Kazakistan Cumhurbaþkaný Nursultan Nazarbayev bu günlerde dikkat çekici bir beyanda bulundu. “Ukrayna olaylarý, Kazakistan’da da tekrarlanabilir” ifadesini kullanan Nazarbayev’in böyle bir telaþýnýn altýnda yatan nedir acaba?
Nazarbayev siyasi zekâsý ile takdir edilen ve ileriyi görme konusunda usta bir isimdir. Bir tarafýnda Çin, diðer tarafýnda Rusya, ötelerdeki ABD etkili Batý diktesi ise bir baþka zorluktur kendisine.
Ukrayna’da olduðu gibi Kazakistan’da da etnik Ruslarýn sayýsý bayaðý fazladýr. Öyle ki, Rus etkisinden kurtulmak için baþkenti Astana’ya taþýyan bir devlet baþkanýnýn bu manidar mesajý, Rusya’nýn yeni bir senaryosunun olma ihtimalini daha da artýrýyor.
Nazarbayev’in Gümrük Birliði konusundaki tutumu bellidir. Zira bu birliðin kurucularýndandýr kendisi. Fakat Nazarbayev için en önemli meselenin “baðýmsýzlýk” olduðu da bilinen bir durumdur. Kazakistan’ýn baðýmsýzlýðýnýn tehdit altýna girmesinden rahatsýz olan Nazarbayev’in telaþýnýn esasý var mý derseniz? “Evet var” cevabýný verebilirim.
Nazarbayev hiç bir zaman sivri siyaset yapmadý. Hep ihtiyatlý durdu. Hiç sükûnetini bozmadý. Hatta Kýrým’ýn, Ukrayna’dan alýnmasýna bile ses çýkarmadý. Hatta ve hatta referandumun sonucunu destekleyen tavrýný cesurca olmasa bile sergiledi.
Nazarbayev Rusya’yý da, Batýyý da iyi idare etme konusunda baþarýlý bir performans sundu. Buna raðmen Rusya, Nazarbayev’den rahatsýz gibi gözüküyor. Putin etrafýndaki eski Sovyet Cumhuriyetlerinin, denge politikalarýný deðil, net bir þekilde saf tutmalarýný beklemektedir. Baþka yolu da yoktur. Rusya iki durumda da monolit oluyor. Bir ideolojik, iki savaþ konularýnda Rusya’nýn içerideki sorunlarý geri plana atýlýyor. Bu durum Rusya hâkimiyeti için ciddi kozdur ve bunu hep kullanýr. Liberal yaklaþým Rusya için geçerli deðil. Çünkü bu yaklaþým Rusya’nýn çökme nedeni olabilir. Aynen Sovyetler Birliði’nin çöküþ nedeni gibi! Onun için Ruslar; kendisine yöneltilmiþ planlarý alt üst etmek için Batýnýn menfaatine giren yerlerde savaþ alaný oluþturmaktadýr. Kazakistan da o yerlerden biridir. Ýtaatkâr deðil, tam kontrole alýnamýyor ve devletin baþýnda da zeki Nursultan Nazarbayev bulunmaktadýr. Zekidir, doðru! Ama milli servetlerin halkla paylaþýlmasý konusunda pek baþarýlý olduðu söylenemez. Bu gerçeði, ABD eksenli Batý dünyasý da biliyor. Fakat bu bilgiyi, kendisinin iþine yaradýðý zaman kullanacaktýr. Dolayýsý ile Rusya da, Batý da istediði an, kendilerinin kullanabileceði kumaþý Kazakistan’da her an bulabilecektir.
Kazakistan, aynen Ukrayna gibi, Rusya’nýn içeride iyi senaryolar uygulayabileceði bir yerdir. Rus kökenli vatandaþlarýn sayýca çokluðu ise Rusya için ciddi avantajdýr. Kazak milliyetçiliðinin kabarmasýnda bayaðý çaba harcayan Nazarbayev’in buna ihtiyacý ziyadesiyledir. Zira Kazakistan; Sovyet döneminden düþünülmüþ kozmopolit yapýya sahip ve milli kimliðinden bayaðý arýndýrýlmýþ bir ülkeydi.
Nazarbayev Türkiye’yi çok seviyor ve bu sevgisini sadece söylemleriyle deðil eylemleriyle de göstermekten kendini alý koymamaktadýr. Ülkesini özellikle Türkiye’den, Azerbaycan’dan ve diðer Türk devletlerinden gelen iþ adamlarýna açan politika uygulamaktadýr. Þimdi ise, bu adam her tarafa bir mesaj veriyor. Kazakistan’a dikkat çekiyor. Ukrayna olaylarýnýn, Kazakistan’da tekrarlanmamasý için adeta haykýrýyor.
Batý her zaman olduðu gibi, durum kontrolünden çýkarsa, “demokrasi” diye baðýracak ve Nazarbayev’i de “diktatör” ilan edecektir. Rusya ise her zaman ki gibi istediðini alana kadar mücadeleden vazgeçmeyecektir.
Nazarbayev’in Türkiye Cumhurbaþkanýnýn yemin töreninde, Abdullah Gül’ün yaný baþýnda oturmasýný bile kendine has biçimde yorumlayan Rusya için bu görüntü bile rahatsýzlýk nedeni olmalý ki, bu tabloyu enine boyuna televizyon programlarýna konu, gazetelerine ise köþe etti.
Þimdi bu Nazarbayev; Türkiye’yi seven ve tavrýný Türkiye ile beraber yürümekten yana belirleyen, Rusya ile itidalli geçinen, Batýya âþýk olan, hiç kimsenin rahatsýzlýðýna neden olacak beyanlarda bulunmayan devlet adamý, tüm dikkatleri Kazakistan’a çekmekte ýsrarlýdýr. Gelen tehlikenin farkýnda ve buna göre önlemini almak istiyor. Tek baþýna býrakýlýrsa, birinden biri tarafýndan satýlacaktýr. Zira taraflarýn her biri “ saf belirle” diyecektir. Artýk denge politikalarý iþi kurtarmýyor. Onun için Türkiye devreye girmelidir.
Ýþ iþten geçmeden harekete geçmelidir. Ýlla da ortalýðýn karýþmasý, devrim sloganlarýnýn atýlmasý beklenmemelidir.
Türkiye; ne yapýp edip kendi içindeki meselelerini çabuk çözmelidir. Zira Türkiye’nin dýþarýdaki meseleleri, içerideki durumuna çok baðlýdýr. Tarih hem zor, hem de hýzlý bir biçimde yazýlýyor. Türkiye’nin ne seyretmek, ne de beklemek gibi bir lüksü vardýr. Kazakistan’la ilgilenmeli ve gelme ihtimali olan tehditlere yönelik önlemlerin alýnmasýnda rol üstlenmelidir. Bu sadece Kazakistan’a kardeþlik vefasý deðil, hem de Türkiye’nin milli menfaatleri için çok önemli bir meseledir. Sonra “yazmadý” demeyin. Alev çýkmadan söndürmektir esas mesele...