Dostum, “Son Washington seferinden döndüðünde anlattýðýn Sünni-Þii eksen kesiþmesini ne zaman yazacaksýn?” diye aradý. Dinlediðinde fazla önem vermediðini belli ettiði için þaþýrdým. “Vermemiþtim, ama dünkü ‘Mesaj bize deðil de Amerika’ya olmasýn?’ Kulis’inden sonra elimde yazýlý halde bulunmasýný da isterim” dedi.
Washington’da yalnýzca iki gün kaldým; az zamanda kaç kiþiyi görür, kiminle etraflýca konuþabilirsin? Tahmin ettiðinizden biraz daha fazla kiþiyle etraflýca konuþtum. Wall Street Journal makalesi ben oradayken çýktý ve beni þaþýrtmadý. Döndüm, bu defa, Washington Post makalesi patladý. Ardýndan gelen New York Times’taki haberler ve baþyazý ise ayný serinin devamýydý zaten...
Gözümü açan, tahlil gücünü bildiðim birinin yaptýðý, geliþmeleri ‘Sünni-Þii’ ekseninden deðerlendiren tahlil oldu. Bir süredir ABD’de bir çevrenin ýsrarla gündemde tuttuðu, bazý yazýlarda açýkça iþlenmiþ, bazýlarýnda alt-motif olarak varlýðýný hissettiren bir tahlil...
Dönüþümde yakýn dostlarýmla paylaþtýðýmda fazla önem veren çýkmadý; ben de buraya taþýmaktan vazgeçtim. Okuyacaðýnýz, dostumun arzusu üzerine yazýlýyor...
Tahlil þu: ABD yönetimi, Ortadoðu’da, Sünni ülkelerle iyi geçinmeyi önemseyen, Ýran’ýn etrafýnda oluþabilecek bir Þii kuþaðýný ‘tehdit’ olarak gören bir politika izlemekte... Her konuya ‘kategorik’ yaklaþýr Amerikalýlar; bu konuda da ‘Müslüman, ama Þii olmayan’ ülkeler diye bir ‘dost’ kategorisi oluþturdu.
“Bizim ülkemiz lâik” tamam ama, Amerikan kategorik bakýþý açýsýndan, Türkiye de o sýnýfa giriyor ABD’nin bölge politikalarýnda...
Ortadoðu’da olan her geliþme, ABD’yi, “Yaptýðým doðru” noktasýna taþýyordu. Ýran’ýn nükleer enerji çalýþmalarýnýn ‘atom bombasý yapma niyeti’ olarak yorumlanmasý biraz bundandý... Ýran’ýn “Vallahi, sadece enerji ihtiyacým için”demesi, Dini lider Hamaney’in “Kirli silâhlarý dinimiz yasaklamýþtýr”fetvasý bile Washington’un görüþlerini etkilemedi.
Hizbullah’ý da ‘terör örgütleri’ arasýna ayný deðerlendirme yüzünden kattý ABD...
Geliþmeleri ABD baþkentinde izleyen dostum, “Þimdi bu deðerlendirme hafiften deðiþiyor ve sizinkiler bunun farkýnda deðil” dedi bana. ABD baþkentinde birileri “Düþman ilân ettiðimiz Þiiler’in bize bir zararý dokunmuyor ki...” demeye baþlamýþlar... “Terör örgütü saydýðýmýz Hizbullah Batýlý hedeflere eylem düzenlemiyor” da diyorlarmýþ...
“Üsame bin Laden ve el-Kaide liderleri Þii mi? Hayýr, Sünni hepsi... 11 Eylül 2001 eylemlerini yapan 18 genç? Onlar da... Filistin adýna eylem yapmýþ olanlar? Hamas? Suriye’de yakaladýklarý Baasçýlarýn kafasýný kesenler?”
Bu sorular eþliðinde yapýlýyormuþ yeni deðerlendirme...
Anladýðým kadarýyla, Barack Obama, bu savlara karþý, yýllar boyu, hep “Türkiye’ye baksanýza” itirazýnda bulunuyormuþ... Deðerlendirmeyi, çoðunluðu Sünni inanýþa sahip insanlarýn yaþadýðý bir ülke olmasýna raðmen Türkiye’nin saðladýðý ‘olumlu örnek’ üzerinden geri püskürtüyormuþ...
“Ne oldu bilmiyorum, ama Obama’nýn yaklaþýmýnda da hafiften bir deðiþme baþladý” dedi ayný dostum...
Olanlardan en önemlisi, Ýran’da yapýlan son seçimden Hasan Ruhani’nin cumhurbaþkaný seçilerek çýkmasý ve daha ilk günden ýlýmlý mesajlar vermeye, diyalog kanallarýný açmaya gayret etmesi...
Ýsrail’in Ýran konusundaki en büyük itirazý olan ‘nükleer’ çalýþmalarýný da denetime açma iþaretleri vermeye baþlayýnca...
Washington’un Þii Dünya’ya bakýþýnda yumuþamalar iyice kendini belli etti: Cenevre’de nükleer müzakereler yürütülüyor... Suriye konusunda Ýran’la dirsek temaslarý var... ‘Þii ekseni’ içerisinde yer aldýðý düþünülen Baþbakan Maliki yüzünden soðuk tutulan Irak’la iliþkiler de yeniden ýsýnýyor...
Dostumun tahlili böyle... Bitirirken, “Obama deðerlendirme konusunda bütünüyle ikna olmuþ deðil” demeyi ihmal etmediðini de kaydedeyim...
Lider konumunda olanlarýn “Bugüne kadar yanlýþ politika izlemiþim” itirafýnda bulunmalarý anlamýna gelebilecek politika deðiþikliklerine kolay yanaþmadýklarý bilinir...
Bu tahlile göre, Obama’nýn henüz ikna olmadýðý deðerlendirme ve muhtemel politika deðiþikliði en fazla hangi ülkeyi ilgilendiriyor dersiniz?