Dýþ politika çöktü mü?

Aceleci deðerlendirmeler, günü birlik yaklaþýmlarla ele alýndýðýnda, Türkiye’nin dýþ politikasý üzerine söylenenler, bir anda iç karartýcý bir hal alabiliyor. Kavramsal olarak Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nun dile getirdiði ‘sýfýr sorun’ politikasý, sýk sýk bu tür yaklaþýmlarýn hedefi oluyor. Sýfýr sorun bir yana, her yanýmýzýn sorun olduðunu söyleyenler, Suriye baþta olmak üzere Türkiye’nin etrafýndaki krizlerle tezlerine destek arýyor. Gerçekten de Davutoðlu’nun dile getirdiði ‘sýfýr sorun’ politikasý, Türkiye’nin sorunlarý sýfýrladýðý, her þeyin bir anda güllük gülistanlýk olduðu bir tezi mi ifade ediyordu? Elbette hayýr. Yeni bir paradigmayý ifade ediyordu ‘sýfýr sorun’; ayný zamanda sorunlarýn deðil, çözümlerin parçasý olmanýn çerçevesiydi. Sorunlarý sýfýrlanmýþ bir dünyanýn deðil.

Niyetler farklý olunca bunlarý anlamak ya da anlatmak kolay deðil elbette. Türkiye’nin bir anda sorunlar deryasýna düþtüðünü iddia edenler bize þunu mu söylüyor: Etrafýmýzda her þey yolunda gidiyordu. Irak’ta, Suriye’de ve diðer bölge ülkelerinde adil rejimler ve barýþ varken, bir anda bizim yanlýþlarýmýz eliyle her þey birbirine girdi!

Sahi, etrafýmýzda bir asýr öncesinin, Soðuk Savaþ döneminin köhne rejimleri deðil de, halklarýn barýþ içinde yaþadýðý ülkeler var da biz mi bilmiyoruz!

***

Bunlar haksýz ve bir o kadar da mesnedi olmayan yaklaþýmlar. Sýfýr sorunu kendilerince alay konusu haline getirenlere tekrar hatýrlatmakta yarar var.

Öncelikle sýfýr sorun politikasý, sorunlarýn sýfýrlanmasý deðil, geçmiþte birilerinin dayattýðý sorunlar yumaðýný bir kenara býrakarak, yeni bir gelecek kurgusu üzerinde çaba göstermektir. Ýkincisi, sýfýr sorun politikasý, ayný zamanda yeni sorunlarýn doðmasýna izin vermemeyi önceleyen bir ilkesel duruþun ifadesidir.

Dahasý sýfýr sorun, geçmiþinden, tarihsel derinlikten, ortak deðerler zincirinden kaçmak için bahane arayan ‘ulusalcý’ köhneliðin yerini, emperyal bir vizyonun almasýdýr. Bir meydan okuma olduðu kadar, bölgeye ve dünyaya ortak gelecek çaðrýsýdýr.

Tam da bu politikanýn iflas ettiðini düþünüp etekleri zil çalanlarýn tezlerinin aksine, dinamik ve ilkelerini koruyarak deðiþimi sürekli kýlan bir çabanýn adýdýr.

Özetle sýfýr sorun, Türkiye’nin tarih sahnesine yeniden çýkýþýnýn ifadesidir.

***

Ýþte asýl düðüm burada; yani Türkiye’nin tarih sahnesine yeniden çýkýþýyla baþlayan korkularda.

Bu coðrafyada Türkiye’nin ayaða kalkmasýndan ve etrafýnda olup bitenle ilgilenmesinden rahatsýzlýk duyanlarýn, durduklarý yer ya da ürettikleri mazeretler birbirinden farklý görünse de, sonuçta ayný ruh halinin yansýmasý. Sorun, hamle yapabilen ve etrafýndaki tehditlerin üzerine korkusuzca gidebilen bir Ankara’nýn ortaya çýkmasý.

Türkiye’nin yaþadýðý her sorunda ‘Ýþte dýþ politika iflas etti, sýfýr sorun politikasý çöktü’ korosunu oluþturanlar, içeride ya da dýþarýda hangi odakla yakýn olduklarýna bakýlmaksýzýn, ayný hastalýklý ruh halinin parçasý ne yazýk ki.

Eksikler, yanlýþlar, tökezlemeler, yol kazalarý var mý, evet. Daha da olacak mý, kesinlikle. Ama bunlar çýkýlan yolun yanlýþlýðýný deðil, hazýrlýk açýsýndan sorun yaþadýðýmýzý gösterir.

Söz hazýr olup olmamaya gelmiþken, acaba daha ne kadar tüm yükü siyasetin omuzlarýna yükleyip kendimizi sorumsuz saymayý sürdüreceðiz. Acilen ve mutlaka, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada sahip olduðu yeni rolü kalýcý hale getirmek için, siyaset dýþý araçlarýn zenginleþtirilmesi gerekiyor.

Nereden baþlanmalý sorusunun cevabý ortada aslýnda. Mesela ülkemizde entelektüel hayat, olup biten karþýsýnda hala duyarsýz. Buna baðlý olarak da sivil toplum alanýndaki faaliyetler, ufuksuz, heyecansýz; hepsinden kötüsü, devletin þemsiyesinden çýkacak cesarete eriþemiyor.

Eksik ararken önce kendimize bakmak daha yararlý olur.