Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan’ýn ‘Türkiye dindarlaþmýyor aksine dinden uzaklaþýyor’ baþlýklý bir genç akademisyen ile yaptýðý röportajýn içeriðini ele alacak olursak röportajda ifade edilen gerçeklere katýlmamak mümkün deðil diyebiliriz.
Özellikle röportajýn ‘Medya gitgide daha az muhafazakâr’ adlý bölümünde yapýlan söyleyiþinin hatýrlattýklarýna bakacak olursak ‘Türkiye neden dindarlaþmýyor aksine dinden uzaklaþýyor’ tespitinde buna sebep olan unsurlardan birinin de, bilinçli veya bilinçsiz bilmiyoruz, kendi medya gruplarý olduðunu söylemek yanlýþ olmasa gerek.
AB ve diðer geliþmiþ ülkelerde içki tüketimine yönelik engelleyici yasalara raðmen o dönem itibariyle aþaðýda yer verdiðimiz haberde yapýlan düzenlemenin toplumsal açýdan saðladýðý faydayý ele almaktan ziyade ne gibi sakýncalarýnýn olduðunu dile getirerek yapýlan düzenlemeye tek taraflý baktýklarýný görebiliyoruz. (http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/23476178.asp)
Daha sonrasýnda ise yasaða raðmen içki tüketiminde herhangi bir azalmanýn olmadýðýna yönelik Hürriyet gazetesinin baþka bir haberinde kullanýlan dil ise dikkat çekici. (http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/24990022.asp)
Ayný grubun yayýn organý Radikal'in 14.07.2008 tarihli bir haberinin baþlýðýna bakacak olursak durum biraz daha netleþecektir. ‘Yeni Trend: Ýçki içerek zayýflamak’. Bu haberden sonra gerçekten zayýflama adýna alkol kullanmaya baþlayan gençler olmuþ mudur? Bilemiyorum? (http://www.radikal.com.tr/yasam/yeni_trend_icki_icerek_zayiflamak-888364 )
Röportajda gençler üzerine yapýlan tespitlere göre ‘Aralarýnda cinsel iliþkinin fazla olduðu, bireylerin özgürlüðüne düþkün olduðu ve muhafazakârlarýn mutsuz olduðu’ yer alýyor.
Ayný gazete yazarlarýnýn 19. Milli Eðitim Þurasý sonrasý kaleme aldýklarý yazýlar ve baþlýklarýna bir göz atalým isterseniz; ‘Dini topluma geçiþ þurasý, M. Yakup Yýlmaz- Eðitim mi yoksa eðip bükme þurasý mý? Fatih Çekirge- Eðitim Þurasý,Taha Akyol. Yazýlarýn ana temasý kliþe bir þekilde ülkenin eðitim sisteminin pozitif bilimlerden uzaklaþtýrýlýp din eksenli bir yapýya büründürülmeye çalýþýldýðýndan bahsediliyor. 2002’den önce ülkenin pozitif bilimlerde öncü olduðunu mu iddia ediyorlar orasý pek açýk deðil.
Gazete yazarlarýndan Y. Doðan’ýn ‘Sefer duasý’ baþlýklý yazýsýnda ise uçaðýn içinde ‘Peygamberimizin sefere çýktýðýndaki duayý dinleyeceksiniz’ diye gelen bir sese karþý rezillik yakýþtýrmasýndan sonra ‘Ýlkel bir buluþ, acaba rejim deðiþikliði provasý mý?’ diye sorduðu soruyu da hatýrlatalým.
Ö. Gedik’in (28.06.2015) ‘Aldatmak çok güzel’ yazýsýnýn içeriðinden, ‘Aldatýlmayan kadýn var mý? (14.04.2015) yazýsýna, ‘Tek eþli olmak isterdim’ (08.03.2015) adlý baþka bir röportajýndan daha birçok yazýsýna kadar benzer baþlýk ve içerikleri görebiliyoruz.
A. Arman’ýn ‘Fýtratým böyle seksi seviyorum’ (06.09.2015) baþlýklý yine bir söyleyiþi yazýsýndan, ‘Erkek ya da diþi metres dediðin gizli kiþi’ baþlýklý yazýsýnda yine bir kitabýn tanýtýmýnýn yapýlmasýna, ‘Tek gecelik iliþki aldatmadan sayýlmaz mý?’ yazýsýnda bir sanatçýnýn cümleleri ile bu olayý sýradanlaþtýrmasýna kadar bazý köþe yazýlarýný da hatýrlatalým.
2013’ Hürriyet gazetesinde yayýmlanan bir haberde ‘100 bin erkekle yatacak, 100 bin erkek hedefinden vazgeçmiyor’baþlýklý bir içerikte, Polanyalý Ania Lýsewka’nýn neden Ortadoðu'daki Müslüman ülkelere uðramayacaðýný ve nerelere gitmek istediðine dair bilgiler yer alýyor.
Aradan geçen iki yýl sonrasýnda yine ayný medya grubunda yer alan farklý ama benzer bir habere de bakalým; 2015’te, CNN Türk’ün yine dikkat çeken ve en çok paylaþýlan haberlerinden birisinde, ‘Ýstanbul’daki aþk gecesini yazdý’ baþlýðý yer alýyor. ‘Jules Verne’nin Seksen günde devri âlem adlý kitabýnýn deðiþik bir versiyonu piyasaya çýkýyor. Almanya’da yaþayan genç bir kadýn dünyanýn seksen kentinde yaþadýðý orgazm tecrübelerini kitaplaþtýrarak ‘Seksen orgazmda dünya’ adýndaki kitapta yaþadýklarýný birleþtiriyor. Ýçinde Boðaziçi’nde yatak hikâyeleri bölümünde Ýstanbul’daki macerasýný da dile getiriyor’.
Yukarýdaki yazarlarýn yazý baþlýklarýna ve gazete haberlerine deðinmekteki amacýmýz dindarlaþmayý engellemeye yönelik çabalarýnýn olduðunu ve bunu amaçladýklarýný iddia etmek deðil. Ama Ak Parti iktidarýnda neden dindarlaþmanýn oraný artmýyor? Dinin toplumsal alanda perstij ve gücünde neden azalma oluyor? Sorularýnýn sebeplerinden birisini de buraya koyabiliriz. Ve haklý olarak þu soruyu da sorabiliriz ‘Dindarlaþamayan Türkiye’de sizin katkýnýz yok mu?