Diktatörlerin geleceği

Günümüzde birçok ülkede diktatörlükler var. Bazılarında tek partili seçimle iş başına gelen diktatörler mevcut. Orta Doğu ve Mağrip ülkelerinde tek partili sözde demokratik idareler birer birer çöküyor. Dünya kamuoyu bu ülkelerdeki çöküşü Arap baharı olarak adlandırdı. .Aslında sahte bir bahara( erken bir bahar da denilebilir) yakalanan tabiatta çiçekler açar, ağaçlar filiz verir, arkadan gelen bir soğuk dalgası ile kış mevsimindeki görünümüne dönüşür. Kayıp o yılki üründür. Arap ülkelerinde de yalancı bir bahar oluştu, başlarındaki diktatör veya yarı diktatörleri attı. Attı ama herkes bin pişman. Ölen, yaralanan insanlar, eriyen varlıklar, kaybolan işler. Irak, Tunus, Libya, Mısır ve Suriye de ölen ve yaralananların sayısı milyonu geçti. Irak'da Saddam gitti yerine yeni bir Saddam gelinceye kadar çok sayıda ölen ve yaralanan olacak. Hatırlayın Saddam A.B.D'ye ve diğer ülkelere (bu arada Türkiye yede) kafa tutuyor, benim Medine tugaylarım var, buralara gelen yabancılar burada heder olacak diyordu. Kendisinde doğaüstü güçler vehmediyordu. Kişi inandığı için öyle konuşuyordu. Sonra ne oldu. ABD'nin "Çöl ayısı generali kara birlikleri ile girdiği Irak'ta Medine tugaylarına rastlayamadı.

Libya'yı hatırlayın, Kaddafi Batılı güçleri küçümsüyor, gelecekleri varsa görecekleri de var diyordu. Koalisyon güçleri kara hareketi yapmadan diktatör devrildi gitti.

Şimdi Suriye, zavallı Esed kendisinde büyük güçler vehmediyor. Rusya, Çin ve İran arkamızda diyor. Diyor ama bilmiyor ki bu üç ülke de onun rejimini devam ettirecek bir girişim yapmaz. Suriye Suni olarak harita üzerinde ortaya çıkarılmış bir devlet. Çok sayıda etnik ve dini toplumlar var. Bunlar serbest kaldığında, batılı anlamda demokrasiyi içlerine sindirip, serbest seçimlerle giden, gelen bir hükümet kuramazlar. Esed gider, bir başka Esed gelir. Bu arada Suriye Kuzey Irak'ın fiili ayrılığı şeklinde iki, üç parçaya bölünür. Bunlar bir müddet bir arada imiş gibi görünür, sonradan ayrılıp giderler.

İran, Türkiye ve Irak, Suriye'deki kürt bölgelerinde bağımsız veya otonom idarelerin doğmasından rahatsız olurlar. Onun için Suriye'nin ve Irak'ın bölünmez bütünlüğünü bir müddet savunurla Bu savunma nereye kadar. Batılı anlamda bir demokrasi gelirse belki ayrılıkçı güçler bölünmeyi gerçekleştiremeyebilir.

Suriye'de Esed gidecek, tehditlerinin kıymeti harbiyesi yok. Sonu Kaddafi gibi olur diye düşünüyorum.

Mısır'da ise toplum batılı anlamda demokrasiyi içlerine sindirecek kadar olgun değil. Çevremizde oluşan bu ateş çemberinden etkileniyoruz. İnşallah en az zararla bu hadiseden sıyrılırız. Orta Doğu da sınırlar yeniden çizilecek. Bu yeniden çizim en az insan canına mal olsun diye dua edelim.