Paralel Devlet Yapýlanmasý-FETÖ soruþturmalarý ve mücadele kapsamýndaki yol haritasý, “devlet içinde devlet” odaðýnda toplanýyor. Fakat sonuçlarý çok daha etkin olabilecek “din” sahasý, nedense ikincilleþiyor. “Devlet içinde Devlet” þeklindeki haklý itiraz, “Din içinde Din” sualini yeterince ciddiye alýyor mu? Zira FETÖ derken, aslýnda ‘’din mühendisliði’’ni tartýþýyoruz...
Paralel Devlet Yapýlanmasý, ilk bakýþta dini terminoloji ve jest kaidelerine uygun kisvesi sebebiyle “dini cemaat” þeklinde algýlanýyordu... Oysa bugünkü soruþturmaya baktýðýmýzda ve özellikle 15 Temmuz darbe ve iþgal kalkýþmasý baðlamýnda deðerlendirdiðimizde, mevzu bahis olan þey; dini bir cemaat deðil, küresel destekle hareket eden bir cunta ofisidir...
Paralel yapýlanmanýn dini güven duygularýný zedelemiþ olmasý çok önemli bir kaybýmýz. Bir yönüyle dindar görünümlü insanlarýn ne kadar dünyevileþtiðini gözler önüne sermesi... Diðer yandan modernizmin dayattýðý yalnýzlýkla nasýl baþ edeceðini bilemeyen günümüz insanlarýný, yalan dolan ve sahte dostluklarla suistimal etmeleri, kapanmasý zor psikolojik travmalara sebep oldu...
Siyasetçilerin ve medya çalýþanlarýnýn meseleye intikalleri, elbette çok hýzlý. Ama paralel yapýlanmanýn aile iliþkilerinden, akrabalýk, komþuluk, dostluk üzerinde yol açtýðý kopuþ, parçalanma, ihanete uðramýþlýðýn yol açtýðý psikolojik yýkým hakkýnda çok da konuþmuyoruz. Oysa iþ, sadece adli kýsýmla, kolluk gücüyle halledilecek boyutta deðil. Psikiyatristlere, sosyologlara, din görevlilerine büyük iþ düþüyor.
***
Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý hakkýnda politik çok tartýþma cereyan etti. Bazýlarýmýz kurumun varlýðýný laikliðe aykýrý bulduðu için kapatýlmalýdýr dedi... Bazýlarýmýzsa, devlet bu kurum aracýlýðýyla Müslümanlarý denetleyip baskýlýyor bu yüzden kapansýn diyerek geldik bugünlere... Ama geldiðimiz eþikte, Diyanet, dini cemaatlerin veya cemaat görünümündeki gruplarýn ‘’din içinde din’’ türetme giriþimi önünde en büyük fren mahiyetindedir...
Din Þurasýnda konuþan Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Mehmet Görmez; “FETÖ/ paralel devlet yapýlanmasý, din kisvesi altýnda bir güç ve çýkar hareketidir” demiþti.
***
Prof. Mehmet Ali Büyükkara, cemaatler konusunda önemli tesbit ve uyarýlarda bulunuyor. Cemaat önderlerine atfedilen kutsallýk, tartýþýlmazlýkla baþlýyor aslýnda tevhidden ilk kopuþ. Hz. Peygamberimize (s)bile; ‘’Ya Resulullah, bu vahiy midir yoksa senin fikrin midir’’ diye sorardý mesela sahabeler, oysa günümüzde bu soruya takat kalmamýþ gibidir... Öte yandan bu durumun tasavvuf has ‘’pir’e sadakat’’ ve “derviþin teslim oluþu” görgüsüyle, edebiyle çok uyuþmadýðý da açýk ve problem daha iþin en baþýnda baþlýyor... Tasavvufu itikade has bir durum deðil de bir bilgi yöntemi, edep geleneði olarak takdim etmek belki zihinleri rahatlatacak bir baþlangýç olabilir. Tasavvuf, ‘’din içinde din’’ deðildir. ‘’Din mühendisliði’’ deðildir derdi. Nefsi tezkiye ve tasaffi yolu olarak, iyi insan olma sanatýdýr...
Büyükkara’nýn diðer uyarýsý dünyevileþmeye has. Cemaatler, güzel ahlak teklifi üzerinde yoðunlaþacaklarý yerde, dernek, vakýf, iþletme, medya, siyaset gibi iþlere yönelirlerse, asýl meseleleri olan ruh ve gönül dünyasýný imardan uzaklaþýyorlar... Ve þeffaflýk yerine gizlilik ikame oluyor. Bir diðer tehlikeli durumsa cemaat üyelerinin diðer insanlardan, diðer mütedeyyin kesimlerden izolasyonu, kapalý devre iliþkiler sistemi, belki ilk bakýþta koruyucu gibi gelse de insani ve toplumsal iliþkileri yaralayan bir hal bu... Buna bir de ‘’tek yönlü eðitim’’i, yani vaz edilen kitap ve eserleri okuma, vaz edilen kimseleri dinleme, riayet etme, diðerlerine gözünü ve kulaðýný kapamayý ekleyince... Ailesinden, doðal akraba ve komþu çevresinden, arkadaþlarýndan kopartýlmýþ, cemaati dýþýnda herþeye yabancýlaþtýrýlmýþ bir ‘’proje insan’’ çýkýyor karþýmýza. Adeta labaratuvar þartlarýnda klonlanarak birbirinin týpatýpý robotlar halinde piyasaya salýnan bu kiþiler, hiçbir duruma eleþtiri getiremez, hiç bir sorularý kalmamýþtýr, ikaz edecekleri bir durumu bile fehmedemezler... Ve rahattýrlar. Seçkindirler. Cennetlik, kurtarýlmýþ kiþilerdir kendilerince. Bir de “ötekiler” vardýr onlar için, yani kendi cemaatlerine müntesip olmayan tüm diðerleri. Kendilerinden, cemaat önderlerinden, tuttuklarý yoldan o kadar emindirler ki, “dinen þüpheli þeyleri meþrulaþtýrma” þeklinde tezahür edebilecek her tutumu, sorgusuz sualsiz kabullenirler...
“Din Mühendisliði” bu yüzden kötü bir iþ...