Görevi “din müessesesini korumak” olan Diyanet, geçmiþte de Ýslamiyet’in ana omurgasý olan Ehl-i Sünnetle çeliþen uygulamalarýyla dikkat çeken bir kurumdu.
Nitekim, karar alma mekanizmalarýný yýllar önce ele geçiren FETÖ’nün, bütün rakip camia ve cemaatleri bertaraf etmek için Diyanet’i kullandýðý anlaþýldý.
Ancak, geçmiþte hangi kurum FETÖ’ye karþý net tavýr koydu ki, ilk iþgal edilen Diyanet’ten bekleyeceðiz…
Ama bir devlet kurumunun, 17 Aralýk 2013’ten sonra da FETÖ ile mücadelede yerini almamasý farklý anlam taþýr.
Hele bu, Diyanet gibi, FETÖ’nün din istismarýný tescil edecek bir kurum ise, sessiz kalmasý bile hayati destek anlamýna gelir.
Üstelik sadece Kutlu Doðum sayesinde bile, FETÖ’nün Peygamber Efendimizi inkar eden sapýk söylemlerini milyonlara yayan Diyanet’in ödemesi gereken büyük kefaretler bulunmaktadýr.
Bütün bunlara raðmen kýlýný kýpýrdatmayan Diyanet’i elbette eleþtirdik.
Diyanet bizi raporla doðruladý
Nitekim Diyanet’in raporu, ne kadar haklý olduðumuzu ortaya koydu.
Hatta istismar ve çarpýtmanýn boyutlarý, bizim zannettiðimizden çok daha büyükmüþ.
Daha yýllar önce bütün Türkiye “Dinler Arasý Diyalog”un barýþçýl bir þey olduðunu zannedip; bu sapýðý Mevlana’ya benzetirken, biz ýsrarla bunun dinsizlik olduðunu yazdýðýmýz için, “Ayrýmcýlýk yapmak”la suçlanmýþtýk.
Ama uluhiyet iddiasýna varan firavunluklarýný Diyanet’in raporundan öðrendik.
Þimdi…
Bu din istismarý 40 yýldýr devam ediyorsa Diyanet buna neden mani olmadý?
Biz “Dinler Arasý Diyalog, Papalýðýn Ýslamiyet’i yýkma projesidir” dediðimiz için FETÖ’nün hýþmýna uðrarken Diyanet neredeydi?
40 yýldan geçtik, Sayýn Erdoðan dört yýl önce; Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn "Yüzyýlýn Ýslam Kültür Hizmeti Ödülleri" töreninde FETÖ elebaþýný, “Ýlmi güç, þantaj ve örgütlenme için istismar aracý olarak kullanan bir yalancý peygamber” olarak ilan etti, Diyanet neden bu önemli tespitlerin altýný doldurmadý?
Diyanet artýk sessiz kalamaz
Bu rapor, FETÖ’nün dini sapýklýklarýnýn altýný çizmesi bakýmýndan elbette önemliydi. Ama çok geç kaldýklarýný, bizzat Baþkan Görmez de sunumunda itiraf etti.
Geciken tavýr, tavýr deðildir.
Buna raðmen, bu gecikmiþ raporu biz manþetten paylaþtýk.
Çünkü bu rapor, FETÖ ile mücadelede Diyanet’in yer almasýnýn çok önemli olduðu yönündeki iddialarýmýzýn; zannettiðimizden daha önemli olduðunu ortaya koyuyordu.
Ve Diyanet, “FETÖ sapýk bir din istismarcýsýdýr, bununla mücadele bizim varlýk sebebimizdir” demiþ oldu.
Ýþte bu gecikmiþ savaþ ilanýný manþetten kayda geçirdik.
Böylece, “Diyanet, FETÖ ile mücadele etmeli” kýsmýný kapatmýþ olduk.
Artýk nasýl mücadele ettiðine bakacaðýz, etmiyorsa bu manþeti hatýrlatacaðýz.
Mesele Görmez deðil…
Baþkan Görmez’in ayrýlacaðý artýk kesinleþti.
Biz Diyanet’i eleþtirdikçe bazýlarý bu eleþtirilerimizi Sayýn Görmez’in þahsýna teksif ederek, anlamsýz bir “Görmez’i yedirmeyiz” kampanyasý baþlatmýþlardý.
Oysa bizim eleþtirilerimiz kurumsaldý.
Elbette Diyanet’in, FETÖ görmezliðinde Sayýn Görmez’in ciddi payý vardý.
Bu yapýnýn bütün þantaj ve kumpaslarýna raðmen sessizliðini bozmadý. Sadece “Kutlu Doðum”u canhýraþ savunurken sesini duyabildik!
Ama bizim için asýl ölçü, Diyanet’in FETÖ’ye karþý eylemsel tavrýdýr.
Bu görev deðiþikliði umarým Diyanet’e bir itibar iadesi getirir ama bu kolay deðildir.
Yeni baþkan gerçekten FETÖ ile mücadeleyi hayat-memat meselesi yapan Cumhurbaþkaný Erdoðan’a katký verme niyetinde ise önce Diyanet’i 40 yýllýk FETÖ iþgalinden kurtararak, Ehli Sünnet hassasiyetine sahip Ýslami bir kurum haline getirmelidir.