Dýþ ve iç Kürtler

Baðdat yönetimi, Kürdistan bölgesi lideri Barzani’nin Türkiye ile olan petrol iliþkisini kesmesini istemiþ, Barzani de bunun savaþ nedeni olduðunu söylemiþ. Barzani haklý, bu Kürdistan bölgesinin yaþam damarýný kesmek demek. Kürdistan bölgesi, merkezi yönetimle kavgalý; Türkiye de. Ayný Irak yönetimi, Suriye ile de sorun yaþýyor. Suriye’de ise hemen her kesimin birbiriyle derdi var. Ayrýca Suriyeli Nusayrilerle Irak Þiileri arasýnda, Irak Þiileriyle Ýran Þiileri arasýnda ve tüm bu ülkelerdeki Kürtler arasýnda tarifi kolay olmayan iliþkiler var.

Bir yandan muhalifleri karþýsýnda birbirini destekleyen bu gruplar, bir yandan da birbirleriyle rekabet ediyorlar. Yani ittifak ve karþý ittifaklar sýklýkla deðiþiyor; üstelik birçok kesimin lideri de, kimlerle bað kurduklarý da belli deðil.

Suriye’deki Kürtlerin bir kýsmý ‘Kürdistan’ý kurduk’ diyorlar. Þam yönetimi ise, ‘yaþasýn komþulara yeni bir sorun daha hediye ettik’ gibisinden bir tavýr sergiliyor. Bu arada Barzani, esas Kürdistan’ýn kendi bölgelerinde kurulduðunu ve yakýnda baðýmsýzlýðýný ilan edeceðini açýklýyor. Yani, bir Kürdistan kurulacaksa onun Irak merkezli olmasý gereðine iþaret ediyor.

Suriye Kürtleri

Bu açýklamalarýn iþaret ettiði bir kaç konu daha var. Barzani merkezli Kürdistan giriþimlerinin Ýran’ýn karþýsýnda bir tutum alacaðý söylenebilir. Oysa Suriye’de ayrý devlet kurmaktan söz eden Kürtlerin Ýran’a yakýn Esad rejimi ile iliþkileri net olmadýðýndan Ýran karþýsýnda alacaðý pozisyon da açýk deðil. Tam da bu nedenle Barzani, Suriye Kürtlerini örgütleme çabasýna girmiþ olabilir. Suriye Kürtlerine esas tehlikenin Ýran olduðunu anlatacak bir faaliyete soyunmuþ gibi.

Öte yandan, esas tehlikenin Ýran olduðu ifade ediliyorsa, esas müttefikin de Türkiye olabileceði ima ediliyor denebilir. Öyle ya da böyle, deðil baðýmsýzlýk, bir özerklik halinde bile Suriye Kürtlerinin yeni Suriye yönetimiyle aralarýnýn nasýl olacaðýný öngörmek kolay deðil. Diyelim ki Esad devrildi, muhalifler önce zafer ilan edip kutlamalar yaptýlar, ardýndan muhtemelen yeni bir anayasa ve seçim süreci olacak. Çoðunluk olan Sünni Araplarýn hepsinin aralarýnda anlaþtýklarýný bile varsaysak, rejimin bundan böyle daha ‘Sünni’ bir çizgide olacaðýna kuþku yok.

Suriye Kürtleri bu yeni düzende eskisi gibi hem istenmeyen hem de iliþilmeyen pozisyonda kalmayabilirler. Dolayýsýyla, varlýklarýný sürdürmek için ittifaklar kurmalarý gerekecek.

Yeni ittifak arayýþlarý

Suriyeli Kürtlerin kuracaðý ittifak olanaklarý sýnýrlý. Ya yeni rejimle, ya yeni rejimin muhalifi haline gelecek Nusayri ve diðer azýnlýklarla ya Barzani ile yakýnlaþmak durumunda kalacaklar. Bu biraz Ýran’dan yana mý olacaklar yoksa Türkiye’den yana mý gibi bir soru anlamýna da geliyor.

Esad rejimi hala Kürtleri Türkiye’yi sýnýrlamak için bir araç olarak görüyor, Türkiye de kýrmýzý çizgilerden söz ederek bu tutuma yardým ediyor. Hatta hali hazýrda Türkiye’de PKK ile yürütülen bir savaþ olduðu ve her gün askerlerin yaþamlarýný kaybettiði düþünülürse, aslýnda Türkiye’nin doðrudan Kürtlerin savaþýnýn içinde olduðu söylenebilir. PKK, Türkiye’nin Suriye Kürtlerinden olabildiðince uzak tutulmasý iþlevi görürken, Barzani ile de netameli bir iliþki sürmesine, güven-güvensizlik sarmalýnda git gel yaþanmasýna neden oluyor. Gayet tabi bir diðer iþlevi de Türkiye’nin kendisindeki bölünme korkusunu diri tutmak.

Kürtlerle Türkiye’nin içeride ve dýþarýda kavgalý olmasýný her kim istiyorsa, bu AK Parti iktidarýnýn zayýf düþmesini ve Türkiye’nin de Ortadoðu’daki varlýðýnýn daralmasýný ayný anda istiyor demektir.