Ayþe Böhürler'in gençlerimizdeki din yorgunluðunu anlattýðý yazýsýndan mülhem, yukarýdaki baþlýk. Ýsmet Özel þiiriyle ilgili bir yazý hazýrlarken denk gelmiþti mezkur yazýsý Ayþe'nin. Þöyle diyordu Ýsmet Bey tam o sýrada: "Geçen her gecenin leyle-i kadr, karþýlaþtýðým her kiþinin Hýzýr olmadýðýný anladýðýmda, kýrýlýyorum"...
Bunu bu kadar açýk yüreklilikle yazacak çok kiþi yoktur bizim mahallede. Ýtibar Edebiyat'ta Hz. Hýzýr Efendimize sitemimi anlatan "Mazeret Kaðýdý"ný yazabildiðimde 45 yaþýn dik yamaçlarýndaydým. Bu çok özel ayrýntýyý niye paylaþtým sizlerle... Yorgunluk, kýrgýnlýk, küsme, çekilme hadiselerinin sadece þimdiki modern zaman gençlerine has bir þey olmadýðýný söylemek için... Ýsmet Bey gibi 73 yaþýndayken de biricikliðinizin bilincinde itirazlarýnýz vardýr ve bu dýþarýdan bakýlýnca yorgunluk gibi durabilir. 45 yaþýnda ve üzgünken ya da 21 yaþýnda ve kýrgýnken de, akraba hisler dolanabilir ruhunuza.
"Kendisi olmak"lýkla ilgilidir bu ilkin, arayýþa has yolculuðun tutkulu/tutkusuz devam ettiðinin ve donukluk karþýtý bir hareketliliðin sürdüðüyle ilgili bir haldir...
Üstelik bu hal, tek baþýna, sadece toz kondurmadýðýnýz þahsiyetinizle de ilgili deðildir. Zamanýn içinden geçerken, sizi kuþatan çevresel sosyolojileri de hesaba katarsak, bu medcezirli durum, bu yorgunluk gibi gözüken, bu kýrgýnlýða benzeyen, bu kararsýzlýk gibi asýlý duran þey... Zamanýn suretlerindendir. Ve gayet modern bir durumdur.
Her devrin modern'i vardýr.Ve garip bir çakýþmaya da dikkat çekmek gerek; din'den bahsediyorsak, ilk bakýþta kadim ve göksel, ontik, tarihi, eski bir mevzu olsa da, özellikle Ýslam, inzal olduðu dönemde, eskiye dair tabularý yýkan, çok yeni bir þeydi. Ýnsanlarý sürekli düþünmeye, soru sormaya, akletmeye, tefekkür etmeye davet eden ayetleri de hatýrlayacak olursak, duraðanlýktan uzak, hayatýn atan kalbinin her an içinde ve düþünsel teyakkuz üzerinden kurduðu meydan okumayý halen de koruyan bir din olduðunu fark ederiz... Müslüman kalp yatýþmaz.
"Din yorgunu"ifadesi bana Cihan Aktaþ'ýn devrim sonrasý Ýran kadýný için kullandýðý "Siyah yorgunluðu" ifadesini anýmsattý. Çador veya tesettür zorunluluðu altýnda yaþanan baskýyla þimdiki dindarlaþmalarýmýz arasýnda bir benzeþme kurulabilir mi? Devrim sonrasý Ýran'la, bizim bugünümüzü aynýlaþtýrmak kuþkusuz hem çok özensizlik olur hem de sokak ortasýnda örtülü kýz yumruklayan veya ödül takdim edeceði yönetmene, kýskançlýktan sýrtýný dönen sunucunun cehaletine kapý aralar...
Bu tehlikeyi gayet iyi bildiðim halde soruyorum; bu din yorgunu çocuklarýmýza çok mu baský yaptýk da bunca naif oldular. Þaþkýným. Çünkü baskýnýn her türüne karþý çýkmak bizim hayat düsturumuz gibidir. Benim yasaðým bu sene kalktý mesela ve hayatýmýn son 25 yýlý, bu yasakla mücadeleyle geçti. Acý çekmenin yol açtýðý konuksever dili öðrendik bu süreçte. Yani baþkalarýnýn yaþam hikayeleri de bizler için çok deðerli oldu. Kiþiliðin, onurla ve emekle inþa edilen bir þey olduðunu öðrendik. Yani çocuklarýmýzýn ruhu da bizim için üstüne titrenilecek, kendiliði kendiliðinden parlak, saygýn bir mesafede oldu... Baskýyý onlara ne zaman uygulamýþtýk...
Belki de hikayelerimizdi çocuklarýmýzý yoran þey...Kendimizden çok büyük, çok aðýr hikayeleri taþýyorduk. 80'ler ve 90'lar boyunca dindar olmak veya dindar bir görüntüyü taþýmak, çoðumuzun hayatýný çok radikal anlamda deðiþtirmiþ, acýmasýzca savurmuþtu. Ayakta durmaya çalýþmýþtýk elimizden geldiðince. Kuþkusuz bu gönüllü bir duruþtu. Arkadaþlarým bu yolda son nefeslerini verdiler, kimisi mahpushaneye düþtü, kimisi sürgüne çýktý, hepimiz kamusal alandan yasaklandýk... Ben þimdiden baktýðýmda çok aðýr olan bu bedelleri, çocuklarýmýzýn da tercih etmesi gerekir diyemiyorum. Çünkü bu bizim hikayemizdi. Her çocuðun kendi hikayesinde yürüme hakký var.
Ýsmet özel, solculuktan Müslüman kimliðe geçiþinde büyük bir aydýnlanma büyük bir keþif yaþamadýðýný dile getirir. Dinin güven uyandýran dokusunun kendisini kollayýp kuþattýðýný söyler. (Fayrap Dergisi Ýsmet Özel sayýsý)
Bu "güven" meselesi büyük iþ... Bunun üzerinden gidersek, bir tür yüzleþme, özeleþtiri atölyesinde bulabiliriz belki kendimizi... Bizim çocuklarýmýz bizim nispeten güçlü olduðumuz günleri gördüler ve biz güçle, imkanla, kariyerle ilgili sýnavlarýmýzý çok da iyi veremedik... Yorgunluktan çok güvensizlik varmýþ gibi geliyor bana...