Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ve Baþkaný günlerdir bombalanýyor. Seçim maratonunun koþulduðu þu günlerde özellikle barajdan çýkmak için çýrpýnan bir partinin öncülüðünü yaptýðý bu saldýrýlarýn sandýkla-seçimle hiçbir ilgisi olamaz. Çünkü, Anayasal bir kurumu kapatmak gibi, pratiði olmayan salvolardan oy çýkmaz.
Aleviler Diyanet’i eleþtiriyor ama ortadan kaldýrmaktan deðil, hizmet almaktan bahsediyor. Peki o zaman, bu meydan okumalarýn amacý ne?
Yani tam bir, “Düðün deðil, bayram deðil...” vakasý...
Baþbakan Davutoðlu’nun, “Diyanet’i kapat emri yurt dýþýndan geldi” açýklamasý da bu saldýrýlarýn seçimle ilgisi olmadýðýný gösteriyor ...
Öte yandan paralel medyanýn da son dönemlerde Diyanet’i ve Baþkan Mehmet Görmez’i yýpratmak için her fýrsatý deðerlendirdiðini, hiçbir malzeme bulamazsa alakasýz haberlere Görmez ve Mercedes fotoðraflarý iliþtirerek algý operasyonunu kesintisiz sürdürdüðünü görüyoruz.
Velhasýl, yoðun seçim atmosferiyle hiç de mütenasip olmayan bu savaþýn baþka bir sebebi olmalý...
Kritik nokta Paralelin, Diyanet iliþkileri...
Paralel yapý, her devlet kurumunda olduðu gibi Diyanet’te de teþkilatýný kurmuþtu ve istediði her þeyi alabiliyordu.
Ama ayrýþma döneminden itibaren ayný ‘yakýnlýðý’ görmemeleri canlarýný sýkýyordu...
Ýþte, sert uyarýlardan savaþa kadar uzanan süreci özetleyen bazý ilginç anekdotlar...
Paralel yapýnýn önde gelen isimlerinden olup son dönemde bazý yanlýþlýklara itiraz ettiði için dýþlanan Prof. Dr. Kemalettin Özdemir, Diyanet Ýþleri Baþkaný Mehmet Görmez’e müracaat ederek, “Hocam bunaldým artýk. Gittiðim her kapýyý yüzüme kapattýrýyorlar” diye yakýnýr ve yurt dýþýnda bir görev talep eder.
Görmez de, Suudi Arabistan’da Din Hizmetleri Müþavirliði’ne tayin edebileceklerini söyler.
Bu görüþme saat 18.00 civarýnda Baþkan Mehmet Görmez’in makam odasýnda gerçekleþmiþtir. Ayný gün saat 20.00’de, Kaynak Holding Yönetim Kurulu Baþkaný Mustafa Özcan, Mehmet Görmez’i arar ve “Hocaefendi’nin çok önemli bir mesajýný iletmek için acil görüþme” talep eder.
Çankaya’daki konuþma Pensilvanya’dan duyulmuþ!..
Ertesi gün 09.00’da sayýn Görmez’in makamýnda buluþurlar.
Mustafa Özcan’ýn ilettiði mesaj þok edicidir.
Dün akþamki görüþme Pensilvanya’ya gitmiþ, hatta cevabý bile gelmiþtir...
“Kemalettin bey ile ilgili bir atama planlýyormuþsunuz. Konu hocamýzýn kulaðýna gitmiþ. Bu adam çok sakýncalýdýr, yol yakýnken uyarmak istedi” der.
Mehmet Görmez, eski bir Diyanet mensubu olan haberciye, “Mustafacýðým, Kemalettin benim doktora arkadaþýmdýr; yakýndan tanýrým, bu vazifeye layýktýr” der ama o ýsrar eder... “Yok hocam... Onun kadýnlarla iliþkisi var, o mübarek yerlerde Diyanet’i temsil edecek birisi deðil...”
Görmez Hoca, Mustafa Özcan’ý lisan-ý münasiple uðurlar. Ama az sonra da Ýstihbarat Daire Baþkaný Ramazan Akyürek arar ve acilen görüþmeleri gerektiðini söyler. Ayný gün saat 16.00’ya randevu verilir.
Görüþmeye, Akyürek’in yardýmcýsý gelir ve “Dini Ýstismarla Mücadele Masasý kuracaklarý” bilgisini verir.
Görmez Hoca buna bir anlam verememiþ olacak ki istihbaratçý misafir, açýklamalarýna devam eder. “Kemalettin Özdemir’in de içinde olduðu bazý tanýnmýþ Ýslamî þahsiyetler kadýnlarla düþüp kalkýyor...”
Görmez Hoca, “Bu dedikleriniz doðru bile olsa o kendileriyle ilgili bir keyfiyettir, dini istismarla ne ilgisi var? Ayrýca Kemalettin Özdemir’den de böyle þeyler sadýr olmaz” der.
Ama elemanýn pes etmeye niyeti yoktur. Yanýnda getirdiði laptopu açar ve “Bunlarý gördükten sonra karar verin isterseniz” der ama Görmez Hoca hemen “Burasý Diyanet makamý, burada böyle ahlaksýz þeyler seyredilmez. Görüþme bitmiþtir” diyerek buna engel olur.
Görmez hâlâ iþin vehametini göremez!..
Derken, 17/25 Aralýk süreci de baþlamýþtýr....
Diyanet Ýþleri Baþkaný olmanýn yüklediði vebalin de etkisiyle gidiþattan çok rahatsýz olan Görmez Hoca hâlâ saðduyu ümidi taþýmakta, “Camiadan makul insanlara durum izah edilirse daha fazla tahribat olmadan bu ateþ söndürülür” diye düþünmektedir.
Bazý ön görüþmelerden sonra Görmez Hoca, Ali Bardakoðlu, Hayrettin Karaman, eski Kültür Bakaný Ýsmail Kahraman, Prof. Dr. Suat Yýldýrým ve Fatih Üniversitesi Rektörü Þerif Ali Tekalan bir araya gelirler.
Karþýlýklý mütealalardan sonra paralel yapý temsilcileri, “Durumu hocaefendiye ileteceklerini” belirterek ayrýlýrlar.
Birkaç gün sonra cevap, Görmez Hoca’ya iletilir: “Ameliyat baþladý artýk ilaç tedavisine geri dönülmez...”
Zaten sayýn Görmez, sayýsý yüzleri bulan beyanlarýnda, Müslümanlarýn kalbine hançer gibi sokulan bu fitnenin camilere girmemesi için âdeta yalvarmýþ ama paralel yapýdan bu gayretlere mukabil en küçük adým görememiþti.
Bu cevap sayýn Görmez’in, tahribatý durdurma ümitlerini de büyük ölçüde bitirir.
Ve Diyanet’in infazýna karar veriliyor...
Görmez Hoca suhulet tavsiye ededursun, onlar da, Fethullah Gülen’in meþhur bedduasýna “Beddua deme” ýsrarlarýný sürdürüyor, Görmez Hoca’nýn, “Köydeki imamýn bile beddua olduðunu bildiði bir þeye ben nasýl beddua demem” þeklinde itirazýna bozuluyorlardý.
Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn 25 Ocak 2014 tarihinde düzenlediði, “Yüzyýlýn Ýslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri” töreninde Cumhurbaþkaný (dönemin baþbakaný) Erdoðan’ýn konuþmasýnda yer alan, “Bu medeniyet yalancý peygamberleri, sahte velileri, içi boþ, kalbi boþ, zihni boþ alim müsveddelerini reddetmiþtir. Bunlar, ilmi güç ve þantaj için kullanýyor” ifadeleri Fethullah Gülen’i çok kýzdýrýr.
Nitekim bir süre sonra Görmez Hoca’yý ziyaret eden Paralel Yapý Yönetim Kurulu Baþkaný’nýn oðlu, Fethullah Gülen’in, ateþ yüklü mesajýný bir vasýta ile iletir:
“Her þeyi unutabilirdim ama o kadar alim önünde bana hakaret edilirken sessiz kalmasýný aslâ unutmayacaðým...”
Diyanet Vakfý, Paralel’in ayaðýna bastý
Artýk yapýlacak bir þey kalmadýðý kesin olarak anlaþýlmýþ, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý da 25 Mart 2014 tarihinde yayýnladýðý deklarasyonla, “Ýslâmiyeti, dünyevi bir güç devþirme adýna istismar eden” bu yapýya en net tavrýný ilan etmiþtir.
Zaten bundan sonrasýný çok iyi biliyorsunuz...
Medyadan siyasete kadar uzanan yandaþ tetikçiler harekete geçer ve “Diyanet Ýslam Ansiklopedisi’ndeki hatalar”dan, “Baþkan Görmez’in bindiði milyonluk Mercedes”e, önlerine gelene sývadýklarý “Muta nikahý”na kadar, en zalim müfteri sýnýrlarýna bile sýðmayan iftiralar peþ peþe gelmeye baþlar...
Tabii Diyanet Vakfý’nýn Latin Amerika’dan Rusya, Balkanlar ve Afrika’ya kadar farklý coðrafyalarda yürüttüðü ve paralel yapýnýn anlayýþýna pek uymayan hizmetlerden duyduklarý rahatsýzlýk da bu kin ve öfkenin en önemli sebeplerinden biriydi.
***
Netice itibariyle durum bu noktaya gelmiþse bu vahim ayrýntýlarý yaþayanlar neden hâlâ susmaktadýr?
Hiçbir gerekçe, millî ve manevi deðerlerimizin katledilmesi karþýsýnda sessiz kalmanýn verdiði vicdan azabýndan daha aðýr olamaz.
Son günlerde yine þantaj malzemesi yapýlan Kemalettin Özdemir Hoca, Ýslamî ahlâkýn gereði olarak gerçeklerin ortaya çýkmasý için üzerine düþeni yapmalýdýr.