Dikkat! Zihinlerimizin kumandasý kimlerin elinde?

1989 yýlý...

Türkiye ilk defa pizza dükkanlarýyla tanýþýr.

Türkiye’ye birkaç dükkan açarak pazarýn nabzýný yoklayan ünlü marka aldýðý sonuçla þoka girer.

Bekledikleri gibi olmaz.

Boðazýna düþkün olduðu için pizzayý seveceðini düþündükleri Türk tüketicisi, pizzayý sevmez.

Dükkanlar kapatýlýr.

Geri dönülür.

* * *

1991 yýlý.

Murakami-Wolf-Swenson Productions’ýn ürettiði bir çizgi film dünyada büyük ilgi görür.

Yapýmcý þirket Türkiye’deki bir özel kanala bu çizgi filmi teklif eder.

Kanal þaþkýndýr, fiyat gerçekten olmasý gerekenin %10’udur.

Adeta kapandaki peynir gibi duran bu teklifi kaçýrmaz özel kanal.

Yayýnlanmaya baþlar.

Çizgi film Türkiye’de de çok tutulur.

Oyuncaklarý, rozetleri, kartpostallarý, defterleri ve kitap kaplarý ile müthiþ bir pazarlama da beraberinde gelir.


* * *

1994 yýlýna gelindiðinde çizgifilm dizisi milyonlarca çocuðu ve genci etkisi altýna almýþtýr.

Bu çocuklar tuhaf  bir biçimde annelerinden pizza piþirmesini istemeye baþlar.

Türk anneleri pizzayý nasýl yapacaðýný bilmez.

Talep gitgide artar.

Derken pizza zinciri dükkanlarýný yeniden aktif hale getirir, yeni dükkanlar açar.

Çocuðu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariþ eder.

Liseli, üniversiteli gençler arasýnda bir itibar nesnesi haline gelir. Türk mutfaðýnýn demode lahmacunu, pidesi terk edilmiþ, gençler gruplar halinde pizza dükkanlarýna gider hale gelir.

Tesadüfen (!) pizza talebini patlatan bu çizgifilmi çoktan tahmin ettiniz deðil mi?

Bravo! O çizgi film “Ninja Kaplumbaðalar”!

O pizza zincirini de tahmin ediyorsunuzdur, onu da buraya yazmayayým.

* * *

Þimdi o çocuklar büyüdü, çizgifilmi ilk izleyenler 30’larýna geldi.

Ýlk jenerasyon genç evli, yeni nesil aile oldu.

Onlardan sonraki jenerasyon þimdilerde üniversite öðrencisi, ya yurtta ya da öðrenci evinde kalýyor.

Ýlk jenerasyondaki evliler evde yemek piþirmek yerine sýk sýk þöyle diyor : “Pizza mý söylesek?

Bir sonraki jenerasyon da yurt odasýna ya da öðrenci evine neredeyse her akþam pizza sipariþ ediyor.

* * *

Ýþte algýlarýmýz böyle yönetiliyor.

20-30 yýllýk stratejiler çiziliyor, uygulanýyor.

Bizim eðlenceli diye olarak izlediðimiz masum çizgifilmler, diziler, sinema filmleri birtakým fikirlerin beyinlerimize çok daha hýzlý zerk edilmesini saðlayan katalizörlerden ibaret.

Ve emin olun, bu bilinçaltý pazarlamacýlarý, bu algý sihirbazlarý bize sadece pizza yedirmiyor…!

* * *

Bu sadece bir örnekti,

Her Amerikan filminde Apple bilgisayarlarýn görünmesi bugünkü Apple çýlgýnlýðýnýn temeliydi.

Her filmde sabah iþe giderken elinde Starbucks kahve ile koþturuyor olmasý bugün bir kahveye 15 lira ödüyor olmamýzýn müsebbibi.

Afrika’da ayaðýnda ayakkabý olmadýðý için petþiþe baðlayan Afrikalý gençlerin elinde içine su doldurulmuþ Coca-Cola kutularýyla gezmeleri ve bununla sýnýf atladýklarýný düþünmeleri de yýllardýr Coca-Cola’nýn yaptýðý “MUTLULUK” reklamlarýnýn sonucu. Gerçekte mutlu olmayanlar içtikleri içecekten mutluluk akýtmaya çalýþýyor iþte, baþka bir þey deðil.

Biz hatýrlamayýz ama babalarýmýzýn hayraný olduðu Western (Vahþi batý) filmlerindeki karizmatik kovboyu. O kovboyun aðzýndaki Marlboro sigarayý babalarýmýz bugün hala býrakabilmiþ deðil. Etkiye bakar mýsýnýz?

Ýþte bu yüzden unutmayalým;

Bize sunulan görüntülerin, reklamlarýn, film ve dizilerin %99’u bir amaca hizmet ediyor.

Ýnanmadan, etkilenmeden, kendimizi kaptýrmadan önce iki kere düþünelim.

“Bütün uyuyanlarý uyandýrmaya bir tek uyanýk yeter” diyordu Malcolm X,

Uyanýk olmayana pizzayý da yedirirler, kolayý da içirirler üzerine de bir sigara yaktýrýrlar…

Afiyet olsun!