2,5 ay önce "Evlat Nöbeti"ne destek için ziyaret ettiðimiz Diyarbakýr'a, þimdi de Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn merakla beklenen konuþmasýný izlemek için gitmiþtik. Ancak malumunuz, Bartýn'daki elim facia sebebiyle bu program ertelendi. Þehitlerimize rahmet, yaralýlarýmýza acil þifa diliyoruz.
Yine de verimli bir Diyarbakýr ziyareti yaptýðýmýzý düþünüyorum. Deðerli kardeþim Murat Özer, 24 TV'deki özgün programý "Esas Mesele"yi, bu hafta mekan ve zaman olarak Diyarbakýr'a ayýrdý. Program öncesinde ise Diyarbakýr'daki iþ insanlarý ve STK temsilcileriyle çok verimli bir görüþme gerçekleþtirdik.
Diyarbakýr'da gözlemlediðim deðiþimi ve izlenimlerimi, sizlerle de paylaþmak istiyorum.
Önce "Gerçek Diyarbakýr"ý hatýrlatalým...
Ýslâmî açýdan çok önemli bir geçmiþe sahip olan Diyarbakýr, Anadolu'nun Ýslamiyet'e açýlan kapýsýdýr. Hazret-i Ömer Efendimiz (radýyallahü anh) döneminde, Hazret-i Halid bin Velid gibi kahraman sahabîler tarafýndan fethedilmiþtir. Ve ilk iþ olarak MarToma Kilisesi camiye çevrilerek Ulu Cami adý veriliþtir. Bu fetih esnasýnda þehit olan (Halid bin Velid Hazretlerinin oðlu) Süleyman ibni Halid Hazretleri, 26 kýymetli sahabe ile birlikte Hazret-i Süleyman Camii'ndedir.
Abbasîlerden Selçuklulara; her dönemde "Ýslâm merkezi" özelliðini koruyan Diyarbakýr Osmanlý döneminde daha da önemli hale gelmiþtir.
Þimdi de "Eski Diyarbakýr"ý hatýrlayalým...
Ne yazýk ki Osmanlý'nýn bitiþi, "Gerçek Diyarbakýr"ýn da sonu olmuþtu.
Sahabî emaneti olan Diyarbakýr'ý deðiþtirmeye, "adýndan" baþladýlar. Diyar-ý Bekr veya Osmanlý dönemindeki "Diyarbekir" haliyle Peygamber Efendimizin ilk halifesi EbuBekr Efendimizi hatýrlatan bu deðerli isim, "Bakýr memleketi" gibi bir sýðlaþtýrmayla "Diyarbakýr" yapýlmýþtý.
Bu güzelim medeniyet beldesi, bölgede tezgâhlanacak emperyalist oyunlarýn merkezi haline gelmiþti. Mesela, Hilafetin kaldýrýlmasýna isyan eden Þeyh Said'in "Kürt Ýsyaný çýkardý" gerekçesiyle burada asýlmasý (29 Haziran 1925) öyle uzun vadeli fitne idi ki, bu hýyanete sahne olan Daðkapý Meydaný hâlâ gözyaþlarýyla ziyaret edilmektedir.
Asýl dezenformasyon gerideydi. PKK'nýn 1978'de Lice'de kurulmasý asla tesadüf deðildi. Ýlerleyen yýllarda caddeleri dolduran "Baþkent" tabelalarý, bu Ýslâm diyarýný terör merkezi yapma çabalarýnýn eseriydi. Ne gariptir ki "rejim güvenliði"ni, farklý kesimleri birbirine düþürerek saðlayacaðýný düþünen devlet anlayýþý da, Diyarbakýr'ý terör örgütüne ikram etmiþti!
Bu güzel diyarýmýzýn, "muhafazakâr dokusunu kaybederek sanki Marksist; Leninist PKK'nýn Moskova'ya uzanan kapýsý haline geldiði" algýsý hýzla yayýlmýþtý.
O hale gelmiþti ki artýk Batý'dakiler, býrakýn gezmeyi iþ için bile Diyarbakýr'a gidemiyordu. Zaten burada yaþayanlar da huzur nedir bilmiyordu!
"Bölgedeki deðiþimin canlý örneði" diyebileceðimiz Orhan Miroðlu, "Eski Diyarbakýr"ý, fail-i meçhul kurbaný Musa Anter'in aðzýndan þöyle tarif ediyordu:
"Diyarbakýr'da kaldýðým 4 gün boyunca 'ölümden korkmadým' desem yalan olur. Ölümü hiç unutturmamaya, hep hatýrlatmaya kararlý bir þehir olmuþ Diyarbakýr. Daha güneþ batmadan herkes evlere çekiliyor, sokaklarda in-cin top oynuyor" (Dýjwar, s. 104)
Daha 6-7 yýl önce tezgâhladýklarý "Hendek Terörü"yle þehri daha da "korkunç" hale getirmiþlerdi!
Gelelim "Yeni Diyarbakýr"a...
Çok þükür o eski Diyarbakýr'dan eser yok þimdi... Bölgedeki deðiþimi yýllardýr yakýndan izlediðim halde, "Yeni Diyarbakýr"ý görmeseydim asla hayal edemezdim. Ayný þekilde, Diyarbakýr'ý görmeyenlerin zihninde, hâlâ o korkunç sahnelerin döndüðü kanaatindeyim.
Sadece teröristlerin "köstebek yuvasý"na çevirdiði Sur'un, tarihî dokuya uygun olarak yenilenmesini kastetmiyorum. Diyarbakýr artýk, Sayýn Vali Ali Ýhsan Su baþta olmak zere bütün kamu görevlilerinin yerli halký mutlu etmek için çýrpýndýðý bir huzur kenti haline gelmiþ.
Ya Diyarbakýrlýlar...
Yeni tanýþtýðý bir "yabancý"ya, "Evimiz müsait; buyurun" diyecek kadar içten ve samimi olan Diyarbakýrlýlar, kucaðýný açmýþ Türkiye'yi bekliyor.
Demem o ki devlet, "Gerçek Diyarbakýr"ý yeniden tesis etmek için gereken her þeyi yapmýþ. Þimdi sýra bizde...
Diyarbakýr artýk çok huzurlu ve güvenli bir þehirdir. "Medeniyetler arasýndaki zaman tüneli" olan tarihî hazineleri, leziz yemekleri ve gülen yüzüyle sizi beklemektedir.