31 Mart seçimleri öncesinde ve seçimlerin yenilenmesi kararýnýn sonrasýnda çok þeyler yazýlýp çizildi. Yapýlan analizlerde birçok hükümde bulunuldu, birçok tespit yapýldý.
Kimi çevreler algý operasyonunun bir parçasý olarak bir kýsým yanlýþ kabulleri, yalan ve çarpýtmalarý devreye koydular.
Gerek iyi niyetle yapýlan bir kýsým tespitlerin, gerek manipülasyon amacýyla piyasaya pompalanan yorumlarýn birçoðu 23 Haziran seçimleriyle boþa düþtü. Doðru olduðu düþünülen veya düþündürülen fikirlerin çok da gerçeði yansýtmadýðý görüldü.
Kendi politik pozisyonuna göre gerçekleri farklý algýlama, bir illüzyon veya yanýlsama içinde yaþama maalesef her çevreden insanýn kolayca kapýlacaðý büyük bir handikap.
Mesela seçimlerin iptal edilmesi üzerine muhalefet cephesinden pompalanan ve bir kýsým ortamlarda fazlaca köpürtülen bazý söylemler þöyleydi:
“Sandýkla artýk bir yere varýlamaz…”
“Bin bir türlü entrikayla seçimi alýrlar…”
“Toplum çok keskin hatlarla bölündü, artýk karþýlýklý geçiþler olmaz…”
“Bu belediyeleri geri almak hayal oldu…”
Demokrasiye, sandýða, seçimlere yönelik inancý ve güveni sarsan bu tür yaklaþýmlar sadece CHP’nin çaresizliðinin ve ümitsizliðinin bir yansýmasý deðildi.
Bu tür söylemleri yayanlar arasýnda kasýtlý olarak demokrasinin bittiði algýsýný oluþturarak sokaðý hareketlendirmek veya vesayet odaklarýna davetiye çýkarmak isteyen mahfiller de vardý.
‘Tek adam rejimi’ söylemleriyle Erdoðan’a yüklenen ve demokratik yarýþýn önünün tamamen kesildiði görüntüsü vermeye çalýþan bu çevrelerin seçimde çýkan sonuçla bir açýdan boþa düþtüðünü söyleyebiliriz. Ýþin diðer boyutu da kendi tabanýný ateþlemek için bu manipülasyonlarýn devreye konulduðu ve bunun da bir þekilde bazý çevreleri farklý þekilde etkilemiþ olabileceðidir.
Kampanya sürecinde yaþanan kimi hadiselerin de sonuca dramatik etki yaptýðý konuþuldu. Mesela Ýmralý mektubunun ters teptiði ve önceki seçimde beka söyleminin olumsuz etki yaptýðý gibi…
Anket verileriyle çýkan sonuçlara bakýldýðý zaman bu iddialarýn tamamýyla teyid edilmediðini de söyleyebiliriz. Ýmralý hadisesi yaþanmadan önce yapýlan anketler ile sonuçlar arasýnda ciddi bir fark yok. Bu olayýn trendi ciddi þekilde deðiþtirdiðine dair de bir emare yok. Tartýþma konusu olmak ile sonuca tesirli olmak farklý þeyler.
Ayný þey, beka meselesi için de geçerli. 31 Mart’tan önce beka söyleminin ters teptiði söyleniyordu, 31 Mart’tan sonra bu söylemin fazla dile getirilmemesinin tabloyu iyileþtirmediði de görüldü.
AK Parti çevrelerinde çokça dile getirilen tabanýn daha fazla motive olduðu, tam bir ayýlma ve canlanma içine girdiði, daha pozitif bir dalganýn oluþtuðu söyleminin de temenni olduðu anlaþýldý. Belki önceki seçimde daha düþük bir motivasyonla destek verenlerin bu seçimde daha hararetli bir þekilde sandýða gittiði söylenebilir, bunun böyle bir algý oluþturmasý da mümkündür.
Seçimin iptali ve tekrarý sürecinde YSK veAnadolu Ajansý üzerinden koparýlan fýrtýnalarýn ve önyargýlý beklentilerin de bir karþýlýðýnýn olmadýðý görüldü. Kurumlar yapmalarý gereken iþleri objektif bir þekilde yaptýlar, seçimin güvenirliliðine gölge düþürecek bir olay yaþanmadý.
Bu seçime yönelik bir tespit de kamuoyu araþtýrma þirketlerinin büyük baþarýsýzlýk yaþayarak girdikleri mezardan geri çýkmalarýdýr. Hatýrlanýrsa önceki seçimlerde yayýnladýklarý anketler, seçim sonuçlarýnýn yakýnýndan bile geçememiþ, toplumda anket þirketlerine yönelik büyük bir hayal kýrýklýðý oluþmuþtu. Anket firmalarýnýn yeniden oyuna dönmeleri, sonuçlara yakýn tahminlerde bulunarak bozulan imajlarýný tamir etmeye çalýþmalarý bu seçimin diðer bir sonucudur.