Bilenler bilir bizim Türk dizileri ihraç malý olarak epeyce iþ yapýyor.
Hangi ülkeler alýyor bilemiyorum. Ama bilmek isterdim. Hangi ülkeler alýyor, niçin izleniyor, izleyenlerle anket yapýlsa da biz de öðrensek. Böyle meseleleri merak edip kendine iþ edinen akademisyenlerimiz olsa da bilsek, bellesek bizim dizlerde ne buluyorlar.
Türk dizisi nedir?
Türk filminin sulandýrýlmýþ haline Türk dizisi denir.
Konsantre meyve sularý var hani su katýnca çoðalýyor. Ýþte aynen öyle Türk filmini al, sahneleri uzat, kýzlarý güzel gözlü, oðlanlarý uzun boylu yap al sana Türk dizisi.
Biz kendi hikayesini takip eden yani kendi romanýný, filmini takip eden bir ülkeymiþiz de o sebepten dizi sektörümüz güçlüymüþ. Bu yorum bana pek iyimser geldi. Bizim seyircimiz ille yerli yapým olsun ister mi hiç zannetmiyorum. Yabancý dizilerin efsanelerini hatýrlasýn milletimiz. Hani Zenginler de Aðlar, Kaçak, Dallas, Küçük Ev ve daha nice yabancý yapýmlar senelerce hüküm sürdüler televizyonda.
Türk dizisinin geçer akçe olmasý zaman içinde olmuþ bir durum. Ve seyircinin ille de yerli olsun ýsrarý sebebiyle deðil. Dizi yapýmcýlarýnýn halk ne ister sorusuna kendilerince verdiði cevaplar sayesinde oldu.
Ben þahsen bizim dizileri takip etmiyorum. Daha doðrusu edemiyorum. Çünkü çok uzunlar. Uzun olmak için de pek aðdalý bir anlatýmlarý var. Benim tahammülüm yok açýkçasý. Aksiyon dizilerimiz bile aðýr aksak ilerliyorlar. Konularýn bilindik olmasýndan hiç bahsetmiyorum. Konular o kadar bilindik ki her evde bir dizi ustasý var. Ve hangi sahnede ne olacak tahmin ediyorlar. Hatta evdekiler bu dizi tahmincilerine kýzarlar ‘tadýmýzý kaçýrma, spoiler verme’ derler.
Ama dikkatli bir izleyici bizim dizileri gözü kapalý yazar.
Dizilerimizin konularý bildik, metotlarý tanýdýk olsa da izleniyorlar.
Özellikle gençler o dizilerden tavýr, tarz, poz öðreniyorlar. Dizilerin umurunda deðil belki ama üzerlerinde epeyce bir mesuliyet var. Onlarýn mesuliyetlerini anlatan yüzlerce makale, kitap var ama dizi yapýmcýlarýnýn ciddi þeyler okumaya ne niyetleri ne vakitleri var.
Zaten okumuþ yazmýþlarla cemiyet arasýnda saðýr duvarlar hep var. Dizilerin tahribatlarýný anlatanlarýn dediklerini bizler dinliyoruz ama dizi imal edenler hiç o dallara basmýyorlar. Biliyorlar ki hassasiyetleri gözeterek dizi yapmak isteseler maliyetleri artacak, daha kaliteli iþler yapmak zorunda kalacaklar. Ne gerek var öyle de izleniyor böyle de izleniyorlar. Olan bizim kirlenmiþ kafamýza, kalbimize ve harcanmýþ vakitlerimize oluyor.
Ýþte hal böyleyken bizim dizileri alanlar neresine heveslenip de alýyorlar?
Dýþarýda hýzlý satýlmalarý bizim dizilerin daha kaliteli olmasýna imkan saðlýyor mu?
Bizim dizleri yoðun olarak tüketen ülkeler de baþka hangi ülkelerin dizileri çok izleniyor. Mesela kendi yerli yapýmlarý ne durumdadýr?
Yani meseleyi ciddiye alýrsanýz soru çok ama derine dalmadan sadece satýþ rakamlarýna itibar ederseniz pek mutlu olursunuz. ‘Dizilerimiz ihraç ediliyor ve pek seviliyormuþ’ der sevinirsiniz.
Ama ne yapalým ki sevinmek yerine soru sormak da bizim iþimizdir diyelim ve bu hafta da huzurlarýnýzdan ayrýlalým.
Kalýn saðlýcakla...