sorunu soðukkanlý analiz edip bir “ulusal projeye” dönüþtüren fikirlere ihtiyacýmýz var.
Bunu en kýsa zamanda yapmazsak, bilin ki, emperyalizmin yalnýz, A-B planlarý yoktur Z-planýyla da karþýlaþabiliriz!..
“Ýhanet”kendisine destek veren odaklarýn eliyle büyüyüp, bir kez daha üzerimize gelir, baþýný göstermeye baþladý zaten...
'Kamu diplomasisi'ni güçlendirmek zorundayýz
Deðerli okur, 15 Temmuz hain saldýrýsýnýn aðýr travmasýný atlatmamýz bir yýlýmýzý aldý, “savunmada kalmak” zorundaydýk ama bundan böyle bu mütevazi köþe, Türkiye’nin “karþý oyun kuruculuðunun” beyin fýrtýnalarýna ayrýlacaktýr...
Ýlk sözü de baþtan söyleyelim: Kamu diplomasimiz çökmüþ durumda, ayaða kaldýrmak, iyi niyetle kurulmuþ olan TRT World’ü de “gerçek iþlevine” kavuþturmak zorundayýz...
Devamý artýk, gelecek yazýlarda...
Merak etmeyin, önümüzdeki 7 yýl, zorlu olabilir ama zorluklarý göðüsleyebilecek kývamdayýz...