Dışarda hayır yok, içeriye dönelim

Kötü giden bir milli takım gerçeğinden ve acısından sonra; iyi giden bir lig müjdesi vermek epey zordur. Yine de, avunmaya en yakın kesim Beşiktaş...

Yolu açık, sorunu az; herşeyi doğru istikamette gidiyor. Cenk Tosun’un son milli maç ilk onbirinde tercih edilmeyen bir santrafor olması, hafif can acıtsa da; travması çabuk atlatılacak bir sıkıntı..

Sorun şu ki; bir çok şeyi düzgün ve yolunda giden takımların tekerine, illa da çomak sokacak birileri çıkar. Beşiktaş bu anlamda, dış kaynaklı tehlikelerden sakınmalıdır.

***

Siyah-Beyazlı camiada herşeyi de güllük-gülistanlık sanmayalım. Büyük beklentilere rağmen, 6 hafta geçtiği halde Aboubakar’dan bir türlü gol sesi gelmedi. Geleceği de yok. Çünkü, adamın üstüne suçluluk duygusu yığıldı. Bunu aşması kolay değil.

Gökhan Gönül’ün bir türlü gülmeyen ekşi yüzü, Caner’in eski verimliliğinden uzak oluşu, Olcay Şahan’ın bir türlü kendine gelememesi, Oğuzhan’ın ligin başlangıcındaki yüksek grafiğinden erken fire vermesi; şimdi sorun olmayanların ileride krize dönüşme sinyalleridir. Bu durumun en iyi tarafı, hiç biri ya da hepsinin çözülemeyecek kıvamda olmamasıdır.

Başka kulüplerin çok daha derin, aşılmaz sorunları var. Beşiktaş hepsinden şanslı... Taraftarı ile sıkıntısı yok, lige karşı heyecanı düşük değil... Forma satışlarında, en iyi günlerinden de en iyisini yaşıyor. Başkan da, başka başkanlara özenip gündem oluşturma heveslerinde doyuma ulaşmış gibi... Daha sakin, daha olumlu, daha özenli... Birinci sınıf bir başkan olma yolunda, belirlenmiş hedefe doğru yürüyor. Allah bozmasın!

***

 Dediğim gibi; belki herşey dört dörtlük değil ama, Beşiktaş öyle olma şansını henüz yitirmedi. Problem diye öne sürdüğümüz hiç bir şey; kronik bir evreye, çözümsüzlüğe girmedi. Mevcut yönetim ve Şenol Güneş gibi bir hocaya sahip olma şansı; her türlü belayı aşmaya yeter bir zemin oluşturdu.

Beşiktaş’a nazar değmesin!