5 Ekim Çarþamba (Yani bu yazýdan iki gün önce) yazdýðým “Adalet, merhamet, vesaire…” baþlýklý yazýmda önce Hz. Ömer döneminden bir kýssayý yazmýþ, sonuna da 85 gün önce yaþanan ama faili hala bulunamayan “Baðdat Caddesindeki çiçekçi” kazasýný eklemiþtim ve demiþtim ki;
Murathan hala saklanýyor.
Ailesi tarafýndan saklanýyor.
Birilerince kollanýyor.
Çocuklarýn, Hz. Ömer’in adaletini anlatan kýssalarla büyütüldüðü bu topraklardan, vicdanlarý yaralayan, toplumsal adalet duygusunu zedeleyen böyle bir hikaye iþitmek can yakýyor.
Takvim bir sayfa atýp tarih 6 Ekim olduðunda haber servislerine bir haber düþtü. 85 gündür saklanan Murathan teslim olmuþtu.
Muhtemelen bir gün önce yazdýðým köþe yazýsýný okuyup da teslim olmadý Murathan. Ama demek ki, yanlýþlarýn üzerine gide gide bitireceðiz. Demek ki herkes sesi çýktýðý kadar hakikati söyledikçe ulaþacaðýz hakikate.
Bir Murathan yakalandý, sýra diðer Murathan’larda. Hepsinden öte kendi içimizde teslim alamadýðýmýz hatalarý, yanlýþlar yapanlarý ele geçirmekte.
Umutlandým.
Yeniden yeþerdi umutlarým.
Derken Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ýn o sözü düþtü akýl meydanýma...
“Bir çiçekle bahar gelmez, ama her bahar bir çiçekle baþlar.”
Biraz yorum eklersek;
“Bir köþe yazýsýyla, bir konuþma, bir dua ile her þey düzelmez ama bütün düzelmeler bir çabayla baþlar”
* * *
Peki, madem kýsmetliyim, biraz daha zorlayayým kýsmetimi.
Hani malum, halk tabiriyle “baþka bir þey istesem olacakmýþ” madem,
Baþka bir þeyler daha isteyelim;
* * *
- Dileyelim ki biz vatandaþlarýn, doðruyu-yanlýþý ayýrt etmekte zorlandýðý, gerçek ile sanalýn birbirine karýþtýðý bugünlerde insanlara baþka konuþup arkaplanda baþka hesaplarý olanlarýn hesaplarý dökülüp saçýlsýn ortaya. Dileyelim ki insanýmýz da neyin gerçek, neyin yansýma olduðunu daha net görebilsin.
- Dileyelim ki fotoðraflarla, photoshop’la deðiþtirilmiþ görsellerle gerçeðin aksine bir algý oluþturmaya çalýþanlarýn, hakikati balçýkla sývamaya çalýþanlarýn bozuk düþünceleri de dökülsün ortaya.
- Dileyelim ki hukuk çok daha hýzlý iþler hale gelsin, herkes için eþit ve hakkaniyetli hale gelsin. Tanýdýðý, torpili olmayanýn da iþleri yürüyebilsin ülkede.
- Dileyelim ki milli eðitim ve yüksek öðretim artýk ülkemizin önünü açacak, dört nala yetiþmiþ genç yetiþtirecek hale gelsin. Buna þiddetle ihtiyacýmýz var.
- Dileyelim ki önümüzdeki seçim kavgaya, karambole mahal vermeyecek, huzuru iþaret edecek kadar temiz geçsin ve net sonuçlara eriþsin.
- Dileyelim ki devletin içine sýzmýþ olan, sýnav sorularýný çalarak insanlarýn hakkýný yiyenler tamamiyle temizlensin. Ve onlara inanmýþ saf, temiz insanlarýmýz da gerçeklerin farkýna varabilsin.
- Dileyelim ki devlette önemli kademelere gelmiþ, ama gelirken hak yemiþ, rüþvete tevessül etmiþ, görevini adaletle ve hakkaniyetle yapmamýþ, toplum vicdanýný yaralayan kim varsa, hepsi temizlensin devletin içinden.
- Dileyelim ki ekonomimiz eski haline dönsün, dönsün ki kaldýðý yerden çok daha iyi yerlere gidebilsin. Belki henüz direkt olarak hissetmiyoruz ama bankalar kredi kullanan bireyler de kurumlarýn da faiz oranlarýný bildirerek ya da bildirmeden arttýrmaya baþladý. Kredisini ödeyen de, iþini krediyle büyütmeyi düþünen de zorda.
Dileyecek çok þey var ama aþama aþama gidelim, bu dileklerim de gerçek olursa ondan sonra bir liste daha hazýrlarýz.
* * *
Dostlar, hepsinin de ötesinde “Vuku bulanda, olanda hayýr vardýr”ý hiç unutmayalým. Yaþanan hiçbir þey sebepsiz deðil, her þeyden çýkarýlabilecek dersler var biz de gerek birey, gerekse ülke olarak bu yaþananlardan çokça dersler çýkaracaðýz.
Sonra da yola devam edeceðiz.
Kötüler, kötülüklerinin iþe yaradýðý sürece vardýr.
Sonrasýnda yolun devamýna sadece iyiler kalýr.
Ne demiþti zindandaki Mehmet’e mektubunda Necip Fazýl?
Mehmed'im, sevinin, baþlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalýr tümsekte!
Yarýn, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doðmuþ, gün batmýþ, ebed bizimdir!
Baþlarý yüksekte tutacaðýz.
Yarýnýn bizim olduðunu bileceðiz.
Yanlýþa karþý olmaya, hakikatin yanýnda kalmaya ýsrarla devam ede ede, direne direne kazanacaðýz.
Direne direne...
