Dizilere para öder miyiz?

Salı günü Ankara’da çok önemli bir ihale süreci başladı.Yaklaşık 20 yıldır konuşulan, karasal yayın yapan kuruluşlara yayın lisansı verilmeye başlandı. RTÜK tarafından yapılan ihalede ilk gün elde edilen kazanç 350 milyon lira civarında oldu.Dizisi, yarışması ve benerleriyle bilinen büyük kanallardan her biri lisans için yaklaşık 50 milyon lira ödedi, tematik kanalların ödedikleri 25 milyon lira seviyesinde kaldı. Peki bu iş seyriciyi ve reklamvereni nasıl etkiler? Amerika’da iyi diziler ve programlar için sadece televizyon almak ve bir uydu alıcı edinmek yetmiyor aslında.Yani para ödemeden seyredilen kanallarda çok iyi şeyleri bulmak mümkün olmuyor. Türkiye’de ise durum böyle değil.

 

İşin garip tarafı reklmaveren de bedava herkese ulaşan ve bu sayede çok seyredilen dizilerde boy gösteriyor. Aslında bu sistem de bir miktar tartışmalı zira ürün-hedef kitle ilişkisi tam olarak kurulamıyor.Mesela dünyanın en meşhur saat markasının reklamlarını dizilerde değil denizcilik ve golf yayınlarında görüyoruz. Niye futbol değil de denizcilik ve golf diye sorduğunuzda pahalı ürünün reklamını zevkleri için para harcayan insanlara yaptıkları cevabını alıyorsunuz... Sonuç olarak çok da doğru olmayan bir sistem üzerinde yürüyoruz şimdilik. Rekabetin bu kadar sert olduğu bir ortamda hiçbir kanal şu an yayınını ücretli hale getiremez ama günün birinde işler buraya doğru evrilirse kimse şaşırmasın...

Hoşuma gitti...

Mesut Yar ve Cem Öğretir, Salı gecesi çok güzel bir iş yaptılar. Mesut Yar, CNN Turk’teki programında ATV’nin anchorman’i Cem Öğretir’i konuk etti.Klasik televizyoncu rekabetini bir kenara bırakmak da güzel, bir insanı daha önce çalıştığı kanal da konuk etmek de... 

 

Cem Öğretir, başarı grafiğini üst seviyelere taşımış, anchorman’lik sıfatını pekiştirmiş olsa bile kasmadı.Eline gitarını aldı, şarkısını söyledi, ben haberciyim diye diğer zevklerini saklamaya çalışmadı. Doğrusunu isterseniz güzel bir iş oldu...

Şakaya devam...

Fox TV, programcısı Serap Paköz’ü hırlapayarak adını duyurmaya devam ediyor.

Geçen hafta yayına bağlanan seyirciyle yaşanan tartışmanın bir benzeri yine yaşandı, haber yine servis edildi.Seyirciler programı ağır bir dille eleştiriyor, yayıncı kızıyor, bu servis ediliyor.Kazananı olmayan bir tanıtım anlayışı bu...