ZENGÝN: CHP için makbul konfederasyonlar DÝSK ve KESK’tir.
Türk-Ýþ, Hak-Ýþ ve Memur-Sen Kýlýçdaroðlu’nun öfkesine çok kez muhatap oldular. O yüzden CHP’ye geçen belediyelerde emekçilere baskýlar hemen baþladý. Hal bu ki çalýþanlarý iþten çýkarmak ya da sendika deðiþimine zorlamak yasalarýmýza göre suçtur.
“CHP’ye geçen belediyelerde binlerce iþçi ve memur istifa ettirildi. 1 Nisan günü birçok belediyede memurlarýn masalarýnda istifa ve üyelik formu vardý. Mevcut sendikalarýndan istifa edip CHP’nin makbul sendikalarýna üye olmalarý için! Sendika temsilcileri ve yöneticileri sürgün edilerek sendikal faaliyetleri engelleniyor. Bunlar yasal açýdan suçtur. TC Anayasasýnýn “Sendika kurma hakký” baþlýklý 51. maddesinde “Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrýlmaya zorlanamaz” hükmü yer alýr. 4688 sayýlý Kamu Görevlileri Sendikalarý ve Toplu Sözleþme Kanununun 18. maddesi sendikaya üye olmayý, sendikal faaliyetlere katýlmayý yasal güvence altýna alýr. Sendikal haklarýn engellenmesi ceza hukukunun da konusudur.”
Mart seçimlerinde CHP’ye geçen belediyelerde emekçilerin çeþitli baskýlara maruz kaldý haberleri yansýdý medyaya. Tam da 1 Mayýs’ýn öncesinde durum nedir?
Seçim çalýþmalarý sýrasýnda CHP Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu “Belediyelerde hiç kimseyi iþten çýkarmayacaðýz. Bizim kitabýmýzda kimsenin aþýyla iþiyle oynamak yok” demiþti. Ancak daha þimdiden Bolu Belediyesi’nde 97 iþçi, Ceyhan Belediyesi’nde 143 iþçi ve CHP’li bazý belediyelerde sözleþmeli personelin sözleþmeleri tek taraflý olarak feshedildi. Belediyelerde sendikal baskýlar da sürüyor. Hatta seçim sonrasý bazý CHP milletvekilleri 1936 memurun çalýþtýðý Antalya Büyükþehir Belediyesi’nde 4000 bankamatik memurun, Adana’da 6000 bin bankamatik memurun iþine son verildiðini bile söyledi.
Sendika üyeliðinin yasalarýmýzda karþýlýðý nedir? Mevzuat, çalýþanýn hakkýný nasýl koruyor?
Ýþ kanunu 29. Maddeye göre toplu iþten çýkarmalar 30 gün önceden iþyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüðüne ve ÝÞKUR’a bildirilmesi gerekir. Üstelik bu bildirimde iþçi çýkarmanýn sebepleri, bundan etkilenecek iþçi sayýsý ve gruplarý ile iþe son verme iþlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleþeceðine iliþkin bilgilerin bulunmasý zorunludur. Kanuna göre iþyeri sendika temsilcileri ile iþveren arasýnda yapýlacak görüþmelerin sonunda, toplantýnýn yapýldýðýný gösteren bir belge düzenlenmesi gerekir. Fesih bildirimleri, iþverenin toplu iþçi çýkarma isteðini bölge müdürlüðüne bildirmesinden otuz gün sonra hüküm doðurur.
Bu bildirimler yapýlmýþ mý?
Þimdi belediyelerin iþten çýkarmalarýna baktýðýmýzda kanunun saydýðý hiçbir usule uyulmadýðý görülüyor. Ayrýca iþ kanununa göre “iþten çýkarmanýn haklý bir nedene dayanmasý” ve “iþverenin fesih bildirimini yazýlý olarak yapmasý ve fesih sebebini açýk ve kesin bir þekilde belirtmesi” gerekir. Kanuna göre “ýrk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doðum, din, siyasi görüþ ve benzeri nedenlerle” iþçiler iþten çýkarýlamaz. Noterden iþçi çýkarmayacaðýnýn sözünü veren belediye baþkanýnýn ve diðer belediyelerin yasalara aykýrý biçimde iþten çýkardýklarý görülüyor.
Belediye çalýþanlarý üzerinde nasýl bir sendikal baský var?
Burada ilginç bir durum var. Sözde emek dostu olduðunu iddia eden bir partinin sendikal baský yapmasý tuhaf bir durum, ama gerçek. CHP geleneðinde “arka bahçe” olmayan iþçi ve memur konfederasyonlara karþý öfke vardýr. Özellikle Türk-Ýþ, Hak-Ýþ ve Memur-Sen; Kýlýçdaroðlu’nun öfkesine çok kez muhatap oldular. CHP için makbul konfederasyonlar DÝSK ve KESK’tir. CHP gibi partiler arka bahçesi olmayan sendikalarý “öteki” olarak görür.
Örnekler misiniz, CHP diðer konfederasyonlarý nasýl ötekileþtiriyor mesela?
CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, 22 Temmuz 2014’te Yataðan Termik Santrali önünde nöbet tutan iþçileri ziyaretinde TÜRK-ÝÞ’i eleþtirdi ve “Biz size destek veriyoruz ama Türk-Ýþ, Hak-Ýþ ve diðer iþçi sendikalarýnýn bütün olup iþçilere sahip çýkmasý gerekir” demiþti. 4 Aralýk 2015’te Türk-Ýþ Olaðan Genel Kurulu’nda da Türk-Ýþ’i sert sözlerle eleþtirerek þunlarý söylemiþti: “Sizin kaybedecek neyiniz var Allah aþkýna. Ýktidara teslim olan bir sendikal hareket olabilir mi? Ankara’daki beylerin bu egemenliði nereden geliyor? Kusura bakmayýn o cesareti sizler veriyorsunuz.”
Türk-Ýþ’in yöneticileri ve genel baþkanlarý ile CHP Genel Baþkaný arasýnda da sert tartýþmalar yaþandý. Türk-Ýþ eski genel baþkanlarýndan rahmetli Mustafa Kumlu, Kýlýçdaroðlu’na gönderdiði mektuba þöyle baþlar: “Uzunca bir süredir Türk-Ýþ’e karþý tavrýnýzý ve öfkenizi dikkatle ve sabýrla izliyoruz. Türk-Ýþ’i arka bahçeniz olarak görmek istediðinizi biliyoruz.” Kýlýçdaroðlu, 20 Þubat 2018 tarihinde partisinin grup toplantýsýnda ise þunlarý söylemiþti: “Buradan sendikalara sesleniyorum, neden çýkýp mücadele etmiyorsunuz? Neden gidip iktidar partisinin kapýsýna dayanmýyorsunuz?
CHP Genel Baþkaný arka bahçesi olmayan konfederasyonlarý defalarca hedef göstermiþ, üyeleriyle sendikalarý karþý karþýya getirmek istemiþ, çalýþanlarý kýþkýrtmýþtýr. 20 Nisan 2019’da ise çok daha vahim bir cümle kurarak “Memur-Sen’i sendika olarak görmüyoruz, iktidar sendikasý. Ýktidar gittiðinde daðýlacaðýný herkes biliyor” dedi. Ben bu cümleyi “iktidara gelirsem ‘arka bahçem’ olmayan konfederasyonlarý daðýtacaðým” olarak okuyorum. Çok tehlikeli buluyorum. Ayrýca Memur-Sen sendika deðil konfederasyondur. Sayýn Kýlýçdaroðlu’nun sendika ile konfederasyon arasýndaki farký bilmesi gerekir.
13 Ocak 2018 tarihinde Kýlýçdaroðlu “Dün TBMM’de bir kiþi üzerine gaz yaðý döktü ve ateþe verdi. Niye? Geçinemiyorum diye. O iþçi kardeþime söyleyeyim Meclis’e niye geldin? Git sarayýn önünde kendini yak” demiþti. Ýþçinin derdine derman olmak yerine dalga geçer gibi iþçiye kendini yakma adresi göstermiþti.
Bu kadar çarpýk bir anlayýþ nereden kaynaklanýyor?
Ýdris Küçükömer’in 1969’da “Türkiye’nin “solcu”larý gericidir. Üretim güçlerinin geliþmesinden yana deðillerdir. Halký yönetilecek sürü olarak görürler. Türkiye’nin ilericileri “sað” cenahta görülen geniþ halk kitleleridir” der. Küçükömer’in tezleri bugün sol sendikal hareketleri tanýmlamakta. Lenin de 1902’de yazdýðý “Ne Yapmalý?” isimli kitabýnda sendikayý sosyalizmin öðrenileceði bir okul, iþçileri ise bu okulda eðitilmesi gereken bilinçsiz talebeler olarak görüyor. Bugün ülkemizde sol/sosyalist sendikalar bu anlayýþlarý nedeniyle geniþ iþçi kitleleriyle iliþki kuramadýklarý gibi emekçilerin sorunlarýný ideolojileri için kullanýyorlar.
Milli ve yerli savunma sanayimizin, sanayicimizin saldýrýlara maruz kalmasýnýn arkasýnda ne var?
Savunma sanayiinde 2004’te baþlatýlan milli-yerli üretim modeliyle sektördeki yerlilik oraný yüzde 20’den 65’lerin üzerine çýktý. Bu oran, ÝHA gibi stratejik ürünlerde yüzde 90’larýn üzerinde. Birçok savunma ürününde dünyada üretim yapan birkaç ülkeden biriyiz. Mesela kamikaze ÝHA’larý (Alpagu, Kargu) ilk üçteyiz. Ýnsansýz Hava Aracý (ÝHA) ile Silahlý Ýnsansýz Hava Aracý (SÝHA) geliþtirip üretebilen ilk altý ülke arasýndayýz. Türkiye sadece kendi ihtiyaçlarýmýzý üretmiyor, dost ve müttefik ülkelere de ihraç ediyor. Bir kamu askeri iþyeri olan Ýstanbul Tersane Komutanlýðýnda kamu iþçileri eliyle yapýlan milli gemimiz MÝLGEM’den dört adet Pakistan’a sattýk. Bu baþarý saldýrýlarýn da sebebi.
Kýdem tazminatlarýyla ilgili sýcak bir gündem baþlýðý var. Vaziyet nedir?
Kýdem tazminatý bütün iþçileri ilgilendirdiði için bu konuda duyarlýlýk yüksek. Kýdem tazminatýna iliþkin fon kurulacaðýnýn söylenmesi tartýþmalarý yeniden alevlendirdi. 1 Mayýs çaðrýlarýnda kýdem tazminatý önemli bir yer tutuyor. Mevzuatýmýza ilk olarak 1936’da girdi. Yararlanma þartlarý ve ödeme oranlarý yýllara göre deðiþti. 1975’te 1 yýl çalýþanlara 30 günlük brüt ücretleri ödenme düzenlemesi yapýldý. 12 Eylül askeri darbesiyle kýdem tazminatýnda geriye gidiþ oldu ve bir tavan (sýnýr) getirildi. 2003’te çýkan 4857 sayýlý Ýþ Kanunda “Kýdem tazminatý için bir kýdem tazminatý fonu kurulacaðý” söylendiði için konu sürekli gündeme geliyor. Yeni Ekonomik Programda ise “Sosyal taraflarýn mutabakatýyla kýdem tazminatý reformu gerçekleþtirilecektir” düzenlemesi var.
Kýdem tazminatý her dönem tartýþmaya açýlýr. Ýþveren örgütleri sürekli olarak kýdem tazminatlarýnýn kendileri için bir yük olduðunu söyler. 1954 yýlýnda II. Çalýþma Meclisinde, 1962 yýlýnda III. Çalýþma Meclisinde iþverenler fon kurulmasýna talep ediyor. Kýdem tazminatý ülkelerde iþçiler açýsýndan önemli bir hak ve güvence olduðu için çalýþanlar kazanýlmýþ haklarýnda geriye gidiþ olmasýný istemiyor. Cumhurbaþkanýmýz uzun süredir þunu söylüyor: Taraflar anlaþmadan kýdem tazminatýný önüme getirmeyin. O nedenle iþçi ve iþveren sendikalarýnýn üzerinde uzlaþmadýðý bir düzenlemenin yapýlmasý kolay görünmüyor. Kýdem tazminatýnda iþçiler her yýl için 30 günlük brüt ücretin korunduðu ve haklarýnda geriye gidiþin olmadýðý bir düzenlemeye itiraz etmeyeceklerdir.
“Ülkeyi demiryollarý aðýyla donatan, Gök Okulu açarak onlarca genç pilot yetiþtiren, 1939’da göklerde uçan ilk yerli uçaðýmýzý üreten Nuri Demirað’ýn yaþadýklarý milli sanayimizin önünün nasýl kesildiðinin ilk örneðidir. Türkiye’nin savunma sanayisinin millileþmesini engellemek için kimi ülkelerse birçok yöntem kullanýyor. Bazen savunma ürünlerini satmayarak, bazen sattýklarý ürünün kullanýlmasýna engeller koyarak, bazen yerli üretimi engellemek için ürün fiyatlarýnda büyük indirime giderek… Türkiye buna raðmen büyük mesafe kat etti.”
“Kamuda 3 tersane 27 askeri fabrikada toplam 20 bin savunma sanayi iþçisi çalýþýyor. Savunmada millileþme politikalarý yürütülürken sektörün dengede tutulmasý ve tecrübeli iþgücünün korunmasý için askeri fabrikalar ve tersaneler teknolojik olarak desteklenmeli, iþgücü artýrýlmalý ve kamuda kalmalý. Fýrtýna Obüslerini üreten önemli askeri fabrikalardan Sakarya 1. Ana Bakým’ýn iþletme devri tartýþýlýyor. Buradaki iþçilerin beklentileri MSB iþçisi olarak kalmak ve Altay tankýnýn yapýmýna katký saðlamaktýr.”
CHP ve HDP tehdit eder gibi sýklýkla sokaklarýn hareketlenmesinden söz ediyor. Böyle bir zamanda büyük kitlelerin sokaða çýktýðý 1 Mayýs’tan korkmalý mýyýz?
Korkmamalý ama dikkatli olmalýyýz. Ülkemizde “profesyonel ve kadrolu eylemcilerin” olduðunu bilmeliyiz. Sadece bu partiler deðil sol/sosyalist çevrelerin de 1 Mayýs çaðrýlarýnda þiddet dili var. Ancak 1 Mayýs sol çevrelerin vesayetinden önemli ölçüde kurtarýldý. Artýk kýzýl bayraklar deðil al bayraðýmýz dalgalanýyor alanlarda.
Taksim fetiþizmi son bulmadý ama?
Uzun yýllar Taksim tartýþmasý yoktu. 2007’de DÝSK, KESK ve bazý sol örgütler Taksim’in kutsallýðýný 2007’de hatýrladý. 27 Nisan e-muhtýrasýnýn verildiði, genel seçimlerin yapýlacaðý ve yeni Cumhurbaþkanýnýn seçileceði yýldý 2007. Öte yandan Taksim kutsaldýr diyenler orada katledilenlerden kaç kiþinin adýný sayabilir? Alan fetiþizmiyle 1 Mayýs’ý baþka bir zemine çekmek istiyorlar. Üstelik yaptýðýmýz araþtýrmalarda emekçilerin yüzde 90,4’ü 1 Mayýs’ýn Taksim dýþýnda da kutlanabileceðini söylüyor. Ayný araþtýrmaya göre çalýþanlarýn yüzde 89,1’i Taksim’in kendileri için kutsal olmadýðýný söylüyor.
Ýþçilerin emekçilerin kutsallýk atfetmediði Taksim’de DÝSK ve KESK neden ýsrar ediyor?
Birkaç amaç var. Kitlesel kutlamalara yasak olan bir alan verilmeyeceði için “Türkiye’de iþçilerin 1 Mayýs’ý istediði yerde kutlamasýna izin verilmiyor” diyerek içeride-dýþarýda karalamak… Dikta rejimi var demek... Nitekim Valilik Taksim’e izin vermeyince kaçak Can Dündar sosyal medyadan buna baþladý. Uluslararasý sendikalara ve batýlý güçlere Türkiye’yi þikayet eden mektuplar yazýyorlar 1 Mayýs’la ilgili. Ama ayný iktidarýn 1 Mayýs’ý resmi tatil yaptýðýný ve 32 yýl aradan sonra Taksim’i 1 Mayýs kutlamalarýna açtýðýný gizleyerek tabii.
“Kanlý 1 Mayýs” diye tarihe geçen katliamýn mekaný olduðu için ýsrar ediliyor bir yönüyle de aslýnda Taksim’de?
Amaç kanlý 1 Mayýs’ta katledilen emekçileri anmaksa zaten buna imkan veriliyor. DÝSK ve KESK dün Taksim Kazancý Yokuþunda 1977’de katledilenleri andýlar. 1 Mayýslarda alanlarda yaþanan sýnýrlý sayýda kavganýn nedeni emekçiler deðildir, alanlara gelen sol/sosyalist örgütlerdir. 1 Mayýslarýn kavgalarýn yaþandýðý gün gibi algýlanmasýnýn nedeni de budur, eylemlere katýlan marjinal sol gruplardýr. Bu tür küçük gruplar kitlesel eylemlerin yapýldýðý alanlarý propagandalarýný yapabilecekleri yerler olarak görürler. Kalabalýk içinde örgütlerinin flamalarýný açar ve sanki oradaki kitle bu örgütünmüþ gibi algýlansýn isterler. Sol fraksiyonlarda 1 Mayýs propaganda aracýdýr.
Alan saplantýsý aþýldý artýk deðil mi?
Ülkemizde emekçilerin önemli bölümü 1 Mayýs’ý anlamýna uygun biçimde ülkenin dört yanýnda zaten kutluyor. Bu yýl 1 Mayýs’ta Türk-Ýþ Kocaeli’de, Memur-Sen ve Hak-Ýþ Þanlýurfa’da, Kamu-Sen Eskiþehir’de olacak. En fazla üyeye sahip konfederasyonlar bunlar. Anadolu’nun farklý kentlerinde 1 Mayýs toplantýlarý yapýlmasý çok önemlidir, geniþ kitlelerin önyargýlarýnýn kýrýlmasýný saðlar.
Son üç yýldýr en az üyeye sahip iki konfederasyon olan DÝSK ve KESK kendilerine gösterilen yerlerde Bakýrköy ve Maltepe’de kutlama yapmýþtý. Bu yýl da Taksim için izin verilmeyince Bakýrköy’de kutlama kararý aldýlar.
Öteden beri bir ayrýþma konusudur 1 Mayýs ama zaman pek çok olguyu, durumu, duyguyu dönüþüme uðrattý. Ýþçi sendikalarý, iþveren örgütleri, daha geniþ manada çalýþma dünyasý 1 Mayýs’a bugün nasýl bakýyor? Bir ayrýþma var mý yine?
Ayrýþma emekçiler arasýnda deðil. Bazý sendikal anlayýþlarýn yerli/milli deðerlerle problemli olmasýndan dolayý oluyor. Mesela alanlarda bayraðýmýzdan, Ýstiklal marþýmýzdan ve þehitlerimizin anýlmasýndan rahatsýz olan sendikalar var. Gayri milli tutumlarla nasýl bir arada olabilirsiniz? Ortak metin hazýrladýðýnýzda PKK terör örgütünün emekçi katliamlarýný kýnayan ifadelerin metinden çýkarýlmasýný isteyen sendikalar var. Terör örgütüne terör demeyen, iþçi ve öðretmen katliamlarýný görmezden gelen, bayraðýmýzla ve Ýstiklal Marþýmýzla sorunu olan sendikalarla elbette ayrýþmak gerekir. Çünkü bunlar hepimizi birleþtiren ortak deðerler.