Seçim hükümeti konusunda çok þey yazýldý. Kimi beðendi, kimi eleþtirdi. MHP ve CHP’nin tavrý, Tuðrul Türkeþ’in katýlmasý, HDP’li bakanlarýn böylesi bir hükümette yer almasý sayýsýz tartýþmanýn konusu oldu. Ýlk kez baþörtülü bir bakanýn hükümette yer almasýysa tarihi önemde olmasýna karþýn yurt dýþýndan takip edebildiðim kadarýyla fazla reaksiyon doðurmadý.
Ýstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Ayþen Gürcan’ýn hükümete katýlýmý daha çok kadýn bakan sayýsýnýn azlýðýna iþaret etmek için vesile oldu. Oysa bundan bir kaç yýl önce baþörtülü bir bakan hükümete girmiþ olsaydý, kýyamet kopar, Anýtkabir’e yürüyüþler düzenlenirdi. Görünen o ki artýk Türkiye en azýndan baþörtüsü söz konusu olduðunda normalleþti.
Umarýz diðer alanlarda da, özellikle de Kürt sorununun çözümü, PKK þiddetinin sona ermesi için de bu hükümet bir vesile olur, Türkiye içinden geçtiði olaðanüstü dönemi atlatýr, normalleþir, sorunlarýnýn çözümü yolunda adýmlar atar, tüm sorunlarýný seçim sonrasýna ertelemez. Bana öyle geliyor ki dýþ politikada karþý karþýya olduðumuz bazý sorunlarýn çözümü için deðilse bile, çözüm yolunda ilerlenmesi için umut var.
***
Çünkü Türkiye’nin dýþ politikasýndan, ama özellikle de Kýbrýs, Ýsrail, Ermenistan, Suriye gibi sorun alanlarýnýn yönetiminden birinci derecede sorumlu olan bir diplomat Dýþiþleri Bakanlýðý’na getirildi. Baþbakan ve belli ki Cumhurbaþkaný doðru zamanda doðru kararý verdi, doðru insana Türkiye’nin dýþ politikasýný emanet etti. Bunca sorunla uðraþýlýrken eðer kiþisel ya da siyasal tatmin adýna baþka biri bu göreve getirilmiþ olsaydý, Türkiye çok daha fazla zorlanabilirdi.
Al Jazeera’nýn Türkçe web sayfasýnda yer alan portresinde belirtildiði gibi Feridun Sinirlioðlu ön plana çýkmamaya özen gösteren, kameralardan uzak durmaya çalýþan, çok konuþmayan, eski Ýsrail Müsteþarý Alon Liel’in deyiþiyle tam bir “klasik diplomasi ustasý”. Yüzünden, mimiklerinden ne düþündüðünü anlamanýz hiç kolay olmayan biri. Doktorasý olan, çok okuyan, çok çalýþan ve derinlikli bir insan.
Uzun yýllar Süleyman Demirel’in yanýnda olmasý da pek çoklarýnýn söylediði gibi devletin içine nüfus etmesini, devlet mantýðýyla hareket etmesini saðlamýþ. Benim gözlemlediðim kadarýyla Baþbakan Davutoðlu’yla da aralarýnda güvene dayalý bir iliþki var. Ancak ona tek güven duyan Baþbakan deðil. Konuþtuðum tüm yabancý diplomatlar Sinirlioðlu hakkýnda olumlu intibaa sahibiydiler.
Feridun Sinirlioðlu’nu eski ve þimdiki meslektaþlarý arasýnda eleþtirenler de var. Ancak eleþtiriler kiþiliðine, mesleðine deðil uygulama sorumluluðunu üstlendiði politikaya iliþkin. Al Jazeera’nýn çýkarttýðý portrede eski ABD büyükelçisi Ricciardone’nin vurguladýðý gibi çok göstermeyi sevmese de espri anlayýþý olan ve bence arkadaþlarýyla sýcak iliþkiler kurabilen bir insan.
***
Doðal olarak yeni Bakan’ýn “iyi bir insan” olmasý, tecrübesi, vizyonu Türkiye’nin bütün dýþ sorunlarýnýn bir çýrpýda çözüleceði, Sinirlioðlu’nun iki ay için mucizeler gerçekleþtireceði anlamýna gelmiyor. Karþý karþýya olduðumuz tüm sorunlarýn bizden baþka en az bir muhatabý daha var, çözümleri müzakereyi, uzlaþmayý ve tabii ki bazý pozisyonlardan karþýlýklý fedakarlýðý gerektiriyor.
Unutmayalým ki devletler arasý iliþkilerde karþýnýzdaki hiç bir fedakarlýk yapmazken sizin fedakarlýk yapmanýz, yaptýðýnýz fedakarlýðýn boþa gitmesine neden olur. Diplomasi ne yazýk ki iyi niyetin hakim olduðu bir alan deðildir. Orada güç, zorlama, bazen de mükafat vardýr. Önemli olan karar verme konumunda olanlarýn dünyayý doðru okuyabilmesi, sorunlarý doðru yönetmesi, deðiþen koþullara uygun kararlar verebilmesidir.
Benim tanýdýðým Feridun Sinirlioðlu dünyayý da Türkiye’yi de iyi okuyan, içinde var olduðu koþullarý iyi bilen, gerekli zamanda gerekli esnekliði gösterebilen biridir. Umarým Türkiye’nin koþullarý, genel siyasetinin seyri onun inisiyatif kullanmasýna yardýmcý olur, sorunlarýmýzý çözemese bile yönetebilir...