Diþ çürümesi þüphesiz, dünyada en yaygýn görülen enfeksiyon tipi. Çocuk-genç-yaþlý her yaþtan ve zengin-fakir her gelir grubundan her cins ve ýrktan insanýn baþlýca saðlýk sorunlarýndan. Diþ hekimi koltuðuna oturmak ise çoðu insan için bir kabus olabiliyor. Günümüzde piyasada bulunan onca etkin gargara ve diþ macunu formülüne raðmen diþlerimizi ne derecede koruyabiliyoruz! Diðer taraftan, bu tip ürünlerin sürekli kullanýmlarýnýn güvenilirliði ise tartýþmalý. Özellikle aðýz dezenfektanlarýnýn sürekli kullanýlmasýyla aðýz bakteri florasý dengesinin bozulmasý ve aðýz hücrelerinde yol açtýðý hasar oral kanser dahil aðýz ya da tüm vücudu etkileyen birçok kronik hastalýðýn tetikleyicisi olabiliyor.
Diþ çürümelerinde en önemli etken olan bakteriler (Streptococcus mutans varyantlarý ve Streptococcus sobrinus vd.) taþýdýðý ‘glikoziltransferaz’ enzimleri vasýtasýyla besinlerle aldýðýmýz karbonhidratlarý çözünmeyen yapýþkan polisakaritlere (glukanlar) dönüþtürüyor. Biyofilm özelliðindeki bu glukanlar diþler üzerine yapýþarak tabaka (plak) oluþturuyor. Bu plaklara bakteriler yapýþýyor; organik asitler (laktik asit vb.) üreterek diþ minesinin incelmesine neden oluyor ve böylelikle çürüme baþlýyor. Tabii aðýz hijyeni, þeker tüketimi, yemek alýþkanlýklarý diþ çürüme riskini artýran diðer etkenler.
Peki bu tip ürünlerin bulunmadýðý dönemlerde insanlar ne yapýyordu? Yürütülen bilimsel çalýþmalar aslýnda insanlarýn yüzyýllar boyunca kullandýðý bazý besinlerin, beslenme alýþkanlýklarýnýn diþleri koruyucu özelliði bulunduðunu ortaya koyuyor.
Elma: Elmanýn insan saðlýðýnda önemli bir rolü bulunduðu artýk çok iyi biliniyor. Hatta Amerikan Kanser Enstitüsü raporlarýnda günde bir elma yenilmesinin kanser riskini 25 defa azaltýlabileði bildiriliyor. Elmanýn diþ saðlýðý bakýmýndan da yararlý olduðu yürütülen çalýþmalarla gösterilmiþ. Bakteri geliþimini önleyici bir etkisi bulunmuyor ancak kabuðunda daha yoðun bulunan proantosiyaninlerin diþlerde çürümeye yol açan bakterilerin enzimlerini (glikoziltransferaz) baskýlayarak plak oluþturmalarýný önlüyor. Yemeklerden sonra bir elmayý soymadan ýsýrarak yemek yararlý olacaktýr.
Kýrmýzý üzüm çekirdeði: Elmadaki gibi oligomerik proantosiyanin bakýmýndan zengin olduðundan benzer þekilde etki ediyor. Þarapta bulunan proantisiyaninlerin de hem bakterilerin geliþimini engellediði hem de biyofilm oluþturmalarýný önlediði gözlemlenmiþ.
Kahve: Kavrulmuþ kahvenin taþýdýðý ‘alfa-dikarbonil’ bileþiði çürümeye yol açan bakteriler üzerinde etkili bulunmuþ. Yeþil kahvenin bu þekilde bir etkisi bulunmuyor. Yine kavrulmuþ kahvedeki bazý bileþenler (trigonellin, klorojenik asit, nikotinik asit) de bakterilerin diþ yüzeyine yapýþmasýný önlüyor (antiadhesif). Yani yemeklerden sonra içilen þekersiz bir Türk kahvesinin yararlarý gözardý edilemez.
Arpa kahvesi: Arpa tanelerinin kavrulmasý ve öðütülmesiyle hazýrlanan arpa kahvesinin de bakteriler üzerinde etkisinin bulunmadýðý ancak biyofilm oluþumunu ve bakterinin yapýþmasýný engellediði tespit edilmiþ.
Kranberi (Amerikan üzümü): Ülkemizde yetiþmediði halde özellikle idrar yolu enfeksiyonlarý üzerindeki etkisi nedeniyle tanýnan bir meyve. Meyve suyunun zengin polifenolik içeriðine baðlý olarak bakterinin biyofilm oluþturmasý ve plak üzerine yapýþmasýný önlediði, bakterinin diþ yüzeyinde organik asit üretmesini baskýladýðý yapýlan çalýþmalarla gösterilmiþ.
Diþ çürümesi, dünyada 7’den 70’e hemen herkeste görülebilen bir enfeksiyon. Ama beslenmeyle diþ çürümesinin önüne geçebilir. Elma, kýrmýzý üzüm, kahve ve kranberi tercih edilmesi gereken besinlerden...
Görüldüðü gibi pek farkýnda olmadan edindiðimiz bazý basit beslenme alýþkanlýklarý aslýnda saðlýðýmýzýn korunmasýnda önemli rol oynayabiliyor. Toplumun yüzyýllar boyunca edindiði deneyim sonucu, saðlýðýn korunmasý ve hastalýklarýn tedavisi amacýyla geliþtirdiði bu saðlýk refleksini destekleyen bilimsel bulgular ortaya çýktýkça þaþýrmamak, hayran olmamak mümkün deðil.