DOÐAN KARDEÞ

Evlat acýsý ne kadar zor bir acýdýr ve büyük imtihandýr. Yavrularýmýz hepimizin göz bebeði onlarýn kýlýna zarar gelmesine rýzamýz yoktur. Ama bazen ne yaparsak yapalým aciz kalýrýz.

O acziyetlerden birinin hikayesi þöyle; Yapý Kredi Bankasý’nýn kurucusu kimyager, yazar ve iþ adamý Kazým Taþkent’in oðlu Doðan, Ýsviçre’nin Flims kasabasýnda bir özel kolejde okumaktadýr. 

10 Nisan 1939’da Flims kasabasý her zamanki günlerinden birini yaþamaktadýr. Bahardýr ne de olsa. Sunnehuesley yatýlý okulunun çocuklarý okul pikniðine gideceklerdir. 

Pikniðe gidilir. 

Piknikte de aksayan bir þey yoktur. 

Dönüþ yoluna düþerler.

Dönerken felaketin haberini ilk olarak okul müdürünün atýnýn aldýðý söylenir at þaha kalkmýþ ve aksi istikamette koþmaya baþlamýþtýr. Ardýndan büyük bir uðultu ile daðdan kayan kayalar çocuklarý yutar.

Kasaba halký hemen yardýma koþar, sonrasýnda arama kurtarma faaliyeti baþlar ama tablo acýdýr. Toplam 19 kiþi hayatýný kaybetmiþtir. Okul müdürünü ise kaçan atý kurtarmýþtýr.

Kazým Taþkent’e haber çok geçmeden ulaþýr. Bir telgrafla kaza haberi verilir ve oðlunun da ölenler arasýnda olduðunu öðrenir Taþkent. Tabi büyük bir acýdýr bu. Hemen Flims kasabasýna ulaþýrlar. Fakat ölen oðullarý Doðan’ýn cesedini alýp memlekete dönmek arzularý yarým kalýr. Bütün aramalara raðmen ceset bulunamaz. Taþkent’ler çaresiz dönerler memleketlerine.

Doðan Taþkent’in cesedi hiç bir zaman bulunamaz. Aile mahvolmuþtur. Kazým Taþkent bu acýyla çok sarsýlýr. Ama çalýþmaya devam eder. Ve Doðan Kardeþ Yayýnlarý’ný kurar.

Doðan Kardeþ Yayýnlarý ve dergisi 1945’ten 1978’e kadar yayýnlarýný sürdürür. Yaþý yetenler bu yayýnlarý hatýrlayacaktýr. Yayýnevinin adý Ýsviçre’de enkaz altýnda kalýp cesedi dahi bulunamayan Doðan Taþkent’ten mülhemdir.

Olaydan sonra orada hayatýný kaybeden çocuklarýn hatýrasýný yaþatmak için bir çocuk heykeli dikilir Flims kasabasýna...

Aslýnda biraz yakýndan bakýlýnca nice parlak kariyerlerin, baþarý hikâyelerinin içinde böylesi acýlar gizlidir. Çok gün yüzüne çýkmasa da acý çekenler derununda bir ömür saklarlar bu acýlarý.

Biz bu acýklý hikâyeyi neden anlattýk?

Hayatta acý tatlý olaylar iç içe geçmiþtir. Dýþarýdan bakýlýnca baþarýlý bir kariyeri olan Taþkent’in hayatýnda böylesi acý bir hikâye vardýr. Ayný þekilde acý hikâyelerden de güzel sonuçlar hâsýl olabilmektedir. Misalen genç yaþta Ýsviçre’nin daðlarýnda kaybolup giden yavrucaðýn ismi pek çok çocuðu sevindirmiþ bir yayýnevine ilham olmuþtur.

Ýbrahim Hakký Hazretlerinin meþhur bir sözü vardýr; “Deme niçin þu þöyle/ Yerincedir o öyle/Görelim Mevla neyler/Neylerse güzel eyler.

Burada önemli olan, daha doðrusu zor olan; baþýmýza gelen bela ve musibetlerin bir hayra vesile olacaðýný belanýn ilk anýnda görebilmektir.

“Mümin kiþinin hali ne hoþtur baþýna bir sýkýntý geldiðinde sabreder bu sabrý onun iyiliðinedir. Kendisine bir nimet verildiðinde de þükreder ki bu da onun hayrýnadýr.” diyen Efendimizin müjdesi ile bu haftaki yazýmýzý bitirelim.

Rabbim hepimizi esirgesin...