Bu hükümetin sýrtýna vurulmayan tek damga kalmýþtý, onu þimdiye saklamýþlar: Yolsuzluk... Üç bakanýn oðullarý gözaltýnda; ama oklar bakanlara yöneltiliyor... Dahasý varmýþ gibi bir hava estirilmesi de cabasý...
Hemen her ithamýn tevili mümkündür, ama ‘yolsuzluk’ iddiasýnýn kokusu bile insanlarda ‘kokarca’ etkisine yol açar... Hükümetin, özellikle de Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn, bir yandan kendisine yönelik ‘operasyonu’ boþa çýkartmak için mücadelesini verirken, bir yandan da ‘yolsuzluk’ iddiasýný ciddiye alarak gereðini yerine getirmesi beklenir...
Tevili hiç mümkün olmayan bir konudur ‘yolsuzluk’; buna çabalayaný da lekeler...
Adýmdan ne kadar eminsem, hükümetin bir ‘operasyona’ muhatap olduðundan da o kadar eminim. Ýçten ve dýþtan kýskaç altýnda hükümet; birbiri ardýna yapýlmasý gereken üç seçim var ve sandýða düþecek irade keskin bir biçimde etkilenmek isteniyor.
Yerel seçimde, 20 yýla yakýn süredir elinde tuttuðu büyük illeri kaybetmesi... Cumhurbaþkanlýðý seçiminde, Tayyip Erdoðan’ýn Çankaya için aday olmamasý, olursa seçilememesi... Genel seçimde ise, sandýktan bir koalisyon hükümeti çýkmasý...
Elde edilmek istenen sonuçlar bunlar; bu amaçla çok yönlü bir plan uygulanýyor... Planýn en önemli özelliði, iç siyasetin dýþarýdan baskýlarla etkilenmesi... ‘Arap Baharý’nýn istenmeyen sonuçlara yol açmasýna kadar Türkiye’yi dýþarýdan etkilemek mümkün deðildi; ‘parlayan yýldýz’ konumundaydý ülkemiz... Yalnýzca yönetimlerin iliþkilerini iyileþtirmek için çabaladýðý deðil, sokaklarýn da hayran olduðu bir ülke...
ABD ile ‘stratejik ortak’... AB’nin her an ortaklýða kabul edebileceði aday ülkesi... Afrika ve Asya’da ‘büyük aðabey’ görüntüsünden kimse gocunmuyor... ABD’yi takiben Ýrlanda, Ýtalya, Ýspanya gibi Avrupa ülkelerinin ekonomilerinin de krize sürüklendiði bir ortamda bütün ekonomik dengeleri yerli yerinde...
Böyle bir ülkeyi ve yönetimini ister içeriden ister dýþarýdan ne yaparsanýz yapýn köþeye sýkýþtýramazsýnýz... Ancak, o görüntüyü bozarak ülkeyi operasyonlara açýk hale getirmek mümkün olabilir...
Operasyon baþladýktan sonra birkaç kez, “Türkiye artýk operasyon yapýlamayacak bir ülkedir” dedi Baþbakan Erdoðan; bu tespiti “Türkiye artýk operasyonlarýn baþarýya ulaþamayacaðý bir ülkedir” haline çevirelim ve öyle olmasýný umalým.
Kaç gündür yazdýklarýmýn tekrarý olacak, ama olsun: Operasyonlarýn baþarýya ulaþabilmesi ancak operasyona uðrayanlarýn yanlýþ tepkiler vermesiyle mümkündür. Operatörler, hedef aldýklarýnýn her ataklarýna ne tür karþýlýklar vereceðini de hesap ederek giriþimlerini yapar; onlarýn hesaplamadýklarý akýlcý ve yerinde karþýlýklarýnýz olmalý.
Ýktidarýn süreç içerisinde desteklerini yitirdiði iç ve dýþ müttefikleriyle yeniden ittifak tazelemesi, dünyanýn en fazla gazetecisini cezaevlerine týkan ülke görüntüsünden kurtulmasý, demokratik zemini pekiþtirici giriþimleri baþlatmasý, yolsuzluða müsamahasýzlýðýný belli edecek adýmlar atmasý havayý deðiþtirebilir...
Mevcut yalnýzlaþtýrýcý yanlýþ görüntülerden hiç deðilse bazýlarýnýn, maruz kaldýðýný þimdilerde idrak ettiði ‘operasyon’ kapsamý içerisinde baþýna örülen çoraplar olduðunu da anlamalý artýk hükümet...
Haziran ayýnda yazmýþtým bu konuyu (‘Oyunu ancak böyle bozabilirsin’, Star, 22 Haziran 2013) ...
Çýkýþ yolunun özeti þudur: Ne yapýn yapýn, operasyoncularýn beklentilerine uygun davranmayýn...