Baþbakanlýk Kamu Diplomasisi Koordinatörlüðü, Dýþiþleri Bakanlýðý Stratejik Araþtýrmalar Merkezi ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nin iþbirliðiyle, 2. Dýþ Politika Çalýþtayý, Mardin’de gerçekleþti. Ýlki Konya’da yapýlan çalýþtaya 47 üniversiteden 90 yüksek lisans ve doktora öðrencisi ve 50 kadar da öðretim üyesi, bürokrat ve siyasetçi katýldý.
Türkiye’nin farklý yerlerinde yaþayýp çalýþtýðý için birbirini göremeyen hocalar hasret giderdi, birikmiþ tartýþma konularýný paylaþma imkaný buldu. Ancak bundan daha önemlisi, genç araþtýrmacýlarýn, bilimadamý adaylarýnýn birbirleriyle tanýþmalarý, sadece adýný bildikleri hocalarla iletiþim kurmalarýydý. Kim ne çalýþýr, nasýl çalýþýr, hangi sorunlarla karþýlaþýr, nelere kafa yorar, bunlarý anlamak ve izlemek için bundan daha iyi ortamlar olmuyor. Hele gençlerin bilim dünyasýndaki eðilimlerini görebilmek, bizim yaþlara ulaþmýþ olanlar için büyük bir hazine niteliðinde.
Kýsacýk bir zaman aralýðýna sýkýþan gözlemlerim, bazý deðerlendirmeler yapmamý saðladý. Bunlardan en önemlisi, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüðü’nün baþýný çektiði bu tür faaliyetlerin gençler tarafýndan ne denli önemsendiðiydi. ‘Ben bilirim, yalnýz beni dinleyin’ diyenlerden bunalmýþ genç beyinler, birilerinin kendilerini dinlemek için çaba gösteriyor olmasýndan son derece memnunlar; ve aslýnda daha fazla konuþmak, daha az dinlemek istiyorlar.
Genç bilim insanlarý
Biz hocalar konuþmayý pek sevdiðimizden mi yoksa mesleki bir hastalýða yakalandýðýmýzdan mý bilinmez, kýdem ya da yaþ rakamý bizimkinden az olan bir güruhu karþýmýzda bulunca, hemen ders vermeye baþlarýz. Zavallý katýlýmcýlar içleri sýkýntýdan patlarken, kafalarýyla onaylama iþareti yapar ve arada ilginç bir þey kapma umuduyla bizleri dinlemeye katlanýrlar. Ama akýllarý, dinlediklerinin ötesindedir. Ýkinci gözlemim bu tevekkülle ilgili. Genç kardeþlerimin hala ‘hocaya saygý’ olarak ifade edilebilecek bir etiðe baðlý olduklarýný söylemek gerekir. Sabýr gerektiren bir durum, kendilerini saygýyla kucaklýyorum.
Bir diðer gözlemim ise, son dönem araþtýrma konularýnýn hemen tümünün konusu, yöntemi ve çýkarsamalarý bakýmýndan siyasi ortamýn belirleyiciliði altýnda kalmýþ olmasý. Davutoðlu ile simgelenen Türkiye dýþ politikasýný doðrulama ya da yanlýþlamasý üzerine kurulu bir zihin dünyasý var gibi gözüküyor. Dünyaya sadece Türkiye üzerinden bakma hastalýðýna kapýlýyor muyuz diye düþünmedim deðil. Gençlerin gündelik geliþmelerden etkilenmeleri doðal, ancak bilimin evrenselliðinin de hatýrlatýlmasýna ihtiyaç var. Muhtemelen bu çalýþtaylarý düzenleyenler de sadece ‘övgü’ duymak istemiyorlar; bilimsel referanslarýn güçlendirilmesini talep ediyorlar.
Baþka ülkelerde durum
Çalýþtay’dan sonra düþündüm. Birleþik Krallýk’ta Britanya dýþ politikasý diye bir dersin neredeyse ‘müfredat’ gibi tüm üniversitelerde bulunmadýðýný; ‘Birleþik Krallýk Dýþ Politikasý’ baþlýklý, sadece, benim bildiðim, tek bir kitap olduðunu ve onun da 2004’te yayýnladýðýný hatýrladým.
Dýþ politikasýna ‘sanat’ denen bir ülkenin bilim dünyasýnda ülkenin dýþ politikasýnýn anlatýldýðý makale ya da kitap bulmakta zorlanýlýr; ama herkes Britanya dýþ politikasýnýn ne olduðunu bilir. Dolayýsýyla, Birleþik Krallýk dýþ politikasýný çalýþmak için ille Birleþik Krallýk’ýn neler yapýp yapmadýðýný tartýþmak gerekmiyor. Diðer bir ifadeyle Birleþik Krallýk’ta dýþ politika çalýþmalarý yapanlar, kendi ülkeleri üzerine deðil baþka ülkeler üzerine çalýþýyorlar. Dolayýsýyla karar alýcýlar da, bilim dünyasýný kendilerine baþka dünyalardan, baþka kavramlardan ve baþka kiþilerden analiz taþýyan destek grubu olarak görüyor. Umarým meramýmý anlatabilmiþimdir.