Þenol hoca; Quaresma’ya, Pepe’ye, Adriano’ya, Talisca’ya ve Fabri’ye “Sizler bu maçta biraz istirahat edin” di ye ilkonbire almadý da, Babel’i niye sahaya sürdü?
Hangi kýstas, hangi ölçü, hangi gerekçe onu oynattý? Merak ettim... Mesela; diðerlerinin dinlenmeye hakký vardý da, onun yok muydu?
Þeytanýn gör dediði þey, galiba böyle bir merak olmalý! Durduk yerde dert arýyoruz.
***
Sahadaki Beþiktaþ, kupa maçlarýnýn artýk hafife alýndýðý bir dönemde; hiç de öyle zoraki oynuyormuþ gibi görünmüyordu. Belki þahane deðillerdi ama, en azýndan sorumluluk donanýmlarý vardý.
Mustafa Pektemek’in durumu 1-0 yapan golü; (Geçmiþte hiç böylesini hatýrlamýyorum) üst üste 3 vuruþla gerçekleþti. Üstelik üç vuruþu da birilerine çarptý döndü ama, sonunda gol oldu. Pektemek, “Beni hep harcýyorsunuz, sürekli yok farzediyorsunuz ama; görün iþte gene golümü atýyorum” mesajý veren, biraz da gizli protesto içeren sevinç patlamasý içindeydi. Bence haksýz sayýlmaz!
***
G.Birliði iyi sokuluyor, aralara kaçýyor, tehlikeli olabilecek kývama geliyor; ama hiçbir çabasýnýn finalini gerçekleþtiremiyordu. 2. yarýda bunu becerdiðinde, skoru da beraberliðe getirdi.
Gol öncesindeki Beþiktaþ ataðýnda, Negredo’nun umarsýz/amaçsýz/hedefsiz vuruþu; gene auta gidiyordu. O kaçtý, ardýndan Beþiktaþ golü yedi.
***
G.Birliði açýsýndan, deplasmanda atýlmýþ golün önemi çok büyük... Beþiktaþ bununönlemini almalýydý. Kritik durum krize dönüþmeden; Talisca, Adriano ve Oðuzhan oyuna alýndý. Önce penaltý, sonra Talisca ile; imdat çaðrýsýna cevap alýndý. Dinlenenler iþe dönünce, görev tamamlandý.
Galibiyet güzel þey!