Dýþ güçlerin rolü

Eylül darbesini gerçekleþtiren askerleri yargýlýyor ve bunlarýn yaptýklarý, bir kýsmý insanlýk dýþý, eylemleri sorguluyoruz. Bunlarý yanlýþ bulmuyorum ama olayý tam olarak anlamak için yeterli olmadýðýný düþünüyorum. Anarþi baþladýktan sonra bunu bütün boyutlarýyla izlemeye çalýþtým. Türkiye’de bir komünist darbe yapýlmak istendiðine inanýlýyor ama sol militanlar yurt dýþýna kaçtýklarýnda Batý Avrupa ülkelerine gidiyor ve burada hiçbir sýkýntý çekmiyorlardý. Þu soruya cevap aradým: NATO’ya üye ülkeler bu yapýya düþman kiþilere neden kolaylýk gösteriyorlar?
Ülkede margarin, sigara ve yakýt gibi temel ihtiyaç maddeleri tezgah altýndan satýlýr duruma gelmiþti. Dostumuz olan büyük ülkeler için bir bahþiþ düzeyinde olacak krediler ülkemizden esirgeniyordu. NATO’nun çok önemli bir ülkesi sayýlan Türkiye neden üç beþ kuruþa feda ediliyordu anlayamadým. Bazý grevlerin iþçilerin hakkýný aramak için deðil bu çaresizliði teþvik için yapýldýðýný düþündüm. Ýþçi sýnýfý da, solculuk maskesi altýnda, sürece destek veriyordu.
Bu dönemde anarþinin darbeye zemin hazýrlamak için yapýldýðýný, amacýn ülkeyi Demirel’in uyguladýðý ithal ikameci ekonomik politikadan kurtarýp dünya ekonomisi ile bütünleþtirmek olduðunu bir rapor halinde amirlerime bildirdim. Karþýlýðý tasfiye edilmem oldu.
***
Yýllar sonra deðerli bir dostum 1987’de çýkan bir kitabýn 2004 yýlý baskýsýný gösterdi ve benim senaryomu destekleyen bir kitap olduðunu söyledi. V.T. Naylor tarafýndan yazýlan kitabýn adý Hard Money idi ve 1980 darbesinin NATO himayesinde finans gücü tarafýndan yapýldýðýný söylüyordu.
12 Mart 1971 Muhtýrasýnda darbecilerle darbeye karþý olanlarýn anlaþtýðýný ve muhtýrayý birlikte verdiklerini yaþayarak görmüþtüm. Bu uzlaþma bozulmadý ve bana göre ABD ile Avrupa’nýn birlikte hareket etmesi saðlandý. Anarþinin darbeye hazýrlýk için çýkarýldýðýný yazdýðým raporda bu beraberliði bozmak için þöyle bir taktik uygulanmasýný önermiþtim. Taraflardan biriyle diplomatik alanda iyi iliþkiler kurmalý ve isteklerine olumlu cevap verilmeli ama içeride kontrol ettikleri etkisiz hale getirilmelidir. Diðerine karþý tam ters bir taktik uygulanmalý, içeride kontrol ettikleri görmezden gelinirken diplomatik alanda hiçbir taviz verilmemelidir. Böylece bunlarýn birbirine zýt iki politika izlemesi saðlanýr demiþtim. Önerdiðim taktiðin baþarýlý olup almayacaðýný bilemem ama bütün Batý dünyasýnýn ayný çizgide buluþtuðunu görmek gerekirdi.
Þu soruya cevap aradým: Demirel ABD karþýtý deðildi, hatta ayný çizgide olduklarý söylenirdi. Solculuk ABD karþýtlýðý olarak tanýmlanmýþ ve Demirel bunun simgesi sayýlmýþtý. ABD Demirel’i neden devirecekti? O günden sonra tek bir ABD’nin olmadýðýný ve iki farklý gücün bu yapý içinde yer aldýðýný, hatta bu iki gücün birbiriyle rekabet içinde olduðuna karar verdim. Bu iki gücün birine Küresel Sermaye dedim ve bunun Avrupa ile birlikte hareket ettiðini, diðerine ulus devlet deyip bunun SSCB’nin tasfiyesine karþý olduðuýnu düþündüm. Daha birçok soru var ama yerim sýnýrlý. Birini sorayým: Solcular Demirel’e karþýydý ve onu ABD ile ayný safta görüyordu. Demirel ise SSCB ile çok yakýn ekonomik iliþkiler içindeydi ve ülkenin sanayi alt yapýsýný onun desteði ile kuruyordu. Solculara Demirel’e yer bulun diyorum.