Cannes Film Festivali En Ýyi Erkek Oyuncu Ödülü sahibi Muzaffer Özdemir, ilk uzun metrajlý filmi Yurt ile doða-insan iliþkisi üzerine eleþtirel bir etüd yapýyor.
BÜYÜMEKTE olan ekonomilerin doðayý acýmasýzca sömürmesi ve kentlerde toplanan nüfusun doðayla iliþkisinin kýsýtlanmasýnýn da sömürüyü körüklemesi üzerine bir tür meditasyon Yurt. Ancak derin düþünme ve irdelemenin ötesine geçip bu durumu eleþtirmekten geri kalmayan bir meditasyon! Nuri Bilge Ceylan’ýn Uzak filmindeki performansýyla 2003 Cannes Film Festivali’nde En Ýyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü merhum Mehmet Emin Toprak ile paylaþan Muzaffer Özdemir, ilk uzun metrajlý filmindeki teknik yetkinliðiyle yönetmenlikte kalýcý olabileceðini müjdeliyor.
BÝR YANDA DOÐANIN SAVUNMASIZ ÇÝÇEKLERÝ DÝÐER YANDA KIYIM
Özdemir’in memleketi Gümüþhane’de gerçekleþtirdiði filmin kahramaný Doðan, yönetmenin alter egosu (Ýnsanýn bürünmek istediði diðer kiþilik, ayný bedende farklý ruhlar) denemese de onun kiþiliðinden çok iz taþýyan bir karakter. Az konuþan, çok hisseden, içe dönük Doðan’ýn kafa dinlemek için gittiði, bir yandan da iþyerindeki projesi için su deðirmenlerinin fotoðraflarýný çektiði memleketindeki gözlemleri ve bu gözlemlerdeki karamsarlýk belli ki yönetmenin bakýþýný yansýtýyor. Kendi de Doðan misali daðcýlýk yapan ve sinema dýþýndaki mesleði mimari restorasyon olan Özdemir, Doðan’ý kendisinin aþina olduðu ama izleyicinin sosyal farkýndalýðýnýn az olduðu bir alana gönderiyor.
Bunalým geçirmekte olan Doðan, patronu tarafýndan Gümüþhane’ye gitmesi için teþvik ediliyor. Ancak burada hatýrladýðý bakir doða yerine yaþayanlarýn terk ettiði, ekonomik amaçlarla (barajlar, madenler) daðlarýn baðrýnýn deþildiði, farklý bir “Yurt” bulur. Yurdun bu hali yaylalarý dolaþan, tepelere týrmanan Doðan’ý tezatlarla yüzleþtirecektir. Bir yanda bozulmamýþ doðanýn savunmasýz sarý çiçeklerle vurgulanan güzelliði diðer yanda kentlerde ürün ve hizmet talep eden tüketiciler için yapýlan endüstriyel faaliyetlerin yol açtýðý doða kýyýmý... Yunus Emre’nin ünlü ilahisini hatýrlamamak mümkün mü? “Sordum sarý çiçeðe/ Annen baban var mýdýr?/ Çiçek eydür derviþ bab / Annem babam topraktýr.”
Özdemir, gerçek mekan ve kiþileri kullanarak, onlarýn içinde bulunduðu durumu ve yaþadýklarý sorunlarý aktararak filme belgesel niteliði katýyor. Böylece doðanýn sömürüldüðüne dair tezini destekliyor. Modernitenin yozlaþtýrdýðý yurt kavramýnýn esas anlamýna ulaþmaya çalýþýyor; “Annem babam topraktýr” diyor, sanki. Doðan, doðanýn kucaðýnda huzur bulmak istiyor ama ona bir o kadar da huzursuzluk veren bir zihniyetle yaþadýðýmýzýn ayýrdýna varýyor. Yurt kavramý yersiz yurtsuzluk kavramýna tuhaf biçimde yakýnlaþýyor, filmin aktardýðý duyguda. Artýk aile ocaklarý birer kýr evi yazlýk ev statüsünde! “Memleket doðduðun deðil doyduðun yerdir” atasözünde haklýlýðýn yaný sýra biraz da oportünizm yok mu diye düþünüyor insan....
Yönetmen/ Senaryo: Muzaffer Özdemir
Görüntü: Ýlker Berke
Oyuncular: Kanbolat Görkem Arslan, Muzaffer Özdemir, Muharrem Uzuner, Pýnar Uysal, Saygýn Soysal, Ýsmail Ergün, Ýlhami Þibil ve Halil Kýlýç