Avusturalyalý bir Müslüman’ýn Hac görevini yerine getirdiði günlerin belgeselini çekmiþ Discovery World... Ýmrenerek seyrettim... Bir belgesel ancak bu kadar özenli çekilebilir.
Düþünsenize, Kabe’de sabah namazý kýlan binlerce insaný yüksek bir tepeden, geliþmiþ mercekler kullanarak çekmiþler. Bu sayede ortaya inanýlmaz bir görüntü çýkmýþ ve belgeseli yapanlar bu zenginliði gayet iyi kullanmýþlar.
Ýçerik bakýmýndan da son yýllarda Ýslam dünyasýna karþý ön yargý taþýmadan yapýlmýþ nadir iþlerden biriydi seyrettiðim.
***
Aslýnda bu herkese ders olmasý gereken bir belgesel. Almanya’da geçen yýl yapýlan bir araþtýrmada medyanýn Ýslam’a karþý önyargýlý davrandýðý sonucu çýkmýþtý. Bunu söyleyenler direkt Alman vatandaþlarýydý.
Peki sadece Almanya’da deðil tüm Avrupa’da ve Amerika’nýn genelinde hakim olan bu medya tutuculuðuna karþý ne yaptýk? En alaksýz filmde ya da dizide bile niye hep Yahudi iyi bir karakter var? Bu sene giþede fýrtýnalar estiren
Lincoln filminin son sahnesinde bile Kudüs’ü ziyaret etmekten söz ediliyordu, hatýrladýnýz mý?
***
Bugüne kadar evrensel sinema standartlarýnda sadece Çaðrý’nýn yapýlabilmiþ olmasý garip deðil mi?
Ýlla Hz. Muhammed’in hayatýný anlatmaya gerek de yok. Bütçesi saðlandýktan sonra bir dizi ya da film senaryosuna Müslüman ve iyi bir karakter yerleþtirtmek mümkün. Ya da Discovery World örneðindeki gibi objektif bir belgesel yaptýrmak da...
***
Haksýzlýða uðramýþ olmak insaný elbette öfkelendiriyor ama öfkeyle haksýzlýða karþý konulamýyor. Türkiye’nin televizyonculuk ve sinema birikimi Ýslamiyeti Batý’nýn da anlayacaðý bir þekilde anlatacak tecrübeye sahip.
Bunu çekmek ve uluslararasý yayýn þebekesi olan bir kanalda yayýnlatmak artýk zor deðil ve yüzümüzü buraya dönmeliyiz...