Avrupa’da ekonomik krize giren ülkeler bir gerçeði herkesin gözüne soktu: Bugün Avrupa’nýn bir tek patronu var ve o da Almanya... Hangi ülkelerin nasýl darboðazdan çýkartýlacaðýna tek baþýna Almanya karar veriyor...
Kýzsalar da köpürseler de Yunanistan, Ýtalya, Ýspanya, Portekiz gibi Avrupa’nýn hasta ülkeleri Merkel’in aðzýna bakmak zorunda. Berlin’in öncülüðünde kurulan konsorsiyumlar, güdümündeki Avrupa Merkez Bankasý para musluklarýný kapasa, pek çok ülkenin hükümeti ciddi sýkýntýya düþer.
“Düþer” dediðimi siz ‘düþtü’ olarak anlayýn. Avrupa’da demokrasiyi bile tehlikeye sokacak derin krizler yaþanýyor. Kriz halkýn oy verme eðilimlerini etkilemekle kalmýyor, seçilmiþ hükümetlerin yerini de bürokratlardan oluþan hükümetler alýyor...
Yalnýzca krizlerine itfaiyecilik yaptýðý Yunanistan, Ýtalya, Ýspanya ve Portekiz gibi ülkelerin hükümetleri gözlerini Berlin’e dikmiþ olsalar neyse, bir de dolaylý olarak Almanya ile birlikte hareket edenler var. Polonya, Hýrvatistan, bir ölçüde Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi...
Rusya bile Almanya karþýsýnda kýrýlgan. En ciddi gelir kaynaðý petrol ve doðalgaz olan Rusya’nýn enerji þirketi Gasprom’da büyük ortak kim? Evet, bildiniz: Almanya... Gasprom’un yönetim kurulunda eski bir Alman baþbakaný da bulunuyor.
Hýrsýyla Almanya’yý bir silâhlý dev haline dönüþtürüp ordularýyla Rusya steplerine kadar yürüyen Naziler bugünleri görseler, hedeflerinin tek bir kurþun atýlmadan gerçekleþtiðini görüp þaþýrýrlardý. Ýkinci Dünya Savaþý’nda sadece sonu hezimet getiren Stalingrad kuþatmasýnda ölenlerin sayýsýnýn 20 milyondan fazla olduðu tahmin ediliyor. Avrupa’nýn yarýdan fazlasýný Berlin’in nüfuzu altýna sokan son geliþmeler için tek bir zayiat vermesi gerekmedi Almanya’nýn...
Küreselleþmenin getirdiði türden bir nüfuz alanýna sahip olmaya ‘yumuþak güç’ deniliyor.
Savaþlarla sonuç alýnmasýndansa para gücüyle, etrafa saldýðý kendine özgü deðerler ve itibarla sözünü dinleten ülkelerin ön plana geçmesi herhalde tercih edilir. Bush döneminde ABD ‘sert güç’ kullanarak sonuç almaya çalýþtý; binlerce kendi askerinin yanýnda bir milyondan fazla Iraklý ve Afgan’ýn ölmesine yol açtý. Obama Irak’tan ordularýný çekti, Afganistan’dan da çekecek; yine de ülkesinin sert görüntüsünü yumuþatmayý baþaramadý.
Bir yönüyle baktýðýnýzda, ‘savaþ’ daha kestirme bir yöntem gibi görünüyor; güçlü ordunuz varsa güçsüz bir ülkeye gönderip sonuç alabilirsiniz... Böyle düþünenler çok. Ancak bugünün dünyasýnda geçmiþte iþe yaramýþ kestirme yöntemler pek çalýþmýyor. Almanya’nýn doðru dürüst ordusu bile yok, ama istediði sonucu almaya yetecek gücü var.
Türkiye de Ak Parti hükümetiyle birlikte zor yolu seçti; kestirme yöntemler yerine ‘yumuþak güç’ kullanan bir ülke olmayý yeðledi. Yararýný da gördü; bugünün krizli dünyasýnda mallarýmýzý daha önce adlarýný bile bilmediðimiz çeþitli ülkelere ihraç edebiliyorsak, bu, ‘yumuþak güç’ itibarý sayesindedir.
Libya’da gereksiz bir sapma yaþandý, Suriye zihinleri büsbütün karýþtýrdý. Ancak son açýklamalarýndan, sert konuþsa bile, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nun gönlünün ‘yumuþak güç’ görünümünü korumaktan yana olduðu anlaþýlýyor.
Doðru olan da budur.