Dine mesafeli partilerde dindar vekiller

Mesela CHP. Tek parti döneminde uyguladığı yasaklar, mensuplarının hayat tarzları ve partinin söylemleri bu partinin dine mesafeli bir parti olduğu kanaatinin yerleşmesine sebep olmuştur.

Bu yüzden de muhafazakâr çevreler CHP’ye mesafeli durmuşlardır, hâlâ da öyledir.

Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduktan sonra partinin dine ve dindara bakışını değiştirecek sayısız girişimi olmasına rağmen bu kanaat değişmemiştir.

***

Yaşar Nuri Öztürk gibi bir ilahiyat profesörünün, İhsan Özkes gibi bir müftünün ve Mehmet Bekaroğlu gibi bir dindar akademisyenin dine mesafeli olduğu bilinen bu partide siyaset yapmalarını ben yadırgamadım/yadırgamıyorum. Aksine toplumsal barışa katkıda bulunacağına inanıyorum.

Onlar partilerine belki oy kazandıramazlar, halk onlara bakarak CHP’ye oy vermeyebilir ama CHP onlar sayesinde ciddi kazanımlar elde eder/etmiştir.

Bu partide siyaset yapan şahsiyetli dindar vekillerin olumlu projelere/tekliflere karşı partilerinin sivriliklerini törpüleyeceğini dolayısıyla partilerinin sebep olacağı gerginliklere de engel olabileceklerini düşünüyorum.

***

CHP bu konuda maalesef iyi bir sınav vermedi.

22. Dönemde CHP’den milletvekili seçilen Yaşar Nuri Öztürk hocanın CHP’den istifa ederken yaptığı açıklamaları hatırlayın. O dönemde ben de meclisteydim ve hocaya istifa etmemesini, bu partinin içinde dinden Kuran’dan bahseden birinin bulunmasının faydalı olduğunu hem de toplumsal barışa büyük katkısının bulunduğunu söylemiştim.

Yaşar Nuri Öztürk CHP’’den ayrılırken yayınladığı makalede CHP yönetimini, “İliklerine kadar işlemiş İslam nefreti” ve “üzerinde din dışılık Kuran dışılık örtüsü” bulunan bir yönetim olarak tarif etmişti. (2 Kasım 2003, Star Gazetesi)

***

En son emekli müftü İhsan Özkes de bu partiden istifa etme ihtiyacı hissetti.

Bakalım Bekaroğlu ne kadar dayanacak ya da parti Bekaroğlu’na ne kadar tahammül edecek?!

Bekaroğlu’na bakarak hiçbir muhafazakâr seçmen ne Saadetçiler ne Ak Partililer ne BBP’liler ne de başkası CHP’ye oy vermezler ama Bekaroğlu’nun CHP’de bulunması siyasetin sivriliklerini az da olsa törpüleyeceği için bana göre toplum menfaatinedir.

***

Yalnız HDP için aynı kanaati taşımıyorum. Eğer HDP de salt siyaset yapan bir siyasi parti olsaydı orada siyaset yapan dindar arkadaşlar için de yorumum tıpkı CHP’de siyaset yapan şahsiyetlerle ilgili yorumum gibi olurdu.

HDP eş başkanların açıklamasına göre parti kendisini sol kanatta konumlandırıyor dolayısıyla genel politikaları itibariyle muhafazakâr ve dindar çevrelere hitap etmiyor. Ancak takip ettiği politikalara baktığımızda sadece teröre verdiği destek sebebiyle bile siyasi meşruiyeti tartışılan bir parti olduğunu söyleyebiliriz!

Belki kanun boşluklarından istifa ile hukuki meşruiyeti devam ediyor olabilir ama bu partinin insan canına kasteden terörü ve şiddet eylemlerini savunan ve teröristleri açıktan koruyan bir parti olduğu için ben insan hayatını önemseyen bir dindarın bu partide siyaset yapmasını normal karşılayamıyorum.

HDP teröre verdiği açık destek ile normal bir siyasi parti olma özelliğini yitirmiştir.

Bu partide siyaset yapan dindarlardan bazılarını yakından tanıyorum ve onlar için üzülüyorum.

Not: Gazetecinin tek silahı vardır düşüncesi. Hoşumuza gitsin ya da gitmesin beğenelim ya da beğenmeyelim tahkir ve tezyif içermedikçe herkesin fikrine saygı göstermek zorundayız. Şiddeti her halükârda kınıyorum. Bir gazeteciye fikrinden dolayı yapılan şiddeti ise nefretle kınıyorum.