Dindarlýk ruhsal halimizi olumlu etkiliyor

Dindar olmak veya olmamanýn farklý psiko-sosyal sonuçlarý var. Dindar olmak insaný psiko-sosyal olarak daha iyi hale getiriyor. Söylediðim þey, dindar olanlar iyi, dindar olmayanlar kötüdür anlamýnda deðil. Dindar olan veya olmayan insanlarýn araþtýrmalardaki istatistiklerinin ortalama farklýlýðýndan bahsediyoruz.

Dindarlýðýn insan tekine psikolojik olarak iyi geldiðine pek þüphe yok. Hatta verilerin gücü karþýsýnda, kendileri dindar olmadýðý halde, dindarlýðýn insanlar ve toplumsal hayat için gerekli oluðunu düþünenler var. Bu fark sadece dindar olanlar ile olmayanlar arasýnda deðil, dindarlarýn içinde de var.  Dindarlýk düzeyleri arttýkça ortalama psiko-sosyal göstergeler daha iyi hale geliyor.

Dindarlýk mutluluðu arttýrýyor

Mutluluk çalýþmalarý modern psikoloji/psikiyatrinin önemli bir parçasý. Özellikle “pozitif psikoloji hareketi” ile birlikte mutluluk çalýþmalarýnda bir ivme oldu. Mutluluðun bir boyutu biyolojik, yani genetik yapýmýz ile belirleniyor. Diðer  yarýsý ise içinde bulunduðumuz sosyal þartlar ve bizim çabamýzla kontrol edebileceðimiz faktörlerle iliþkili.

Mutluluk çalýþmalarýnda dindarlýðýn mutlu olmayý olumlu etkileyen faktörlerden biri olduðu konusunda uzlaþý var. Dindarlýðýn mutluluða kattýðý bu olumlu katkýnýn muhtemel nedenleri ise, dindarlýðýn yaþamýmýza anlam katmasý, bizleri daha iyimser  ve ümitvar kýlmasý.

Dindarlýk sosyal baðlarý arttýrýyor

Ýnsanlarýn baþkalarý ile ne kadar güçlü baðlarý var ise ruh hallerinin daha iyi ve mutluluklarýnýn daha fazla olduðu konusunda bir uzlaþma var. 75 yýllýk Harvard çalýþmasý bunun açýk kanýtý. Bu çalýþmaya göre, baþka insanlarla daha çok bað içinde olanlar hem ruhsal hem de beden sel olarak daha iyi durumdalar.

Dindar olmak, ister dini gruplar üzerinden, isterse de cami/kilise/havra gibi dini mekanlar üzerinden sosyal baðlarý arttýrýyor. Sosyal destek baðlarý ve anlamlý insan iliþkileri saðlayan bu topluluklar, mensuplarýnýn iyilik halini arttýrýyor.

Dindarlýk kendini kontrol etmeyi saðlýyor

Ruhsal saðlýðýmýzýn önemli göstergelerinden biri de, kiþinin kendisini denetleyebilmesi ve yönetebilmesidir. Anlýk zevklerin baðýmlýsý olma, suç iþlemeye eðilim, eþ aldatmasý gibi meseleler kiþinin kendini kontrol ve denetleme becerisiyle yakýndan iliþkili.

Dindarlýk arttýkça alkol ve uyuþturucu maddelerin baðýmlýlýðý azalýyor. Ýstatistikler dindar olma düzeyi ile suç iþleme düzeyi arasýnda ters bir iliþki olduðunu gösteriyor. Ayrýca dindarlýk arttýkça eþ aldatmasý ve boþanma da  azalýyor.

Dindarlýk hastalýk, acý ve ölümle daha iyi baþ etmeye yardýmcý

Ýnsan hayatýnda hastalýk, acý veren yaþam olaylarý ve ölüm ile karþýlaþmak kaçýnýlmaz. Ruhsal iyilik halimiz bu durumlara nasýl tepki verdiðimiz ile yakýndan iliþkili. Bu durumlar bizde endiþe ve depresif haller oluþturabiliyor.

Dindarlýk, hastalýk, acý veren yaþam olaylarý ve ölüme olumlu ve daha baþ edici tepkiler vermemize yardýmcý olup, dayanýklýlýðýmýzý arttýrýyor.  Meslek pratiðim sýrasýnda þu sözü yüzlerce kez duymuþumdur: “ Ýnancým olmasa intihar ederdim. Öbür dünyada olacaklardan korktuðum için intihar etmiyorum”.

Sonuç olarak, dindar olmanýn veya olmamanýn iyi veya kötü insan olmanýn tek belirleyicisi olmadýðý açýk. Ýki durumda da iyi ve kötü insan örnekleri görmek mümkün. Ama büyük örneklemler üzerinden araþtýrma gözüyle bakýldýðýnda, dindarlýk düzeyi artýkça ruhsal saðlýðýmýzýn daha olumlu olduðu konusunda pek bir þüphe yok.