‘Din buysa...’ söylemi

Diyanet Ýþleri Baþkaný Mehmet Görmez “Gelecek kuþaklar ‘Din buysa biz bu iþte yokuz’ diyebilirler” diyor. (Ruþen Çakýr, Habertürk, 6 Aralýk 2014)

Baþkan’ýn “Din ve Dindar algýsý” konusundaki hassasiyeti hemen her deðerlendirmesine yansýyor. Yaþamakta olduðumuz ve “Ýslam’la ilgili geliþmeler”in dünya gündeminin birinci sýrasýnda yer aldýðý günümüzde böyle bir hassasiyet taþýmamak da, sadece duyarsýzlýk olarak tanýmlanabilir. Baþkan’ýn sözü, hassasiyetten öte bir“kaygý”yý seslendiriyor.

Hýristiyan dünyasýndaki dinden bütünüyle uzaklaþmaya kadar uzanan sekülerleþme süreci, “Din buysa...” bakýþýnýn ürünü olmuþtur denebilir. Baþkan’ýn kaygýsýnýn da, Hýristiyan dünyasýndaki bu süreci görmüþ olmaktan kaynaklandýðý açýktýr.

Kilisenin Hýristiyanlýðý aklý ve bilimi dýþlayan dogmalar olarak sunmasý bir yandan, Kilise düzeninin dünyevi bir rant alaný haline gelmesi ve kirlenmeler diðer yandan ve tabii “Kiliseye karþý verilen savaþ” baþka yandan, zihinleri kilise karþýtlýðýndan din karþýtlýðýna doðru sürükledi ve sonunda, dinin neredeyse toplum hayatýndan silindiði Batý dünyasý doðdu.

Benzeri bir durum Ýslam dünyasý ve Müslümanlar için de gerçekleþir mi?

Bu sorunun cevabýný bulmak için “Din buysa...”nýn içine nelerin sokulduðuna bakmak lazým.  

Din þiddetin ve terörün meþrulaþtýrma vasýtasý kýlýnýyor, insanlarý kamera önünde boðazlamanýn aracý haline getiriliyorsa...

Kendini din ile tanýmlayan iktidarlar zulmün iktidarý haline dönüþmüþse...

Din dünyevi rantýn meþrulaþtýrýlmasý için kullanýlýyorsa.

Dinden yola çýkan iyilik hareketleri zaman içinde türlü - çeþitli dünyevi hesaplarýn uzantýsýna dönüþüyorsa...

Din hurafelerle gündeme geliyorsa...

Din adýna hareket edenler ahlak, erdem, adalet, hakkaniyet, merhamet, vicdan gibi aslýnda dinin oluþturmasý gereken ruhi kývam noktasýnda ciddi sorunlar sergiliyorsa...

Din, bütün zamanlarda hayati önem taþýyan bir deðerler bütünü deðil de “Geçmiþ zamanlarýn masallarý” gibi algýlanma riski içinde takdim ediliyorsa...

Dini ana kaynaklarýndan deðil de, görünür olduðu alanlardan öðrenen ve tavýr belirleyen kesimlerin yüreðinde ciddi yaralar açabilir.

Ülkemizde de dünyada da, Ýslam’ýn böyle bir problemli alan içinde insanlarla buluþma zorluðunu yaþadýðýný kabul etmek gerekiyor. Bu zorluðun, özellikle, Ýslam’la seküler zamanlar içinde buluþmak gibi bir problemle pençeleþen genç nesiller için hayati önem taþýdýðý da bir gerçektir.

Diyanet Ýþleri Baþkaný bunun tedirginliði içinde konuþuyor.

“Hocalarýn tartýþmasý” baþlýklý yazým, böyle bir kaygýnýn ürünü idi.

Ýslam’ýn temel inanç bilgilerini bile hazmetmemiþ, Hazreti Peygamber’in rahmet kiþiliðini yeterince öðrenmemiþ milyonlar önünde, onlarýn içine asla nüfuz edemeyecekleri kavramlarla Ýslam’ýn en temel metinlerini tartýþmak...

Böyle bir tartýþmanýn hangi yürekte nasýl bir yara açacaðýný öngörememek...

Ya da mesela, hedonist bir tatmin mi din programý mý olduðu anlaþýlmayan þeyleri, “Ýnþaallah, maþallah” gibi dini motiflerle TV görüntüleri olarak topluma sunmak.

“Din buysa...” diye baþlayan cümleler kurmak her zaman beni rahatsýz etmiþtir.

Tabii ki bunlar din deðil.

Din muazzez bir þey.

Din Yaratan’ýn kainata yönelik rahmet programý. Ýnsanýn, Yaratan adýna yeryüzünü rahmetle donatma çerçevesi. Peygamberler, insaný en güzel yaratýlýþ kývamýnda tutmak için gönderilen insanlýk önderleri. Din, “mükerremlik vasfý”nýn insanda ete kemiðe bürünmesi disiplini. Ýnsanýn canavarlýða yatkýn yanýnýn terbiye edilmesi hadisesi. Bu, en önce de ilk din önderleri diye nitelenebilecek Peygamberlerde somutlaþmýþ. 

Ýslam adýna konuþanlar, Ýslam adýna temsiliyet sergileyenler, Hazreti Peygamber’den izdüþümler taþýma hassasiyetine sahip olmalýlar öncelikle. Onun ana vasfýnýn da “Rahmeten lil alemin - Alemlere rahmet” olmak olduðunu unutmadan...

Çocuðuna “Namaz kýl” diyen babanýn ya da annenin, evde sadece namazýnda titiz bir insan olmanýn ötesinde bir erdem örneði olmasý gerektiðini söylemek istiyorum. Çocuk “Namaz tamam ama baba - anne, ya erdem nerede?” diye sormaya baþladýðý zaman, yüreklerde aþýnma baþlamýþ demektir.

 Asla hiç kimseyi “Din buysa...” diye baþlayan ve sonu Yaradan’la iliþkiyi yaralayan bir duygu anaforuna sürüklememek lazým.