Doðan’dan Erdoðan’a, ‘Size baba diyebilir miyim’!

Doðan Medya’nýn sahibi Aydýn Doðan ile damadý Mehmet Ali Yalçýndað, Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan’ý aradý.

Aydýn Doðan’ýn damadý söze “Size baþkomutaným diyebilir miyim” diye baþladý.

Hani az daha Aydýn Doðan, oðlu yaþýndaki Tayyip Erdoðan’a “Size baba diyebilir miyim” diye soracaktý!

Bir zamanlar Tayyip Erdoðan için “Muhtar bile olamaz” diyenlerin, bugün ona “Size baþkomutaným diyebilir miyim” diye yaltaklanmasýný acaba nasýl yorumlayalým?

Yeri gelmiþken medyamýzdaki þu suçlamalara da bir bakalým.

Eskiden Aydýn Doðan’a ait CNN Türk’te program yapan Birgün gazetesi yazarý Enver Aysever, meslektaþlarý Cüneyt Özdemir, Ahmet Hakan ile Mehmet Ali Yalçýndað’a yönelik aðýr suçlamalarda bulunuyor.

Enver Aysever, “Benim gibi kaç gazetecinin kovulmasý için kulis yaptýnýz; kaç gazeteciyi iktidara gammazladýnýz” diye soruyor.

Öte yandan Cumhuriyet gazetesi yönetimi, iki eski yazarý Mustafa Balbay ile Alev Coþkun’u iktidarla iþbirliði yapmakla suçluyor.

Medya bu haldeyken, Olaðanüstü Hal kararnamesiyle kapatýlan gazetelerin, televizyonlarýn, radyolarýn mensuplarý, “Medya özgürlüðü adýna dayanýþma içinde olalým” çaðrýlarý yapýyor.

Peki dayanýþma içinde olalým.

Ama size þunu da soralým.

Mesela 28 Þubat döneminde Akit gazetesi polis tarafýndan basýldýðýnda, yöneticileri gözaltýna alýndýðýnda “Medya özgürlüðü adýna” bu gazeteyle dayanýþma içinde oldunuz mu? 

Ya da Odatv polis tarafýndan basýldýðýnda, yöneticileri hapse atýldýðýnda, “Medya özgürlüðü adýna” Odatv ile dayanýþma içinde oldunuz mu?

Biliyoruz ki olmadýnýz.

Onlarý yalnýz býraktýnýz.

Akit’e “Ýslamcý” dediniz; Odatv’ye “Kemalist” dediniz; sizden olmadýklarý için onlara yapýlanlara tepkisiz kaldýnýz.

Zaten bu ülkede her þeye benden mi onlardan mý diye bakýlýr.

Yalnýzca kendinden olana sahip çýkýlýr.

Nitekim þort giydiði için bir kadýna saldýrýlmasý üzerine, medyanýn bir kesimi yeri göðü inletircesine tepki gösterdi.

Ama ayný kesim, baþörtülü olduðu için bir kadýnýn saldýrýya uðramasýna böylesine tepki göstermemiþti.

Bakýn 15 Temmuz gecesi halký darbeye direnmeye çaðýrmak için sela okuyan birçok cami görevlisi, þortlu erkeklerin, þortlu kadýnlarýn saldýrýsýna uðradý.

Camilerin camlarý kýrýldý.

Peki þort giydiði için bir kadýnýn saldýrýya uðramasýna yeri göðü inletircesine tepki gösterenler, niye buna ayný tepkiyi göstermedi?

Bu da ülkemizde benden onlardan ayrýmýnýn yapýldýðýný bize bir kez daha gösterdi.

Bu gibilere benim yaptýðýmý yapmalarýný tavsiye ederim.

Ben günde beþ vakit kendime “Zalim kim olursa olsun ona karþý ol; mazlum kim olursa olsun ondan yana ol” öðüdünü veririm.

Eðer zalimin kimliðine bakarsanýz, mazluma kimlik sorarsanýz, o zaman sadece sizden olanlarýn uðradýðý zulme karþý çýkarsýnýz.

O zaman baþkalarý da kendinden olanlarýn uðradýðý zulme karþý çýkar; bunu unutmamalýsýnýz.

Kendinden olana yapýlan zulme “yuh olsun”, kendinden olmayana yapýlan zulme “oh olsun” diyen bu zihniyet artýk ülkemizde yok olsun.

Zulme, haksýzlýða uðrayan kim olursa olsun, ona yapýlan hepimize yapýlmýþ gibi tepki konulsun.