Dinamik fesatlar

Dünyada rahat yok bize.
Ne kadar fesat biriktirmişiz meğer.
Fırsatını bulan kusuyor fitnesini fesadını.
Ahde vefa, nezaket, milletin birliği, devletin bekası gibi en temel meseleler bile gözümüzde değil.
Asgari müşterekleri olmayan bir toplum olduk.
Ortak sevinç ve keder diye bir cümle kuramayacağız neredeyse.
Adına “kardeşlik süreci”,”barış süreci”dediğimiz bir süreç koca bir bölgeyi savaşa hazır bir hale dönüştürmüş.
Dini mübini islamın hizmetkarları  diye bir grup, şeytanın bile tenezzül etmediği bir hafiyelikle ahlaki olan ne varsa yıkıp geçmiş.
Birlikte on yıl ülkeyi yönetenlerin  inanılmaz tertipleri.
Kerameti kendinden menkul olmayan siyasilerin kompleksli ve kibirli arzı endam etmeleri.
Bu pazar iyi bir pazar değil.
Bu gidişat da hayır değil.
Bu anayasa işine bir bakın hele..
Herkes ayrı telden çalıyor.
Anayasa üzerinden yeni siyasi yaklaşımlar oluşturuluyor.
Herkes kuvvetli olmayan bir hazırlık peşinde.
O kadar zaruri olduğunu sürekli duyduğumuz bu anayasa neymiş Allah aşkına.
Endişem yapılan açıklamaların bir anayasa yapma arzusunun olmadığını gösteriyor.
Yapılamaza ne olur.
Türkiye yönetilemez mi?
Hiçde öyle bir mecburiyetimiz yok.
Bir yönüyle belki böylesi daha hayırlıdır.
Cemil Çiçek’in dünkü açıklamlarından Türkiye'nin bu dönemde bir Anayasa yapamayacağını anlamış bulunmaktayız.
Yaşamın bir bütün kendisi Anayasadır
Ve Türkiye gerçek yaşamın en olmaz cilveleriyle kendini büyüyerek sürdürüyor.
Kendimizin kurduğu tüm fesatlara rağmen rahmet fırçası bütün kirli hesapları bir fırça darbesiyle alt üst ediyor.
Ak Partide taşlar yerine oturmadan sağlıklı bir Anaysa tartışmasının ortaya konamayacağını düşünmekteyim.
İsyanla mücadele sona ermeden yeni Anayasanın koşullarının oluşmadığının görülmesi lazımdır.
Suriye meselesi ile ilgili yeni bir insiyatif alabilmenin şartları bir iki ay öncesine göre daha elverişli hale gelmiştir.
Etkin bir muhalefet ve sivil toplum oluşması Türkiyenin yeni dönemde zaruri ihtiyaçlarındandır.
İnsan kendi sesini yetişemez.
Türkiye kendi sesinin peşinden koşan ülke olmaktan uzaklaşmalıdır.
Sesin aksi  neyse O’nun gereği yapılmalıdır.