Geçen pazar günü Kadýköy’de Eðitim Sen, Alevi Bektaþi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Derneði ve Alevi Vakýflarla beraber HDP’li Figen Yüksekdað, Sabahat Tuncel, Ertuðrul Kürkçü ve CHP’li Hüseyin Aygün’ün de yer aldýðý gruplar ‘Laik, Bilimsel, Anadilde Eðitim ve Demokratik Yaþam için, Dayanýþma ve Birlik’ mitingini gerçekleþtirdiler.
Meydanda mikrofonla ‘Canlar Allah için birlik ve beraber olalým, gösteriþ için deðil, Hak yolunda birlik olalým’ anonsu ile insaný duygulandýran güzel bir çaðrýnýn yanýnda, katýlýmcý olmasý beklenen ve Ramazan ayýnda raký kadehi ile poz veren Hüseyin Aygün’ün ismi ile anonsun büyüsü bozuluyor. Katýlýmcýlarýn alýnlarýnda ‘Ya Ali’ yazýlý bandajlar… Ellerinde ise Laik eðitime evet, dinci ve baskýcý eðitime hayýr’ pankartlarý… Bende Kadýköy’deyim. Yürüyorlar, izliyorum. Yürüyorlar sanki bazý olanlardan habersizler. Geçmiþte hiç olumsuzluklar olmamýþ gibi, bu ülkede yaþamamýþ gibi yürüyorlar.
ÝÜ Saðlýk Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu’nda baþörtülü öðrenciler çevik kuvvet eþliðinde okuldan zorla çýkarýlýrken, Ýstanbul Fen Fakültesinde mezuniyetlerine bir hafta kala 11 baþörtülü öðrenci okuldan atýlýrken, Cerrahpaþa Týp Fakültesinde eðitim gören baþý kapalý öðrenciler sýnavlara alýnmazken, Açýk öðretim Fakültesinde sýnava giren baþý kapalý öðrencilere sýfýr notu verilirken, ‘Türbanlý göstericilere panzerli müdahale edildi ama keþke biraz sert olunsaydý’ tadýnda haberleri görmezden gelenler yürüyorlardý.
Okullara alýnmadýklarý için oturma eylemi yapan baþý kapalý öðrencileri Dönemin Valisi O.T’nin emri ile ormanlýk alana baþýnýzýn çaresine bakýn diye býraktýklarýný, kendini okullarýn avlu direklerine kelepçeleyen bayan öðrencilerin gözyaþý döktüklerini, anneler baþlarýný açtýktan sonra mezuniyet törenlerine alýnacaklar diyen rektörlerin talimatlarýný hatýrlamadan ‘Baskýcý eðitime hayýr’ diyerek yürüyorlardý.
Dönemin ünlü gazetecisi F. A’nýn köþesinde ‘Kýlýk kýyafetlere uymayanlarý ihbar etme gibi bir görev edindim’ diye yazmasý sonucunda baþörtüsü yasaðýný uygulamada direnen Bilgi Üniversitesi’nin bu yazýyla ihbarýndan sonra, okul otopark görevlilerinin yaðmurluk ve çizmelerini koyup kýyafetlerini deðiþtirdikleri bir kabinde baþörtülerini çýkartmalarýný, üniversite yönetimince istendiðini hatýrlamadan yürüyorlardý.
Sadece eðitim alanýnda yaþanan bu sýkýntýlarý deðil, sosyal alanda da; 71 yaþýndaki Medine Bircan’ýn hastanede resmi baþörtülü olduðu için saðlýk karnesinin deðiþtirildiðini, Abdullah Yýlmaz adlý bir öðretmenin Türkiye ikincisi olarak kazandýðý sýnava raðmen eþi baþörtülü olduðu için yurtdýþýna gönderilmediðini, Emine Ergin adlý bir ev hanýmýnýn Kadýköy Belediyesi’ne vergi ödemek için gittiðinde binaya alýnmadýðýný, Ümit Köse’nin üniversite sýnavý esnasýnda peruðu salon görevlilerince yere atýlarak sýnavdan çýkarýlan bir bayan olduðunu ve daha nicelerini hatýrlamadan veya hatýrlamak istemeden yürüyorlardý.
HDP’li yetkililerde oradaydý. 1992-1999 yýllarý arasýnda örgütün 100’den fazla öðretmeni öldürdüðünü, 6-7 Ekim olaylarýnda onlarca okulun yakýldýðýný ama buna raðmen özel okullarda Kürtçe dersler verileceðini, Kürtçe öðretmen yetiþtiren enstitülerin açýldýðýný, her yýl öðretmen atamalarýnda en fazla kontenjanlarýn Güney ve Doðu illerine ayrýldýðýný, Ýran Devleti’nin idam ettiði Ferzad Kemanger adlý bir Kürt öðretmenin adýnýn Diyarbakýr’da bir okula verildiðini hatýrlamak istemeden veya hatýrlamadan ‘Baskýcý ve dinci eðitime hayýr’ diye yürüyorlardý.
Meydanda eylemin sonunda ‘Gelin canlar bir olalým’ anonsu geçiyordu. Bir olmak demek her zaman yaþanan maðduriyetlerde ayrým yapmadan tek yürek olmak deðil miydi?